KILIÇDAROĞLU MEYDAN OKUDU

Son Güncellenme Tarihi: Mayıs 13, 2022 / 07:42

Bugün aslında Selahattin Demirtaş’ın birçok aydına, gazeteciye ve bana da gönderdiği “çağrı mektubunu” yazacaktım ama gündeme Canan Kaftancıoğlu’nun Yargıtay tarafından onanan kararı “bomba” gibi düşünce Demirtaş’ın mektubunu bir sonraki yazıya bıraktım…

Yargıtay’ın Kaftancıoğlu kararından hemen sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu çok doğru bir hamleyle iktidara “elini gördüm” diye rest çekti. Açıklama yapmak ve tavır koymak için CHP milletvekillerini İstanbul İl Başkanlığı önüne çağıran Kılıçdaroğlu, daha sonra İstanbul’un dört bir yanından gelen CHP’lilerin toplandığı il binası önünde önemli bir hamle daha yaparak 21 Mayıs’ta Bursa’da yapılacak “Milletin Sesi” mitinginin İstanbul’a alındığını duyurdu.

“Faşizme Karşı Omuz Omuza” sloganları arasında Kaftancıoğlu ve İmamoğlu ile kürsüye çıkan Kılıçdaroğlu kısa olan konuşmasında Erdoğan’a “Sen iki yüzlüsün, fırsatçısın, zorba ve manipülatörsün. Zulmün ve küstahlığın artık son buluyor” diye meydan okudu. “Cezalandırmaya çalıştığın Canan’ın arkasında koca bir halk var, halkın iradesi senden büyüktür. Canan bizimdir, herkes duysun. Hiç endişe etmeyin zalimin zulmü karşısında hiç geri adım atmayacağız. Adalet bu ülkeye ya gelecek ya gelecek” dediğinde ise Canan Kaftancıoğlu hemen yanı başındaki Kılıçdaroğlu’na sarılırken, duygusal atmosferin de etkisiyle alandan da “Canan Kaftancıoğlu yalnız değildir” sesleri yükseldi.

SÜRPRİZ YOK!
Kılıçdaroğlu’nun iktidara resti ve meydan okuması önemliydi. Çünkü iktidarın emrine girmiş yargının bu kararında herhangi bir sürpriz maalesef yoktu. Zira AKP uzunca bir süredir iktidarı kaybedeceğini görüyor, hatta biliyordu. Bunu bilen AKP’nin siyasi ömrünü uzatmak adına bütün kozlarını devreye sokmaya, seçim sürecini de bir “ölüm kalım” mesesine dönüştürmeye hazırlandığını, seçim için bir “yol temizliği” yapmak istediğini de süreci takip eden herkes biliyor ve işin doğrusu böyle bir kararı da bekliyordu!

HDP belediyelerine yapılan kayyum atamaları, AİHM kararlarına rağmen Osman Kavala’ya ve Selahattin Demirtaş’a yönelik intikam hamleleri bir Türkiye gerçeği olarak son yıllara damgasını vurmuştu. Uluslararası alanda hukukun, demokrasinin yerini hızla otoriter yaklaşımlar alınca AKP’nin de hukuksuzlukta eli biraz daha güçlenmişti. Nitekim iki kez beraatle sonuçlanmış Gezi Davası’nda verilen mahkumiyet kararları, HALK TV, TELE1, KRT, FOX gibi televizyon kanallarına ardı ardına verilen cezalar hukuk dışı yeni hamlelerin habercisi gibiydi. Yargıtay’ın Canan Kaftancıoğlu kararı bunun üzerine geldi. İktidar için de, iktidarın emrindeki yargı için de sorun Kaftancıoğlu’nun ne söylediği değildi, sorun İstanbul seçimlerinin kaybedilmesiydi. İstanbul’un hem de iki kez kaybedilmiş olması siyasi intikam için Kaftancıoğlu’nun hedef seçilmesine yetiyordu.

Gezi ve Kaftancıoğlu kararından sonra HDP’nin kapatılması, Ekrem İmamoğlu’nun 1 Haziran’da yapılacak ceza davasında mahkum edilmesi gibi kararlar istemesek de çoktan sürpriz olmaktan çıkmış durumda. Sorun hakaret olsa, sorun terörle ilişki olsa Kaftancıoğlu’na 9-10 yıl önce attığı twitlerden dolayı ceza veren yargı istisnasız bütün AKP yöneticilerine FETÖ’den dolayı ceza verirdi. Aradan geçen 6 yıl içinde iktidar FETÖ’nün siyasi ayağını bulmak bir yana, Fettullah Gülen ile fotoğrafı olanları bakan olarak ödüllendiriyor!

Gerçek şu ki iktidarla hukuk yarışına girerek alınabilecek hiç bir sonuç yok, belli ki iktidar siyasi ömrünü uzatmak için daha da sertleşecek! Üstelik hukuksuzluk hakimler eliyle yapıldığı için alınan siyasi kararların hukuksuz olduğunu anlamakta halen zorlanan ciddi sayıda insan var! Bu nedenle Kılıçdaroğlu’nun Bursa’da yapılacak mitingi İstanbul’a taşıması bu gerçeğe karşı atılacak adımların önemli bir hamlesine dönüşebilir. Eğer bu hamle “Dünün mağdurlarının, bugün mağrur olduğu bu ucube sistem, Türkiye’yi daha fazla taşıyamaz” diyen İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve diğerleri ile de bütünleşip, 6’lı masa başta olmak üzere 6’lı masayı da aşan ve “hak hukuk adalet” isteyen herkesin ortak mitingine dönüşürse AKP’nin hukuk dışı hamleleri boşa düşürülebilir, Türkiye yeni bir 2015 süreci yaşamaz!

Yapılması gereken bu, çünkü Türkiye AKP’nin elinden kurtarılmalı!

Necdet Saraç

1961 Erzincan doğumlu Necdet Saraç, Marmara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi’ni bitirdi.
Almanya’da Köln Şehir Kütüphanesi’nde ve Halk Yüksek Okulu’nda çalıştı.
Köln Sinema Günleri başta olmak üzere, Almanya’da birçok sosyal-kültürel proje yaptı, Türkçe ve Almanca iki dilli bir dergi yayınladı.
Çeşitli televizyon kanallarının Avrupa temsilciliği, SU tv ve YOL tv’de Genel Yayın Yönetmenliği, BİRGÜN ve YURT Gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı.
Köln Galatasaray Derneği Başkanlığı ve Avrupa Galatasaray Dernekleri Koordinatörlüğü yaptı.
2009 Yerel seçimlerinde Ankara’da, 2014’de Maltepe’de, 2015 Genel seçimlerinde İstanbul 1. Bölge’de seçim koordinasyonunu planlayan ana ekipte yer aldı.
2015 yılında ön seçime girerek, CHP İstanbul 1. Bölge Milletvekili Adayı oldu.
2015-2016 yıllarında CHP Yurtdışı Örgütleri Danışmanlığı yaptı.
Birçok sosyal-kültürel projeyi koordine etti, danışmanlık yaptı.
Sosyal Demokrasi, Farklı Çizgi, Yavuz’un Aklı, Alevilerin Siyasal Tarihi ve Adaletin İzinde Seyfi Oktay adlı yayınlanmış beş kitabı var.
Necdet Saraç evli ve iki kız babasıdır.

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top