Haldun Solmaztürk

Haldun Solmaztürk

Keşke Ukrayna’daki savaştan bir şeyler öğrenebilsek…

Rusya’da yaşananlar ve Ukrayna’daki savaştan öğrenmemiz gereken çok şey var.

Suriye’de, Libya’da ve başka yerlerdeki savaşlardan da—ama olmuyor, öğrenemiyoruz.!

Ukraynalılar bunu yüzümüze vurdu; “İki sene önce (27 Şubat 2020) İdlib’te Ruslar tarafından öldürülen 34 (Türk) askerin intikamı Ukrayna’da alındı!” diye mesaj yayınladılar.

Yani ‘Siz alamadınız, biz alıyoruz—sizin askerlerin intikamını’ demeye getiriyorlar. Sonra sildiler ama biz o savaşın nasıl başladığı bir yana ‘savaş’ olduğunun bile farkında değiliz…

O da Ukrayna’daki savaş gibi başlamıştı…!

O günlerde Rusya desteğindeki Suriye ordusunun İdlib harekatı hızla gelişiyor, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bazı ‘gözlem noktaları’ temas hattı gerisinde kalıyor, işlevlerini fiilen yitiriyorlar.

Erdoğan, 5 Şubat’taki ‘parti’ toplantısında Suriye’ye ültimatom veriyor, “Şubat ayı bitmeden geri çekilmezlerse, belirlediğimiz sınırların ötesine kadar kovalayacağız” diyor, ama dahası var:
“Askerlerimize ve birlikte çalıştığımız dost unsurlara havadan veya karadan yapılan her saldırı kaynağın aidiyetine bakılmaksızın ve bir ikaz yapılmaksızın misliyle cevaplandırılacaktır.!”.

Aslında bu, hava sahasını kontrol eden Rusya’ya ‘savaş ilanı’, ama—Ruslar dışında—kimse bunun farkında değil.!

Kontrolsüz bir tırmanma başlıyor, şehitlerimiz giderek artıyor ve o meşum gün 34 şehit veriliyor.

Erdoğan sabah erkenden Putin’e telefon açıyor—ne konuştuklarını sadece kendileri biliyorlar.

Ama 29 Şubat’ta İstanbul milletvekillerine hitap ederken hâlâ, “Nerede, hangi mücadeleyi vermemiz gerekiyorsa verecek, hangi bedeli ödememiz gerekiyorsa ödeyeceğiz” havalarında…

Bu arada Rusya’dan (!) Erdoğan’ın 5 Mart’ta—5 Şubat’taki savaş ilanından tam bir ay sonra—Moskova’da olacağını öğreniyoruz. O gün, malum ‘kronometre’ olayı yaşanıyor ve ateşkes anlaşmasıyla çatışmalara son veriliyor.

Fakat hâlâ barış yok, ve biz hâlâ farkında olmasak da İdlib’deki savaş sürüyor.

Aslında hepsinin temelinde ‘durumsal farkındalık’ sorunu var. ‘Don Kişot sendromu’ dedikleri.!

Vahim algı sapmaları, ciddi hesap ve karar hatalarını, onlar da kaçınılmaz felaketleri getiriyor.

Benzer hataları şimdi Putin yaptı…

Ukrayna ordusunun—ve halkının—direnme gücünü, Batı’nın kararlılığını ve kendi kamuoyunun ciddi tepkisini öngöremedi. Rus ordusunun zafiyetlerinden de habersiz olduğu anlaşılıyor.

Ama asıl habersiz olduğu ‘kendi’ zafiyeti—durumsal farkındalık sorunu.!

Şimdi, hesap hataları ve yanlış kararlarla girdiği Ukrayna bataklığından milli onurunu daha fazla zedelemeden çıkış yolları arıyor—binlerce asker kaybettikten sonra.!
Ama savaşları başlatmak çok kolay, bitirmekse çok zordur. Putin de bunu zor yoldan öğreniyor.

‘Tek adama’ dayalı Rus karar alma sistemi yanlış kararlarının ağır sonuçlarıyla boğuşuyor. Aynı Türkiye’deki tek kişilik sistemin hâlâ İdlib’teki çözümsüzlükle boğuşuyor olması gibi.!

Benzerlik çarpıcı—ve öğretici…

Freedom House 2022 yılı tespitlerine göre Rusya ‘Özgür olmayan’ bir ülke ve notu 100 üzerinden ‘19’. Bu not belli kriter ve tespitlere dayanıyor:
“Rusya’nın otoriter başkanı, güvenlik kurumları ve iş dünyasındaki yandaşlarıyla siyasi sistemi—yasama dahil—tümüyle kontrol ediyor. Kararlar kapalı kapılar ardında birkaç kişi arasında alınıyor. Siyasi rejim esasen birilerinin kamu servetini yağmaladıkları bir kleptokrasi. Yaygın yolsuzluk ve hesap vermezlik, yetkililerin ceza almadan görevi kötüye kullanmalarını sağlıyor. Putin’e sadakatlerinin karşılığını devlet ihaleleri ve dokunulmazlık olarak alıyorlar.”

Bu ülkede yaşayan—ve düşünen—herkes bu paragrafın Türkiye’yi de tarif ettiğini biliyor…

Nitekim Türkiye’nin Freedom House notu da zayıf—32, Rusya’nın sadece bir tık üstünde…

Ama, Rusya BİLE ‘devlette açıklık ve şeffaflık’ alanında Türkiye’den iyi durumda: Rusya’nın notu 4 üzerinden ‘1’ iken Türkiye’ninki ‘0’.!

Yüzlerce yıldır olduğu gibi bugün de, denetlenemez, hesap sorulamaz, hesap vermez ‘sultanlık’ sarmalındayız. Tek kişinin yanlış kararları önlenemiyor, düzeltilemiyor…!

Sonuna geldiğimiz bu akıl dışı devrin adı belli ama tarihçiler sıfat bulmakta zorlanacaklar.

Ukrayna savaşı bize bir ayna tuttu.

Keşke oradaki acı gerçekliği görebilsek ve artık bir şeyler öğrenebilsek.!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Haldun Solmaztürk Arşivi