Karar duruşmasında neler yaşandı?

Son Güncellenme Tarihi: Nisan 26, 2022 / 06:54

Osman Kavala, duruşmaya SEGBİS bağlantısı ile katıldı. Duruşma süresinde SEGBİS sistemindeki sorun nedeniyle Kavala’nın görüntüsünün iletilmesinde ve ses aktarımında yer yer sorunlar yaşandı.

Avukatların savunmalarının ardından sanıklara son sözleri soruldu. Mücella Yapıcı, “Son sözüm olduğunu düşünmüyorum. Ben 50 yıllık bir meslek insanıyım. Olabildiğince aydın olmaya çalıştım. Hiçbir zaman şiddetten yana olmadım. Toplum yararına mesleğimi onurla yürüttüm. Bugüne kadar tek bir çocuğuma haram lokma yedirmedim. Hırsızlık, uğursuzluk, yolsuzluk yapmadım. Mesleğimi mesleğim doğrultusunda kullandım. Yaşamımdan onur duydum. Aynı onuru benim yaşıma gelince sizin de yaşamınızı umuyorum. Hüküm sizindir” dedi.

YARGI KULLANILARAK YAPILAN BİR SUİKAST EYLEMİ
Osman Kavala ise, “AİHM’in hak ihlali kararından sonra aleyhime sunulan delillerin hiçbiri beni suçla ilişkilendirip makul şüphe yaratmadığını açıkladıktan sonra delil olmayan delillerle hakkımda ağırlaştırılmış müebbet hapis istenmesi hukuki değildir. Bu aynen ikinci iddianamedeki suçlar gibi yargı kullanılarak yapılan bir suikast eylemidir” şeklinde konuştu.

YARGIÇLAR VE SAVCILAR YÜRÜTMENİN MEMURUNA DÖNÜŞMÜŞTÜR
Duruşmada söz alan Yiğit Ali Ekmekçi’nin avukatı Hasan Fehmi Demir şunları söyledi:

“Bu dava ‘Bana suçumu verin’ davasıdır. Bu iddiaların aksini ispat etme olanağı yoktur. Müvekkillerimiz olmayan bir suçu ispat etmek için çırpınıyorlar.
Türkiye’de suistimalci diyebileceğimiz bir yargı süreci başlamıştır. Türkiye’de kuvvetler ayrılığı tamamen ortadan kaldırılmıştır. Bağımsız yargıdan bahsetmeye imkan kalmamıştır. Yargıç ve savcılar yürütmenin memuruna dönüşmüştür. Bu tespitleri olgusal olarak kanıtlayan en önemli davalardan biri şu anda görülmekte olan davadır.”

TEKRARLARIN TEKRARLARINI YAŞIYORUZ
Mücella Yapıcı, Can Atalay ve Tayfun Kahraman’ın avukatı Fikret İlkiz ise savunmada, “Bu dosyada, 2013 yılından beri yürütülen soruşturmadan bir adım ileriye gidilmemiştir. Esas hakkındaki ikinci mütalaa, birinci mütalaanın aynısıdır. Biz tekrarların tekrarını yaşıyoruz. Yargı organlarından hiç kimse aynı şeyleri tekrar tekrar savunmak üzere insanları tekrar tekrar sanık yapma hakkına sahip değildir. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli kararında Osman Kavala’nın Gezi’nin finansörü olmadığı belirtildi. Müvekkillerim de değildir, olamazlar da çünkü beş paraları yok. Ters çevrilmiş araçların görüntüleri sanıklara izletildi, ‘Ne diyorsunuz?’ denildi. İkinci mütalaada da yine aynı görüntüler önümüze getiriliyor ama İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi bu görüntülerin sanıklarla bağlantısı olmadığını söyledi” dedi.

İstinaf Mahkemesi’nin beraat kararlarını bozmasının ardından İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görülen davada 22 Nisan Cuma günü başlayan karar duruşmasının devamı bugüne ertelenmişti.

HÂKİM MURAT BİRCAN AK PARTİ’DEN MİLLETVEKİLİ ADAY ADAYI OLMUŞ
Avukat Evren İşler’in mahkeme heyeti üyesi Hakim Murat Bircan’ın geçmişte AK Parti Samsun Milletvekili Aday Adayı olduğuna dikkat çekti.

İşler, “Bu dosyada Erdoğan ilk mağdur. Talimat vermeye gerek var mı? Üye hakim onu seviyor zaten, onun liderliğine!” dedi.

Osman Kavala’nın avukatlarından Köksal Bayraktar, “Siyasi bir liderle arasındaki bağı açık eden bir hakimin karar verme mevkiinde bulunmaması gerekir. Bunlar üzeri örtülecek şeyler değil. Mahkemenin bir karar vermesi lazım, bu karar davadan çekilme şeklinde veya üye hakimin çekilmesi şeklinde olabilir” diyerek Murat Bircan’ın davadan çekilmesini talep etti.

Mahkeme heyeti, üye hakim Murat Bircan’ın davadan çekilmesi talebinin “davayı uzatmaya yönelik bir talep olduğuna” karar vererek talebi reddetti.

Bundan bir süre sonra söz alan Kavala’nın avukatlarından Deniz Tolga Ayröre, taleplerinin reddedilme gerekçesini şu sözlerle eleştirdi:

“4 buçuk senedir tutuklu olan bir insanın avukatlarının yargılamayı uzatmak gibi bir amacı olabilir mi?”

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top