Ukrayna Rusya gerginliği hafife alınmamalı…

Karadeniz kaynıyor, yeni bir Çernobil patlaması ile karşılaşabiliriz.

Karadeniz’i de kapsayacak şekilde yeni bir küresel çatışma alanı oluşturuluyor. Hemen kuzeyimizde yeni bir Afganistan ve Suriye bataklığı kuruluyor.

Aslında gerginliğin tarafları Rusya ile ABD, NATO ve AVRUPA BİRLİĞİ…

Kazan kaynıyor, savaş boruları ötmeye başladı…

Rusya, Beyaz Rusya Cumhuriyeti ile sürekli askeri tatbikat yapıyor. Haber ajanslarına göre Ukrayna sınırlarına ağır savaş silahları ve 100 bin askerden oluşan bir savaş gücü yığınak yaptığı ifade ediliyor. Daha önce Ukrayna’ya bağlı Kırım yarımadasını ilhak etmiş ve Doğu Ukrayna’da Donbass bölgesinde Rusya yanlısı ayrılıkçıları destekleyerek ayrı bir yönetim kurulmasını sağlamıştı. Daha da önce Gürcistan’ın bazı bölgelerini koparmıştı.

Ukrayna Cumhuriyeti, Kırım yarımadası etrafında tatbikat yapıyor.

Karadeniz’de NATO ülkelerine ait çok sayıda savaş gemileri konuşlanmış durumda.

Avrupa Birliği ve NATO ülkeleri Baltık Cumhuriyetleri üzerinden Ukrayna’ya silah yığınağı yapıyorlar, İngiltere doğrudan savaş malzemesi gönderiyor.

ABD, Yunanistan’ın Dedeağaç bölgesine yeni bir askeri üs ve yeni bir askeri liman kurdu. Buraya 145 helikopter, 1800 zırhlı araç ve 20 bin asker konuşlandırdığını basından takip ettik. Ayrıca Girit Adası’ndaki üssünü yeniledi ve yeni birçok askeri üs kurdu. Yunanistan’ın yanı sıra Bulgaristan ve Romanya gibi Karadeniz’e kıyısı olan Balkan ülkelerine yaptığı büyük askeri yığınak ile Doğu Akdeniz, Karadeniz ve Doğu Avrupa üzerinden Rusya’yı kuşatma altına alma çalışmalarını hızlandırdı.

ABD Başkanı BIDEN, birinci yıl değerlendirme konuşmasında beklenmedik bir şekilde “Rusya, kısa sürede Ukrayna’yı işgal edecek, Rusya’yı çok ağır şekilde cezalandıracağız” derken aslında Ukrayna’yı bahane ederek gerçek niyetini ifşa ediyordu. Rusya ve ABD Dışişleri Bakanları’nın Cenevre’deki görüşmeleri Ukrayna sorununa bir çözüm bulmak için diyalog başlatmaktan daha çok adeta savaş ilanı yapmak havasında geçtiğini biliyoruz.

BIDEN, başkan seçilince ilk demeçlerinden biri “Eski ABD geri döndü” ve “Rusya yine tehdit oluşturuyor” dedi. NATO’yu diriltmek amacını taşıyordu. Bunun için Haziran 2021 tarihinde yapılan NATO liderler zirvesinde alınan kararlar Rusya’nın (ve de Çin’in) kuşatılması yönündeydi. Buna Avrupa Devletlerini ikna etmek için Ukrayna konusunda Rusya ile gerilimi tırmandırması gerekiyordu; şimdi onu yapmaktadır. Anlaşılan o ki, ABD, Afganistan’daki hezimeti/rezaleti unutturmak için yeni bir kahramanlık peşinde…

Aslında mesele eskilere dayanmaktadır.

İkinci Dünya Savaşı’nın galipleri, Almanya dahil tüm Avrupa’yı aralarında paylaşırken ileride yeni bir savaşın tohumlarını zaman içinde ektiler. Kârlı çıkan Rusya olmuştu; Yunanistan hariç Balkanların ve tüm Doğu Avrupa’nın kontrolünü eline geçirmişti. Avrupa’nın ortalarından başlayarak Asya’nın orta ve kuzeyinde devasa büyüklükte Sovyetler Birliği’ni kurdular. Bu büyük coğrafyanın yönetim ve güvenliğini tek elde toplamak için 14 Mayıs 1955 yılında NATO’ya karşı Varşova Paktı’nı oluşturdular. Bu hantal yapıyı ve anti demokratik sistemi daha fazla taşıyamadılar ve 1991 yılında bütünüyle dağıldılar. Yugoslavya, Çekoslovakya, Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Polonya ve Baltık Cumhuriyetleri hızla Batı sistemi ile entegre oldular; NATO ve AB’ye katıldılar.

Ukrayna geç kaldı. 2013 yılında başlayan AB’ye katılma çalışmaları Rusya yanlısı Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç tarafından engellenince 2013 yılı Aralık ayında başlayan ve günümüze kadar devam eden çatışmalar yaşandı. Sonunda ülkenin doğusunda Donbass bölgesinde Rusya’nın kontrolünde bir ayrı yönetim oluşturuldu ve Ukrayna’ya ait olan Kırım, Rusya tarafından ilhak edildi.

Şimdi, Ukrayna meşhur sarı öküz rolünde…

Ukrayna’yı Rusya kaparsa sıra eski Doğu Avrupa Devletlerinde, öncelikle Baltık Cumhuriyetlerinde…

Batı, Rusya’yı püskürtür Ukrayna’yı Batı sistemi içine alırsa sıra diğer Rusya özerk cumhuriyetlerinde, hatta Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinde…

Tam bir bilek güreşi veya Rus ruleti…

Türkiye, bu küresel ve tarihten gelen çekişmenin neresinde?

BENCE

Kuzey rüzgarları kara kış habercisidir.

Şimdi kuzey rüzgârları sert esiyor.

İbni Haldun, “coğrafya kaderdir” demiş. Küresel çatışmalarının ortasında ve çok değerli bir coğrafyamız var; kaderimizi yaşayacağız, ancak geleceğe kendimiz karar vereceğiz; Tarihe dönüp bakmak gerekir; Birinci Dünya Savaşı öncesi Osmanlı Devleti yöneticilerinin takip ettiği politikalar mı doğru, İkinci Dünya Savaşı öncesi Türkiye Cumhuriyeti yöneticilerinin takip ettiği politikalar mı Milletimiz için faydalı oldu?

Fillerle ayıların çatışmasında arabuluculuk yapalım derken ayak altında kalmayalım.

Aman dikkat, Recep kaptan!

Karadeniz’de sular kabarıyor…