Aytuna Tosunoglu

Aytuna Tosunoglu

KOKA

En eski, en güçlü ve bir o kadar da tehlikeli uyarıcıdır kendileri… Herkes bilir.
Düşünün, İsa’nın doğmasına daha üç bin yıl var ve Güney Amerika kıtasının And Dağları’nda İnkalar deniz seviyesinden binlerce metre yüksekte nefes almanın ve iş görebilmenin bir yolunu bulmuşlar, sürekli koka yaprağı çiğniyorlar. Kalp atışını hızlandırıyor, enerji veriyor, hop hop çalışıyorlar vesaire…

Bin beş yüz otuz iki yılına kadar Perulular koka yaprağını yalnızca dini törenlerde çiğniyor, dans ediyor, ruhunu sağaltıyor. Fakat İspanyollar Peru’yu işgal edince bu gelenek yıkılıyor. Onun yerine kontrol sağlama ve sömürüyü kolaylaştırma amaçlı kullanım başlıyor. Şöyle ki, Perulu vaktiyle kendisine ait olan gümüş madenlerinde zorla çalıştırılıyor. İsyan çıkmasın, başlarını kaldırmasınlar diye bu defa koka yapraklarını onlara bol bol dağıtan İspanyollar oluyor.

Kokain ilk defa bin sekiz yüz elli dokuzda bir Alman kimyager tarafından koka yapraklarından ayrıştırıldı ama tıp camiası tarafından kullanılmaya başlaması için üstüne yirmi beş yıl kadar bir zaman geçmesi gerekti. Derken, Sigmund Freud kokain kullanmaya başladı ve depresyondan, cinsel iktidarsızlıktan şikayetçi hastalarına da kokaini tavsiye etti. Daha sonra da onlardan gelen verileri değerlendirip kokainin “faydalarını” anlatan ve onu sihirli bir madde olarak tanımlayan “Über Coca” makalesini yazmıştı. Bu konuda Freud’un objektif bir gözlemci olduğunu söyleyemeyiz çünkü kendisi de düzenli bir kokain kullanıcısıydı. Hem metresine hem de yakın arkadaşlarına “düzenli kullanın bak çok güzel oluyor” gibilerinden konuştuğunu bugün biliyoruz. Öbür tarafta, kokainin fiziksel ve ahlaki çöküşe yol açtığını da söylüyordu. Buna rağmen hastalarına, yakınlarına kokain tavsiye etmeyi sürdürdü, Freud. En önemlisi ölümcül doz diye bir şey olmadığına kendisini inandırmıştı. Oysa hastalarından biri onun yazdığı reçetedeki dozu kullandı ve yüksek dozdan öldü.

Bilmeyenler sıkı dursun: Coca-Cola içeceğinin mucidi John Pemberton bin sekiz yüz seksen altıda Coca-Cola’ya koka yapraklarını bir bileşen olarak dahil ettiğinde içeceğin popülaritesi arttı. Tüketici üzerinde bir coşku, bir enerji, bir mutluluk halidir Coca-Cola satışlarının tavan yapmasını sağlayan. Yüzyılın başında kamuoyu baskısı nedeniyle şirket içeceğin muhteviyatından kokaini çıkarttı. Yıl, bin dokuz yüz üç. Bu noktaya gelmeden önce deli gibi Coca-Cola tüketenler arasında mucit Thomas Edison ve Hollywood yıldızı Sarah Bernhardt da var.
Kokainle ilgili magazin bilgisi çoktur. Günümüze daha yakın tarih duraklarını Narcos dizi filminde izleyebilirsiniz. Ne? Daha izlemediniz mi?

Gelelim günümüze: Kolombiya uyuşturucu karteli artık parçalanmış durumda ama hala harıl harıl faaliyetlerini sürdürüyor. ABD’li yetkililere göre bilinen üç yüz kadar aktif grup, aralarında ülkemizin de olduğu topraklara kokain satıyor. Kokain, parası olanın hatta varsıl olanın uyuşturucusudur. Sokaktaki insan alamaz. Ceylan derili koltuklu cip bunun bir göstergesidir. Naylon tabaktan çekilen kokain görüntülerinde beni düşündüren iki nokta oldu. Birincisi, o şeritler bizim paramızla mı alındı? İkincisi, arkada görüntüleri telefonuyla çeken eleman hangi amaçla görüntüleri yayınladı? Danışman’a gelince, depresyonda olduğu için mi kokain kullanıyor? Tek adamla çalışanın (yukarıdan aşağıya) hali zor. İrrasyonellik denizinin içinde en rasyonel olan kokain kullanmak olabilir mi, ne dersiniz? Eğlence için yapıyorsa, boşansın semerini yesin. Ve hatta, deli deli akanı bura bura tıkarlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Aytuna Tosunoglu Arşivi