KADINDAN YANA ERKEKLER

Son Güncellenme Tarihi: Nisan 4, 2021 / 13:23

Mısır doğumlu bir Kürt ve hukukçu olan Kasım Emin, 1899’da Paris’te okurken edindiği Fransız kız arkadaşının da etkisiyle olsa gerek, “Kadının Özgürlüğü” isimli bir kitap yazar. Kitap Arapça dilinde yayınlanır. Emin, Fransa’dayken kadın haklarının ciddi ve ateşli bir savunucusu olmuştur. Kitabının konusunu kadınları eğitmenin önemi, toplumsal hayata dahil olmaları, meslek edinmeleri hakkında görüşleri oluşturur. Amacı ülkesindeki kadınların durumunu yükseltmektir. Kısaca der ki, peçeyi kaldıralım, Kur’an’ın çokkarılılığa, cariyeliğe ve erkeğin bir sözüyle karısını boşamasına izin verir şekilde yorumlanmış ayetlerine yeni bir bakış açısı getirelim.

Tüm bunları bir öneri olarak sunmuş, kitabında. İslam toplumunun ancak kadınları özgürlüklerine kavuşturarak özgür olabileceğini söylemiş. Emin bu devrimci önerilerini İslami terimlerle gerekçelendirme girişiminde de bulunmuş, üstelik. Ama ne olmuş? Kitabı, Mısır’da ve başka yerlerde gelenekçi din çevrelerinin şiddetli tepkisine neden olmuş. Buna rağmen kitap uzun yıllar okunmaya devam etmiş. Hatta, Arapça’dan Türkçe’ye sonra başka dillere de çevirisi yapılmış. Bu kitabın hatırı sayılır bir etkisi oldu diyen Bernard Lewis’dir. Özellikle de okumayı, dolayısıyla bu kitabı da okumayı öğrenmekte olan yeni yetişen kadınlar kuşağı üzerinde…
Kasım Emin’in düşünce sistemini eleştiren kesimler arasında kadınlar da var. Birincil eleştiri, Emin’in üst orta sınıf kadınlarla hayat kadınlarından oluşan sosyal çevresi dışında başka kadın tanımadığını ve bu nedenle tüm Mısırlı kadınları kınayan bir tutum içinde oluşunu sorgulama yönünde. Akademisyen olmasının dışında bir roman yazarı olan Leila Ahmed, “Müslüman Toplumlarda Kadın ve Cinsellik” isimli kitabında Emin’in Mısır’ın gelişememesinin bir nedeni olarak peçeyi gösterme girişiminin bir Batılı bakış açısının tezahürü olduğunu yazmıştı. Leila Ahmed’e göre, kadın “yeni” değildir, Batılı kadınla bir olmayı umursamaz, kendi varlığının bilincindedir. Kadın, yabancı sömürgeciliğine entegre olma aracı olarak da kullanılamaz.

Kasım Emin’in kitabından 32 yıl önce 1867’de, Namık Kemal Tasvir-i Efkâr gazetesinde bakın ne yazmış; “Günümüzde kadınlarımız çocuk doğurmak dışında insanlığa bir yararları yokmuş gibi görülüyor. Müzik aletleri ya da mücevherler gibi yalnızca zevk almaya yaradıkları düşünülüyor. Ancak türümüzün yarısını ve belki de yarıdan fazlasını teşkil ediyorlar. Kadınların başkalarının güç ve gelişimine katkılarının önünü almak kamusal iş birliğinin temel kurallarına, milli topluluğumuzu bir yanı inmeli bir insan vücudu gibi sakatlayacak derecede ters düşer. Oysa kadınlar entelektüel ve fiziksel kapasiteleri açısından erkeklerden daha aşağı değildirler. Eski çağlarda kadınlar, savaş dahil, erkeklerin bütün faaliyetlerine katılırdı. Taşrada kadınlar hala tarım ve ticaret işlerine katılır. Aramızdaki kadınların sosyal haklardan yoksun olmasının nedeni, tamamen cahil, haktan, görevden, yarardan, zarardan anlamaz görülmeleridir. Kadınların bu durumundan birçok kötü sonuç doğuyor, bunların ilki de durumlarının çocuklarının kötü yetişmesine yol açmasıdır.” Genç ve dopdolu bir yazar olan Namık Kemal’in bir daha bu konuya değinmemesi yazık olmuştur, fikrimce.

Günümüzde de kadından yana tutum gösteren, geliştiren erkekler var. Geleneksel bakış açısını terk etme cesareti gösteren, kadına kendini gerçekleştirebilmesinde yardımcı olan, yanında olan erkekler var. Kadınların o erkeklere ihtiyacı var. Yoksa bu yol yalnız yürünmez. Yavaş yürüyoruz ama yürüyoruz!

Aytuna Tosunoglu

Ankara’da 1963 yılında doğan Aytuna Tosunoğlu’nun çocukluğu İzmir ve Malatya’da, öğrencilik yılları İstanbul ve Londra’da geçti. 2002 yılına kadar çeşitli çokuluslu şirketlerde çalıştı. “Müseccel Marka”, ilk öyküsünü on altı yaşında yazan Aytuna Tosunoğlu’nun ilk romanı.

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top