“Kendi gerçekliğimiz dışındaki doğruların farkında mıyız?”

Farklı tarzlarda müzik yapan Keven ve Pelin Çelik, BBI Music etiketiyle yayınlanan “Gözlerinin Rengine Bak” şarkısı için bir araya geldi. İnsanın kendine biçtiği gerçekliği, ikinci bir kişi tarafından sorgulatan şarkı, alternatif pop sound’u ve Pelin Çelik’in çerçeveye tam outran vokalleriyle derinlerde iz bırakan bir çalışma olarak kayda geçiyor. “Gözlerinin Rengine Bak”la ilgili sorularımızı Keven yanıtladı.

Nasıl bir araya geldiniz?

Aynı okulda okuyoruz ikimiz de ve Pelin okulun müzik kulübü başkanlığını da yapıyor aynı zamanda. Önceki yıllardan da tanıştığımız için samimiyeti kurmamız zor olmadı. Pelin bana bir iki projesini dinletti ben ona planladığım bir iki şarkıyı dinlettim. Sıra “Gözlerin Rengine Bak”a geldiğinde Pelin bu projenin içerisinde yer almaktan çok mutlu olacağını söyledi ve bir iki deneme sonrasında bu şarkının solo bir projeden bir düete dönüşeceği belli oldu.

İkinizin de yaptığı müzikler birbirinden epey farklı. Nasıl paslaşmalar yaptınız aranızda?

Şarkıda kadının vazgeçişini dinliyoruz aslında. Ve sesinde öfke değil, sadece üzüntü var. Pelin’e şarkının hikâyesini anlattıktan sonra, sesinde bu üzüntüyü duymak istediğimi söyledim. O da vokallerine bu duyguyu başarıyla aktardı.

Aradaki farklılıkları nasıl kapattınız?

Pelin’e şarkının nasıl duyulmasını istediğimi tarif ettikten sonra, Pelin kendi tarzından da katarak yeni bir sentez ortaya çıkarmakta hiç zorlanmadı. Çok akıcı bir süreç oldu. Zaten her şeyiyle hazır bir şarkıydı Pelin projeye dâhil olduğunda. Bu yüzden farklılıklar bizi geri çekmek yerine bize yeni olasılıklar sağladı.

Gözlerinin Rengine Bak” nasıl ortaya çıktı?

Bu yaz okuduğum bir kitapta bir karakterin davranış biçimleri çok ilgimi çekti ve karşısındaki kadını amaçları uğruna kullanırken kontrolü kaybedip her şeyinden oluşu beklenen bir sondu. Benzer davranışlara sahip olmadığıma dair kendimi bir süre kandırmaya çalışsam da kendimle de hesaplaşmam gerektiğini kabul ettim ve kitaptaki karakterin fark ettirdikleriyle kendimi sorgulamaya başladım. Bunun bir sonucu olarak da “Gözlerin Rengine Bak” ortaya çıktı.

Şarkı, narsist bir adamın açlığını” doyurmak için karşı tarafa yaptıklarını anlatıyor. Teferruatlı bir konu seçmişsiniz. Sizin gibi alternatif kanatta yer alanlardan –elbette hepsi paranteze dahil değil- bu tür derinlikli konuları dinleyemiyoruz. Tercih meselesi aslında tabii ama dönüp dolaşıp aynı yere gelme pahasına sormak istiyorum: İçinde bulunduğumuz çağı da fast food” biçiminde yaşadığımız için mi çok fazla içine derine inemiyoruz? Bu hem üreten sizler hem tüketen bizler için de geçerli çünkü…

Aslında şarkı yazılırken seçilen ilhamların çizgileri çok bulanık. Şarkıyı yapan kişinin aklından geçenler ve şarkının onda uyandırdığı hissiyatlar, dinleyicinin şarkıdan algıladığı ve onda tetiklediği hisler ile çoğu zaman örtüşmüyor. Ki bu da sanatı takdir etmekteki en keyifli nokta. Evet, bugün üretim sürecinin hızlanması ve sanatçıların eserlerini hızlıca dinleyicilere aktarabiliyor olması bu “fast food” stilini iyice körüklüyor ama aynı zamanda bir eser icra etmenin altın çağını yaşıyoruz. Artıları ve eksikleri olan bir olgu kısaca.

Şarkının gidişatı da aslında yukarıda sorduğum soruyla bir bağlantı taşıyor. Hepimiz dünyanın merkezindeyiz. Her şey etrafımızda dönüyor, en iyisini biz hak ediyoruz, biz olmasak kimse bir şey yapamaz, çamura batar vs. vs. vs. Listeyi rahatlıkla uzatabiliriz. Şarkıda da abimiz gönlüyle oynadığı kişiyi kaybettiğinin farkına varamayacak kadar kendiyle meşgul. İlişkileri de bu şekilde yaşamıyor muyuz artık?

İnsanların birbirleriyle kurdukları ilişkileri doğru ya da yanlış, iyi ya da kötü olarak yorumlamam doğru olmaz. Ben sadece yaşadığım konular hakkında şarkı yapıyorum.

Keven, kendinle ilgili yaptığın bir tanım var. Ve soruları hazırlarken tam da aklımdan buna benzer bir şey geçiyordu: Gerçekliğe sıkı sıkıya bağlı ve o gerçekliğin getirilerini soyut bir şekilde yaşayan bir sanatçı,” olarak tanımlıyorsun kendini. Şarkıdaki eleman da kendine bir gerçeklik” kurmuş. Ve duygularını da bunun soyut” hali olarak yaşıyor. Bu açıdan bakmış mıydınız şarkıya?

Evet kesinlikle. Şarkıdaki eleman kendi içinde bir gerçeklikte yaşıyor ve bunun herkes için asıl olan olduğu sanrısında. Kendimle ilgili yaptığım tanımda da dikkat etmem gereken konu bu. Asıl olan gerçeğe mi sıkı sıkıya bağlıyım yoksa yalnızca kendi gerçekliğim içinde takılıp kalmış durumda mıyım? Şarkılarımla, kendimde ve dinleyicilerde bırakmaya çalıştığım iz de bu. Kendi gerçekliğimiz dışındaki doğruların farkında mıyız? Bu şarkı her ne kadar “elemanın” ağzından yazılmış olsa da, şarkı karşısındakinin bu çarpık ilişkiyi fark edip gitmesiyle sonlanıyor. Yani “Gözlerin Rengine Bak”, tam olarak başka gerçeklikleri takdir etme çabalarımın ürünü.

Son olarak birlikte çalışmaya devam edecek misiniz? Veya ayrı ayrı olsa da neler bekliyoruz bizi sizin taraftan?

Tabii ki neden olmasın. Sorunun ikinci kısmı için de, 2023 senesine “Gözlerin Rengine Bak” gibi anlatmaya değer gördüğüm ve dinleyicilerde iz bırakacağını inandığım şarkılar ile devam etmek istiyorum. Aynı zamanda prodüktörlüğünü yaptığım sanatçılar ile yapmak istediğim düetler var. Bu yıl benim için yoğun geçecek bir yıl diyebilirim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Burak Soyer Arşivi