Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Saadet Partisi İstanbul İl Başkanlığı’nın düzenlediği iftardaki konuşmasını Milli Görüş’ün lideri Necmettin Erbakan’ın sıkça kullandığı İsra Suresi’nin 81. ayetiyle bitirdi.
İftara, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile Millet İttfikakı’nın İstanbul il başkanları ile yöneticileri de katıldı.
“ÜZGÜNÜM, SAMİMİ MÜSLÜMANLARA SIĞINIYORUM”
Kılıçdaroğlu konuşmasını iki bölüme ayırdı. Önce seccade tartışmasına ilişki konuştu, “salon kalabalıktı, yerdeki seccadeyi görmedim. Samimi olarak üzgünüm, bunu ifade edeyim. Ben ve ailem hiçbir kutsala saygısızlık etmez. Bu benim hayat görüşüme ve varoluşuma aykırı. Böyle iftiralardan, operasyonlardan siz samimi Müslümanlara sığınıyorum” dedi.
Kılıçdaroğlu konuşmasını, Milli Görüş’ün Adil Düzen sloganına çağrışımla, adalet vurgusuyla ve Erbakan’ın sıkça kullandığı İsra Suresi’nin 81. ayetihdeki “hak gelecek, batıl zail olacak” ifadesiyle bitirdi.
İşte o sözler:
“HAK GELECEK, BATIL ZAİL OLACAK”
“Nasıl yönetildiğiniz önemlidir. Bizim demokrasi anlayışımızda ve inancımızda yönetimin temelini adalet oluşturur. Adaletin olmadığı yerlerde huzur olmaz. Adaletin olmadığı yerde Sayın Karamollaoğlu’nun ifade ettiği gibi, kucaklaşma olmaz. Adaletin olmadığı yerde bereket olmaz. Devletin dini adaletse, her birimiz tek tek adalet için mücadele etmek zorundayız. Bugün yaşadığımız problemlerin tamamı, adaletsizlikten kaynaklanıyor.
Adalet sadece mahkeme salonlarında tecelli etmez. Kul hakkı büyük bir adaletsizliktir ve mücadele etmek gerekiyor. Vicdanımızın bize bir şeyler söylemesi gerekiyor. Adaletin sağlanması için 6 lider bir aradayız. Bedeli ne olursa olsun adaleti bu ülkeye mutlaka getireceğiz. Söz verdik, sözümüzün arkasında duracağız.
Aklımızı kullanmalıyız. Akıl bereket için, birlik için çalışmalı. Her evde huzurun olduğu bir Türkiye inşa edeceğiz.
Rahmetli Erbakan’ın çok sık kullandığı bir söz vardır, onunla konuşmamı bitireyim: Hak gelecek, batıl zail olacak. Herkes buna inansın”
