Kampüsü Aç = Salgını Yay

ABD üniversiteleri Ağustos ve Eylül aylarında açıldı, ve Ekim sonuna doğru bu açılışların Koronavirüs salgınına katkısı belli oldu. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri raporuna göre, ülkede 18-22 yaş aralığında Ağustos ayı vaka sayısında %55 artış görülmüş. Daha da kötüsü, öğrenciler arasında yayılan salgın bir süre sonra öğrencilerin yaşadıkları şehirlerde bulunan yaşlılar arasındaki vaka sayısında da artışlara yol açmış. Sektörün en önemli yayını olan Chronicle of Higher Education, birçok üniversitenin güz dönemi basında açıldıktan az sonra kapandığını belirtiyor. Üniversitelerin çoğu bu dönemde karma eğitim veriyor ve derslerin büyük bölümü çevrimiçi.
Günde 3.200 ek vaka
Eylül ayında yapılan bir çalışmada GPS verileri kullanılarak yaz sonundaki hareketlilik incelenmiş. Araştırmacılar veri tabanını üniversitelerin açılış tarihleri ve kampüs civarındaki yerleşim merkezlerindeki vaka oranları ile eşleştirmişler. Öğrencilerin yaşadıkları şehirlerden kampüslere gidişlerinin ülkede günde 3.200 ek Korona vakasına yol açmış olduğu düşünülüyor. Üniversite yöneticileri kampüs içini ne kadar başarılı yönetirlerse yönetsinler, öğrencilerin kampüs dışındaki davranışlarını kontrol etmek neredeyse imkansız.
New York Times gazetesi, ABD’de üniversitelerindeki toplam vaka sayısının 178.000 olduğunu açıkladı—ki bu rakamın gerçek rakamın epey altında olduğu tahmin ediliyor. En çok vaka görülen okullar salgının daha az ciddiye alındığı muhafazakar Güney eyaletlerinde. Örneğin Georgia ve Clemson kampüslerinde vaka sayısı 4.000’e dayanmış. Bazı eyaletlerde öğrenciler arasındaki vaka oranının %15’e hatta %20’ye kadar çıkmış olduğu düşünülüyor.
Kayıtta %16 düşüş
Ulusal Öğrenci Araştırma Merkezi’ne göre, ABD’de üniversite birinci sınıfa başlayan öğrenci sayısı %16 azaldı! Bunun yanında üniversitelerin salgın ile mücadele çabaları da bütçelerine $50 milyon dolara kadar varan ek yükler getiriyor. Salgının ekonomik yıkımını kısmen karşılayabilmek için Amerikan Eğitim Konseyi ABD Senatosu’ndan 120 milyar dolar talep etti (ama Trump bu talebe olumsuz yaklaşıyor). Öte yandan Türkiye’de bu konu hiç konuşulmuyor.
Yapılan anketler üniversite öğrencilerinin dörtte üçünün salgın sürecinde psikolojik durumlarının kötüye gittiğini gösteriyor. En önemli stres kaynakları bireylerin arkadaşlarından ve sevdiklerinden uzak kalması, ve bilinmeyenin getirdiği belirsizlik. Kendi öğrencilerim ve meslektaşlarım ile yaptığım temaslara dayanarak ülkemizdeki durumun da benzer olduğunu düşünüyorum.
Ders alındı
Kanımca, ABD’li yetkililer bugün bildiklerini iki ay önce bilselerdi, hiçbir kampüs açılmaz, doğrudan çevrimiçi eğitime geçilirdi. Akademik yılın ABD’ye kıyasla iki ay daha geç başladığı Türkiye’de bu hatanın tekrarlanmamış olması ve üniversitelerin hiç açılmamış olması isabet oldu. Salgının giderek arttığı bu dönemde ikinci dönem için kampüsleri açmak çok yanlış olur. Bu akademik yılın tamamı çevrimiçi olmalı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Erhan Erkut Arşivi