Aytuna Tosunoglu

Aytuna Tosunoglu

KÜRESEL KÖY

Soru: Halk sağlığı krizinin tüm dünyaya bir uyarı olduğunu söyledin. Açıklayabilir misin?

Cevap: Bu pandeminin giderek sönümlenmesi halinde hepimiz aslında geri dönük neler olduğuna bakmalı ve bir şeyler öğrenmiş olduğumuzu teyit etmeliyiz. Şu ana kadar tecrübe ettiğimiz şey çok yüksek bir ölüm oranı ve buna neden olan yeni varyantların ortaya çıkması olarak görünüyor. Bu da şuna işaret ediyor, virüsün yüksek bulaşma riski taşıyan yerlerde yeni yeni varyantlar ortaya çıkıyor demek. Ülkede adı konmuş bir varyant var ama halihazırda ortaya çıkan iki yeni soy daha var ve bunların kaygı verici varyantlar haline gelip gelmeyeceğini henüz bilmiyoruz. Bizde ortalama yaşam süresindeki kaybın iki yıl olduğunu söyleyebiliyoruz. Amerika Birleşik Devletleri’ndeyse, uzmanlara göre ortalama yaşam süresi bu pandemi nedeniyle 1.13 yıl kısalmış görünüyor.

Soru: Ülkenizde Kovid-19 pandemisinin bir krize dönüşmesini tetikleyen faktörler nelerdir?
Cevap: Keşke bu krizin nedenini açıklayabilecek tek bir faktör olsaydı. Ancak, bizimki gibi kalabalık ve sosyal eşitsizliğin had safhada olduğu bir ülkede bu salgının arkasında pek çok faktör olduğunu söylemeliyim. Bir kere eşitsizlik sorunu var, sadece gelir eşitsizliği değil, aynı zamanda hem sağlık hizmetlerine hem de Yoğun Bakım Ünitelerine halk eşit olarak erişemedi. Bir de ölüm riskini arttıran faktörlere sahip insanların varlığı da (yani kalp hastası olup diyabet de olma riskini taşıyanlar ya da diyabet hastası olup yüksek tansiyonla da mücadele eden hastalar gibi…) onları pandemi karşısında daha da savunmasız kıldı. Tedavilerine ulaşamadılar. Bunların hepsi önemli çünkü, küresel salgınla mücadele konusunda yola eşitsizlikle çıkmak gerçek bir zorluk olarak var olur. Ayrıca önemli faktörlerden biri ülke genelinde konuşması gerekenlerin ortak bir dile, ortak bir yanıta sahip olmamasıydı. Mesela, belediyeler önlemlerin uygulanmasından sorumlu ama yönergeleri, protokolleri hazırlayanlar merkezi yönetimde. Pandemide bu yapı tamamen kırıldı ve ulusal bir mücadeleye geçilmedi. Salgınla ilgili tüm tarafların koordinasyonu sağlanmadı, bir rehber oluşturulmadı dolayısıyla etkili bir planımız olmadı. Hükümete, güncelliği sağlanan iyi bir eylem planı konusunda rehberlik edecek bilimsel bir kurul yoktu. Bunun yerine devletin başının (yani Başkan’ın) bilimi reddetmesini, virüsün ciddiyetini küçümsemesini ve sıtmayı önleyici bir ilaç olan hidroksiklorokin gibi doğru olmayan tedavilerin uygulanmasını teşvik ettiğini gördük. Başkan’ın kendisi aylarca maske takmadı. Kendi taraftar kalabalığıyla buluştu, üstelik henüz aşı da olmamıştı. Ülke genelinde belediye başkanları ve valiler salgınla mücadelede ellerinden geleni yaptılar. Ama orada da şöyle bir durum oldu, Başkan’ın partisinden olanlar mücadeleye katılmadı. Muhalif partilerden gelenler salgının yayılmaması için alınan önlemlerin yalama haline gelmesine, bir uygulanıp bir uygulanmamasına karşı çıktılar ve bu anlaşmazlık hala devam ediyor. Liderlik etmedeki başarısızlığın ülkeyi nasıl kaotik bir duruma soktuğunun hikayesidir, bizdeki Kovid-19 virüs pandemisi.

Ülke, Brezilya.
Soruları soran, The Harvard Gazette muhabiri, Liz Mineo.
Soruları yanıtlayan, Dr.Marcia Castro, Harvard T.H. Chan, Halk Sağlığı Okulu.
Röportajın tamamına buradan

Önceki ve Sonraki Yazılar
Aytuna Tosunoglu Arşivi