KÖY OKULLARINDA KORONA KAYGISI

Son Güncellenme Tarihi: Şubat 23, 2021 / 12:04

Uzaktan eğitim süreci köylerde yaşanan eğitim yoksulluğunu gözler önüne serdi. UNICEF ve MEB verilerine göre her üç öğrenciden biri uzaktan eğitime erişemedi. Köy okulları açıldı ancak taşımalı sistem nedeniyle tartışmalara neden oldu. Köy Okulları Değişim Ağı Kurucusu Mine Ekinci “Öğretmenler köy okullarının açılmasını istedi ancak taşımalı sistemli okullar köyden çok şehir okulları gibi, risk taşıyor” dedi.

Köy okullarının açılması kararı pek çok tartışmayı beraberinde getirdi. Türkiye’de 6 bin 200 köy okulu var. Eğitime tamamen kapalı köy okulu sayısı ise 17 bin. Köy okullarının yeniden açılması gerektiği gündeme gelirken taşımalı okulların okul mevcutları 100 ile 700 arasında. Salgının köylerde nasıl yaşandığını, öğretmen ve öğrencilerin sorunlarını birebir onlarla temasta bulunan ve çalışmalar yürüten Köy Okulları Değişim Ağı (KODA) Kurucusu Mine Ekinci ile konuştuk.
◼ Salgın çalışmalarınızı nasıl etkiledi?
Her şeyi alt üst etti. Kırsalda yüz yüze çalışıyorduk, çalışmalarımızı çevrimiçi ortamlara taşıdık. Mart 2020’den bu yana, toplam 64 adet çevrim içi buluşma düzenledik, öğretmenler ve üniversite öğrencileriyle bir araya geldik. Çocukların eğitimlerine devam etmesi ve gelişimlerinin desteklenmesi için içerik üretme ve geliştirme çalışmaları için KODA Çözüm Masası’nı kurduk. Çözüm Masası, kırsaldaki öğretmenler için KODA ekibi ve gönüllülerinin bir araya geldiği bir oluşum.
◼ Ne tür sorunlar gözlemlediniz?
Köylerde öğretmen ve öğrenciler arasındaki iletişim WhatsApp aracılığıyla telefondan yürütülüyordu. Uzaktan eğitim süresince karşılaştığımız en büyük engel; kırsal ve kentsel bölgeler arasındaki dijital uçurum oldu. KODA olarak sesli içerikler geliştirdik, öğretmen ve aileleriyle paylaştık. Birçok çocuk da bize sesli yanıtlar gönderdi. Alt yapısal meseleleri hemen halletmek kolay değil. İnternete erişim temel bir insan hakkı. Türkiye’nin her yerine internet alt yapısının ulaşması temel hedef olmalı. MEB’in oluşturduğu EBA destek noktaları faydalı oldu ama bazı yerlerde öğrencilerin servislerle EBA destek noktalarına ulaşması gerekti.
ÖĞRETMENLERE ULAŞAMAYINCA MUHTARLARLA GÖRÜŞTÜK
KODA Çözüm Masası’nda öğretmenlerle ve muhtarlarla görüştüğümüzde şunu fark ettik: Birçok öğretmen köylerde eğitim verseler bile köylerde yaşamıyor. İl ve ilçe merkezlerinde yaşıyor. Okulların kapanmasıyla kendi memleketlerine döndüler. Dolayısıyla bizim de daha çok öğretmen ağı üzerinden köylerle ilişkimiz olduğu için öğretmenler üzerinden süreci takip etmekte zorlandık, muhtarlara ulaştık. Bu süreç öğretmenler dışında farklı paydaşlarla çalışmanın da önemini gösterdi. Örneğin internet bağlatıp öğrencilere bunu açan bir muhtar örneğiyle de karşılaştık.
‘Covid-19 Bir İletişim Var’ diye bir proje geliştirdik. Proje altı ay sürdü, yeni sonlandırdık. 81 ilden muhtarlar arandı, beş bine yakın arama yaptık. 2400 muhtarla birebir görüşme gerçekleştirdik. Eğitim süreciyle ilgili muhtarları ve onların yönlendirdikleri kişileri WhatsApp bilgi iletişim ağı gruplarımıza ekledik. Bu gruplardan çocukların eğitimlerini nasıl destekleyebileceklerine ilişkin tavsiyeler paylaştık. 900 kadar yetişkine desteğimizi sürdürüyoruz. Birçok muhtar eğitime farklı yollarla katkı sunabiliyor. Şu anda yapmak istediğimiz şey örnek uygulamaları toplamak ve eğitime yönelik tavsiyeler çıkarmak. Birçok muhtarın da kanayan yarası; köylerdeki en temel sorunlardan biri genç işsizliği ve gençlerin köyleri terk etmesi. Muhtarları yönlendirici içerikler hazırlamak istiyoruz. Kaynak bulabilirsek ilgilenen muhtarlarla çalıştaylar gerçekleştirebiliriz.
◼ Köylere gidebildiniz mi?
Şu anda ben de kendi köyümdeyim. Bu süreçte çalıştığımız köylere gidemedik. Pandemi önlemleri kapsamında sivil toplum kuruluşlarının faaliyetleri durduruldu. Bir yıldır sahada değiliz.
CAMİ HOPARLÖRÜNDEN AÇIKLAMA YAPAN ÖĞRETMEN DE OLDU
◼ Köy öğretmenleri ne tür sıkıntılar yaşadı?
İnternete erişimi kısıtlıysa öğrencilerine ulaşamadılar. Öğretmenler, öğrencilerini televizyondaki eğitime yönlendirmeye çalıştı ama bu çok çocuklu aileler için çözüm olmadı. Canlı ders olmayınca da uzaktan eğitimin verimi düşebiliyor. Ailelerin telefonları üzerinden çocuklara ulaşmaya başladılar. Eğer aileler tarım ve hayvancılıkla uğraşıyorsa ya da gün içinde ev dışında çalışmaları gerekiyorsa öğretmenlerin gün içinde isteseler de velilere erişemedikleri zamanlar oldu. Benzer şekilde okullar kapalı olduğu için bazı öğrenciler gündüzlerini evde ve tarlada ailelerine destek olarak geçirdiler. Örneğin, mevsimlik tarım işçiliği bu dönemde iletişimi belirleyen bir kriter oldu. Köy öğretmenleri, telefon yoluyla ulaşamadıkları öğrencileri için eğitim materyallerini basılı halde öğrencilerine ulaştırdı. Bunun yanı sıra köyde caminin hoparlöründen açıklamalar yapan köy öğretmenleri de karşımıza çıktı. Yeni atanan öğretmenler ailelerle iletişimleri olmadığı için zorlandı.

