Kuraklık ve Akdeniz

Ülkemizin üzücü gündemi hepimizin malûmu. Bu gündem içinde ister istemez kendine fazla yer bulamayan ama beni çok endişelendiren bir haberden/çalışmadan bahsetmek istiyorum.
• • •
Massachusetts Institute of Technology’den (MIT) araştırmacılar, iklim değişikliği nedeniyle daha az yağış alacağı öngörülen Türkiye’nin de dahil olduğu Akdeniz Bölgesi’ndeki iklim değişikliğinin anormal etkileri ortaya çıkaran temel mekanizmayı ortaya çıkardılar.
• • •
İklim değişikliğinin Akdeniz Bölgesi’nde meydana getireceği değişikliklerle ilgili açıklama yapan MIT’den Alexandre Tuel, bölgenin Dünya’nın diğer yerlerinden farklı olarak kıtalarla çevrili büyük bir denize sahip olduğunu söyledi. Tuel, “İklim değişikliği modelleri, önümüzdeki yüzyılda çevredeki kara kütlelerinin 3 ile 4°C derece ısınacağını gösterirken, denizin yaklaşık 2°C ısınacağını gösteriyor. Temel olarak su ve toprak arasındaki fark zaman içinde azalıyor” dedi.
• • •
Araştırmacılar, yerel coğrafik özellikler nedeniyle kuraklık trendinin en çok Kuzeybatı Afrika ile Türkiye’nin de dahil olduğu diğer Akdeniz ülkelerini etkileyeceğini açıkladılar. Çalışmaya katılan araştırmacılardan Eltahir, “Bunlar zaten yağışlardaki düşüşleri tespit ettiğimiz bölgeler” dedi.
• • •
2008 – Avusturalya’da kuraklık.
2010 – Rusya ve doğu Avrupa’da kuraklık.
2012 – Dünyanın en büyük tahıl üreticisi olan Amerika’da kuraklık.
Sadece bu örneklerin sonucunda tahıl ve mısır hasatının yüzde 20’si ile yüzde 40’ı arasında bir değer kaybedildi. Bu kayıplar temel gıda ürünlerinin fiyatlarının artmasına neden oldu ve bu da temel gıdaların özellikle fakirler için daha az kullanımına yol açtı.
• • •
Ülkemize bakalım: Daha önce farklı yazılarımda paylaşmıştım: Türkiye’de son 50 yılda 36 göl kurudu. Küresel ısınma, çevre kirliliği ve bunun dışındaki insan kaynaklı pek çok etken nedeniyle su kaynakları her geçen gün azalıyor. Özellikle Türkiye’nin güneyinde ve orta kesimlerinde yer alan Burdur, Isparta, Antalya, Afyonkarahisar ve Konya‘nın güneyindeki Göller Bölgesi kuruma riskiyle karşı karşıya.
• • •
Son yıllarda yerli ve yabancı turistlerin gözdelerinden olan ve Türkiye’nin Maldivleri olarak bilinen Salda Gölü, geçtiğimiz günlerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇK) ilan edildi. Aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Kararı ile ÖÇK ilan edilen Salda Gölü kıyısında 300 bin metrekarelik bir alanda Millet Bahçesi yapılacağı da açıklandı.
• • •
Türkiye’nin en büyük ikinci tatlı su gölü olan Eğirdir Gölü’ndeki su seviyesindeki azalma da tedirgin edici boyutta.
• • •
Gümüşhane’de Taşköprü Yaylası’nda yasal izinle yapılan define kazısı sonucu yok olan Dipsiz Göl‘de, Jeomorfoloji Derneği tarafından oluşturulan heyetçe teknik inceleme yapıldı, rapor hazırlandı. Dipsiz Göl’ün su birikintisi olduğu yönündeki iddiaların gerçekçi olmadığına yer verilen ön raporda gölün, uzun yıllarda oluşan doğal bir göl ve paha biçilemez değerlerden olduğu belirtildi.
• • •
Kuruyan veya su seviyesi çok tehlikeli bir seviyede azalan göllerimizden bazıları şunlar:
Afyonkarahisar’da Acıgöl;
Konya’da Nasreddin Hoca’nın ‘maya çaldığı’ göl olarak bilinen Akşehir Gölü;
Antalya’da denizden yüksekliği 1030 metre olan Avlan Gölü;
Türkiye’nin en derin göllerinden biri olan Burdur Gölü;
Gümüşhane merkeze 50 kilometre uzaklıkta, deniz seviyesinden 2140 metre yükseklikte olan, kaynağı ve akarı olmayan Dipsiz Göl;
Afyonkarahisar’da Göller Yöresi’nde göçmen kuşların göç yolu üzerinde olan Eber Gölü;
Konya’da Ereğli Akgöl Sazlık alanı;
Isparta’da Türkiye’nin ikinci en büyük tatlı su gölü olan Eğirdir Gölü;
Göller Bölgesi’ndeki bazı göller;
Kuş Cenneti olarak da bilinen Kars’ın Arpaçay ilçesindeki Kuyucuk Gölü;
Samsun’da, su seviyesinin 4,5 metreden 80 santimetreye düştüğü Ladik Gölü;
Manisa’da yanlış uygulamalar nedeniyle kuruma tehlikesi olan Marmara Gölü;
Karaman’da “Dünyanın Nazar Boncuğu” olarak bilinen Meke Gölü;
Burdur’da “Türkiye’nin Maldivleri” olarak bilinen Salda Gölü;
Kırşehir’de 200’den fazla kuşun yaşam alanı olan Seyfe Gölü;
İstanbul’da İstanbul’un en önemli içme su kaynaklarından biri olan Terkos Gölü;
Konya’da tatlı su gölü olan Uyuz Gölü;
Burdur’da Yarışlı Gölü;
Muğla’da özelliğini yitiren Bafa Gölü;
Balıkesir’de besin zenginliği nedeni ile göçmen su kuşlarının göç yolu üzerinde bulunan Manyas Gölü.
• • •
Kaybettiğimiz bu su kaynaklarının dışında bir gerçek daha var: Dünyada kullanılan su miktarı 1900’lü yıllarda 500 milyar metreküp seviyesindeyken, 2025’te bu oranın 10 katı artacağı tahmin ediliyor.
• • •
Bütün bu gerçekler ışığında, anlamsız ve günlük siyasi manevralar dışında ne yapıldığını sormak hakkımızdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kubilay Kaptan Arşivi