KÖTÜ OYUN İYİ PUAN

Tam 10 dakika iki takımın oyuncuları bırakın tehlikeli pozisyon yaratmayı meşin yuvarlağı kalecilerle buluşturmayı bile beceremediler.

12. dakikaya gelindiğinde Fernandes’in kullandığı ceza sahası dışındaki serbest vuruş neredeyse geri pası gibi Gençlerbirliği kalecisi Nordfeldt’in ellerinde kaldı.
    Gençlerbirliği maaile geriye yaslanıp, kontra ataklarla sonuca gitmeye çalıştı. Galatasaray ise Kerem Aktürkoğlu’nun iki kanatta sürekli yer değiştirmesi dışında bu kalabalığı açacak bir formül üretemedi.
13. dakikada ilk organize Galatasaray atağını izledik. Kısa süren bir organizasyon. Şener’in sağdan ceza sahasına gönderdiği ortaya Babel altıpas içinde kafayı vurdu ama kaleyi tutturamadı.
    Candeias, Stancu ve Sefa’nın hızlı çıkma denemelerine Sandro Lima aynı uyumu gösteremeyince ve kırmızı siyahlılar ileride çoğalamayınca Galatasaray ceza sahasına yapılan ortalar Muslera’ya maçın devam ettiğini hatırlatmaktan öteye geçemedi.
    Fernandes’in Candeias’a yaptığı lüzumsuz hareket kırmızı ile cezalandırabilirdi. Hakem sarıyla idare etti. İlk yarı böyle bitiyor derken, sahada olduğunu herkese unutturan Halil Dervişoğlu ortaya çıktı. Hem de ne çıkış! Ceza sahası dışında buluştuğu topu sol ayağıyla öyle bir yere yolladı ki kaleci Nordfeldt’in payına sadece çaresizlik düştü.
    21 yaşındaki Halil, bu müthiş golüyle Galatasaray’ın soyunma odasına önde gitmesini sağladı. İlk golünü de kayıtlara geçirdi.
    İlk golün asistini yapan orta sahanın dinamosu ve bence sezonun en iyisi Taylan ikinci yarının hemen başında ikinci asistini de yapacaktı, Babel biraz daha dikkatli olabilseydi.
    Galatasaray ikinci golü de Halil sayesinde buldu. Donk’un ceza sahasına şişirdiği pozisyonda Arda ile kafaya çıkan Halil, topu Emre’nin önüne düşürmeyi başardı. Emre de şık bir vuruşla ikinci golü attı.
    Gençlerbirliği düşmeyi içine sindirmiş gibiydi. Oyun planlarında bir değişikliğe gitmediler. İlk yarının kötü oyununa ikinci yarı daha da kötüsü nasıl oynanır onu da gösterdiler.
    Bu da Galatasaray’ın üretken olmayan oyununa rağmen üstünlüğünü daha da kolaylaştırdı. 65’te ceza sahasında topla buluşan Babel, Emre’yi iyi gördü o da net bir vuruşla topu ağlarla buluşturdu ama gol VAR tarafından elle oynama gerekçesiyle iptal edildi. Bu skandal karara Halis Özkahya ve VAR’daki Abdulkadir Bitigen birlikte imza atmayı başardılar.
    Fatih Terim’in Arda ve Falcao’yu maçın son çeyreğinde oyuna alması Beşiktaş maçına hazırlık gibiydi. Ardından Mostafa Mohamed de oyuna girdi ama bu üç isim de hazır olmadıklarını gösterdi.
    Kerem, Halil, Taylan ve Emre Akbaba dün gecenin kare asıydı. Muslera dün gece nargile söyleyip, top toplayıcılarla sohbet etse skor değişmezdi. Zira Gençlerbirliği’nin ilk isabetli şutu 90 artı 4’te geldi.
    Galatasaray haftaya Beşiktaş maçına bozulan moralini düzelterek çıkacak. Bu galibiyet belki şampiyonluk için yetmese bile şampiyonlar ligi için çok anlamlı.
    Sonuç olarak Fatih Terim son saniyeye kadar mücadele edeceklerini söylemişti. İyi oyundan ziyade bu maçlarda alınan puanların önemine işaret etmişti. Ligin son düzlüğünde Kerem Aktürkoğlu ve Halil Dervişoğlu gibi kazanımları oldu Galatasaray’ın.
    Gençlerbirliği içinse işler artık çok zor. Düşmesi kesinleşen Denizlispor’un bir basamak üstündeki Gençlerbirliği, ikisi deplasman biri evinde olmak üzere kalan üç maçında 9 puan almasının yanında rakiplerinin de puan kaybetmesini beklemek zorunda.