MİNE EKİNCİ KİMDİR?
Lisans derecesini Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden aldı. Lisansüstü eğitimini Harvard Üniversitesi’nde Uluslararası Eğitim Politikaları üzerine yapan Ekinci, kırsalda eğitim, eğitim politikaları ve eğitimde sosyal girişimcilik alanlarıyla ilgileniyor. KODA ile kırsalda eğitimin niteliğini artırmaya yönelik yaptığı çalışmalar sonucunda 2017 yılında İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü’nü aldı, 2019 yılında Ashoka Vakfı tarafından Ashoka Fellow seçildi.

SESLİ KİTAPLAR 8 BİN ÇOCUĞA ULAŞTI

‘Şimdiye kadar 1200 kadar öğretmenle yakın çalıştık, aynı zamanda MEB’le ortak çalışmamız oldu. EBA üzerinden çevrimiçi eğitimler oluşturduk, 7 bine yakın öğretmene ulaştık. Pandemi sürecinde çocuklar için sesli içerikler ürettik. Yaklaşık 400 öğretmen sayesinde bu içerikleri 8 bine yakın çocuğa ulaştırdık.’

◼ Öğretmenler okulların açılmasıyla ilgili tedirginler mi?
Birleştirilmiş okullar konusunda bizim okul açılmasın diyen hiçbir öğretmenle konuşmadım. İlkokul seviyesinde üç tip köy okulu var: Çocukların ayrı sınıfları olduğu, anasınıfı da olan, öğretmeni, idarecisi olan okullar var. Bunlar daha büyük köylerde oluyor bunların sayısı fazla değil. Az olduğunda iki farklı modüle gidiliyor. Dört sınıfın veya iki sınıfın bir araya getirildiği birleştirilmiş sınıflı okullar. Bir öğretmenli veya iki öğretmenli, bir öğretmenin idareci rolü üstlendiği okullar. Bir köyün veya iki köyün birleştiği okullar var. Taşımalı eğitim 1990’da Türkiye’de başlayan bir model.
Köyler görece daha özerk, daha izole yapılar salgınla ilgili bir gelişme olduğunda oraya müdahale etmek daha kolay bir durum. Büyük şehirlerden farklı. Birçok köyde çocuklar halihazırda eğitime eşit katılımda zorlanırken ekstra dezavantaj yaşamış oldular. Aksini savunan bir öğretmene rastlamadım.
KARARLAR YERELDEN ALINMALI
Taşımalı eğitimde 20-25 köyün bir araya geldiği ortamda avantajdan söz etmek doğru değil. Köy okulu olmasından çok şehir okulu özelliği taşıyorlar. Burada esas yapılabilmesi gereken her şeyin yerelden karar verilmesi. Taşımalı okullar daha fazla risk içeriyor. Gerekli servis olanaklarının sağlanması önemli. Birçok yerde tek bir servise çocukları doldurup götürmek doğru değil. Bu yönde kaygısı olan aileler ve öğretmenler var.
◼ Uzaktan eğitim sürecinde okuldan kopan çocuklar oldu mu?
Bunu takip etmek zor. Uzaktan eğitim sürecinden faydalanamayan birçok öğrenci oldu. Elimizdeki veriler tam Türkiye gerçeğini yansıtmayabilir ama yaygın bir veri toplama alanımız var. Köylerin %50’si sabit internete sahip değil. Öğrencilerin %45’i canlı derslere katılamadı. Çocukları kaybettik mi yoksa bu çocuklar okullar açılınca geri dönecekler mi bunu söyleyebilmek için çok erken. Risk var, Birleşmiş Milletler gibi kurumlar da bu durumu takip ediyorlar. Kız çocukları için bu tür riskler var.
◼ Sahada çalışan bir sivil toplum örgütü olarak eğitim fakültelerinden birlikte çalışma talebi geldi mi?
Bu süreçte olmadı. Bir üniversiteyle uzun vadeli bir çalışma olabilir mi diye iletişimimiz sürüyor, ama henüz netleşmedi. Onun dışında eğitim fakülteleriyle birlikte çalışmamız iyi olurdu ama olmadı.

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top