Kerem Kırçuval

Kerem Kırçuval

JELİBON REZERVİ

Komik mi?

Bence değil.

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim:

Ağlanacak halimize gülüyoruz…

Uzaya duble, yani çift şeritli yol yapılacağı söylense buna gönül rahatlığıyla inanacağı beklenen ahaliye mizah yapmıyor, dalga geçmiyorlar.

İnanarak konuşuyorlar.

Sözlerini, güvenerek, etkili olacağını düşünerek ekran ekran, manşet manşet gezdiriyorlar.

Kafa karıştırmanın, dün ak dediğine bugün kara demenin hiçbir bedelini yaşamadıkları için işte bu tuhaf yalanlara gerçek muamelesi yapıyorlar.

Ayıp, utanma, mahcup olma, lügatlerinden çıkalı hayli olduğundan lafın da hareketin de hovardalığı bu yüzden.

Doğalgaza, elektriğe ne zaman zam yapılacaksa denizlerden gaz fışkırıyor, akaryakıta güncelleme gelecekse Lozan’daki gizli maddelerden ötürü kapatılan kuyular açılıyor. Hemen bir musluk bağlanıyor. Depoda 1 milyar dolarlık çok kaliteli petrol olduğu ortaya çıkıyor.

“Uzayı da fethettik elhamdülillah” demek için Elon Musk’tan yaptırdıkları iki bilet rezervasyonunun ardından Uzay Ajansımızın pek kıymetli yöneticisi astronotlara yolluk hazırlıyor. Sarmaydı, dolmaydı, yuvalamaydı… Artık Allah ne verdiyse gemideki meslektaşları da nasiplensin diye.

Hava yollarımızın filosuna kattığı uçağın hizmete girmesine apronda deve keserek, “Kazasız belasız yolların olsun” diyen kıymetli yöneticiye nasıl gülmediysek, dışarıdan saman, evet bildiğiniz saman ithalini “paramız var da alıyoruz” diye savunan sayın bakana da minik bir tebessümü çok görmüştük.

“Yok artık bu kadarı da olmaz” dedikçe bizler, onlar çıtayı her gün daha da yükseltti.

“Yok yahu bunu dememiştir” iyi niyetini mahcup etmeye doyamadıkları gibi “Vardır bunun hikmeti, bekle gör” zihniyetini de hâlâ yıldıramadılar.

Önümüz kurban. Çok sayın Diyanet ile pek hamarat hayır kurumları için bayramlar tanzim satış mağazalarının indirim günleri gibi.

Az evvel önüme bir açıklama düştü. Bizim yazı işlerinin gözünden kaçabilir. Ben buradan duyurayım. Hem de yine gülümsetmeyen kurnazlığa dikkat çekeyim.

Kurban satan Diyanet İşleri diyor ki;
“Kurban kesmekle mükellef olan şahıs, kurbanlık hayvanı nakit olarak alabileceği gibi kredi kartıyla tek çekim veya vadeli olarak da alabilir. (Yazım Türkçesi onlara ait) Kurban bedelinin kredi kartıyla ödenmesi, kurbanın sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak kredi kartı borcunu ödeme tarihinde ödemek ve gecikmeden kaynaklanan faizli işleme düşmemek gerekir. Kredi kartıyla vadeli olarak kurban alırken vadeyi bankanın uygulaması halinde ilave bir ücret ödenirse kesilen kurban geçerli olmakla birlikte faizli işlem sebebiyle ayrı bir günah söz konusu olacağı için bundan sakınmak gerekir.”

Bence bir daha okuyun.

Yoruma gerek var mı?

Gerçeklere dönerek bitirelim yazıyı da kimse Alice Harikalar Diyarı’nda sanmasın bizi.

En düşük emekli aylığı 2 bin 500 TL. Asgari ücret 4 bin 253 TL. Açlık sınırı 6 bin 391 TL. Yoksulluk sınırı 20 bin 818 TL.

Bankacılık sektörünün net kârı ocak mayıs döneminde 132,1 milyar TL. Geçen sene aynı döneme ilişkin artış yüzde 434 büyüklüğünde.

Ve faizle mücadele…

Komik olan bu bence!

Çok komik.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kerem Kırçuval Arşivi