İ. Bülent Çelik

İ. Bülent Çelik

KUŞ CENNETİ NEDEN YANDI?

Samsun, 19 Mayıs İlçesinde, dünyanın en önemli göçmen kuş konaklama alanlarından biri olan ve 359 farklı kuş türü ile dünyanın sayılı kuş geçiş noktalarından sayılan Kızılırmak Deltası kuş cenneti adım adım yok ediliyor..
Dünya Mirası Listesi’ne alınması için 3 temel karakterden ikisini karşılayan ve geçici Liste’den Kalıcı Liste’ye geçmek üzere olan bu cennet’te son bir iki yılda akıl almaz işler oluyor!
• • •
Tüfekle kuş katliamları, çalınan/kaybolan koskoca leylek yuvaları, üreme alanına konaklama tesisi ve restoran yapılması, yürürken bile ayak ucuna basılması gereken coğrafyada kuş yuvaları arasında fink atan deniz bisikletleri ve nihayet bazı imar değişikliği hareketleri sonrası 2 bin dönüm kuş üreme alanının yanması!
• • •
Bir protokol ile Milli Parklar’dan, Büyükşehir Belediyesi bünyesinde kurulan Samkuş isimli birime devredilen, oradan da Çevre ve şehircilik Bakanlığının tasarrufuna geçen, normalde bir tek çivi bile çakılmaması gereken alanda neler oluyor?
Nasıl oluyor da projesinde “Doğa Bilim Okulu” yapılması gereken yere konaklama tesisi, restoran yapılıyor? Dahası alanın büyük bir bölümünün imar düzenlemesi otel de yapılabilecek şekilde değiştiriliyor?
Karadeniz’e kenarı olan ülkeler içerisinde ‘260 km’ ile en uzun kumsala sahip olan Samsun ili sahillerinde restoran yapacak, otel açacak, kuş cennetinden başka yer mi kalmadı?
Kızılırmak Deltası
Kuş Cenneti konusu çok önemli
Çünkü ülkenin her yerinde benzeri yaşanan bir anlayışın uzantısı burada da işliyor.
Unesco tescilli kuş cenneti bu gidişle kısa sürede kuş cehennemine dönüşecek.
Özellikle 19 Mayıs İlçesi için genelde tüm bölge için altın yumurtlayan tavuk kesilmiş olacak!
Bunu yapanlar, kuşlar ve onların bölgeye sağlayacağı uluslararası turizm zenginliğini hesap edemiyorlar.
Bir iki tüccarın gecelik konaklama satmasının, pide satmasının daha cazip olduğunu sanıyorlar. Halbuki ender kuş türlerinin yumurtladığı, yavrularını büyüttüğü alanda deniz bisikleti kiralamak ticaretin değil cehaletin dik alasıdır!..
• • •
Bölgeye ‘kuş gözetleme istasyonu’ ve mütevazi bir ‘eğitim, değerlendirme’ binasından başka tek bir kulübe yapamazsınız.
Tesis yaparsanız, burada, bu alanı koruma altına almak için binbir çığlık arasında yıkılan kaçak evlerin bile vebali boynunuzda asılı kalır.
• • •
Bölgeyi çok iyi tanıyan ve izleyen fotoğraf sanatçısı Hasan Aktürk ile konuştum.
Aktürk diyor ki: ‘Allı Turna’ olarak türkülerinden bildiğimiz, koruma altındaki Anadolu Turnalarının yumurtlama bölgesinin yüz metre yakınına yapılan tesis yüzünden bu yıl turnalar burada yumurtlamadı. Gelecek yıl kendileri de gelmezler!”
Buyrun eksi bir!..
Altın yumurtlayan tavuklardan biri gitti bile!
Ve yangın..
Senelerdir çoban ateşi görmemiş alanda geçen hafta çıkan şaibeli bir yangın sonrası özellikle kuşların konaklama ve yumurtalama alanının 2 bin dönümü çöle döndü.
İnsan girişi olmayan, piknik yapılmayan, araç geçişi yasak olan ve tutuşması özel gayret isteyen gogo sazlarını kuşlar mı yaktı?
Sağolsun, 19 Mayıs Belediye Başkanı Osman Topaloğlu, yangından uzun bir süre sonra haberdar edilmesine rağmen hemen bölgeye araç yığdı ve 2 bin dekar alan kül olduktan sonra yangın söndürüldü.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının tasarrufuna geçen yanan Sit alanının özel bir statü ile yapılaşmaya açılmış olması, dumanla birlikte ortalığa şaibe kokusu da yaydı. Jandarma ‘sabotaj’ ihtimali üzerinde de dururken İlçe Belediye Başkanı Topaloğlu’nun şu sözleri oldukça manidar: “Alanda araştırmalar hala devam ediyor. Umuyorum ki yangın kazayla olmuş olsun. İnşallah ortaya farklı, kasıtlı yakıldığına dair bir emare çıkmamış olsun.”
Neden şaibe var anlatayım!
Kuşların, içlerine güvenle yuva yapıp yumurtladığı bir tür saz olan “gogo” bitkilerinin kesilmesi yasak ve cezası büyük! Sadece bakanlığın özel izni ile kesilebiliyor. Daha öncelerde, bahçelerini büyütmek için bu bitkileri kesen yazlıkçılara hatırı sayılır cezalar kesilmiş.
Kuşları buraya çeken bu özel bitkiler, bu cennet alana bir büyük tesis yapılabilmesi için büyük engel. Halbuki bir sabah kendiliğinden (!) yanarlarsa sorun ortadan kalkar..
Yanması da çok kolay olmayan bu nemli bitkilerin ne kadarının yandığı ve ne kadar hayvanın, kuş yavrusunun kavrulup gittiği hesap edilemiyor.
Umarız böyle bir kasıtlı hesap ve iş yapılmamıştır diyelim.
• • •
Öyle görünüyor ki, ortasından geçen yoldan araç geçişinin bile yasaklandığı Kuş cenneti yavaş yavaş yapılaşmaya açılıyor.. Bu açılım hiç kuşkunuz olmasın, kuşların oyun dışı kalmasıyla sonuçlanacak.
Bölgedeki çevre konularının titiz takipçisi Avukat Melike Akman diyor ki:
“Nisan’da bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kesin korunması gereken alan olarak bir alan ayrıldı, diğerleri, “kontrollü korunması gereken bölge statüsüne geçirildi. Böylece Delta’da yapılaşmanın da önü açılmış oldu.. 5 ay sonra da tesadüfe bakınız ki iki ayrı yerden başlayan büyük bir yangın çıktı..”
• • •
Yanan 2 bin dönümlük alan tertemiz, mavi bayraklı bir kumsalın paralelinde. Artık oraya değil oteller, yazlık villalar bile yapılabilir..
İş işten geçmeden Delta’nın yönetimi yeniden hiç olmazsa ‘Milli Parklara’ verilmeli..
Ama en önemlisi de Samsunlular’ın tavrı..
Samsunlular bu geri dönüşü olmayan, “ben yaptım oldu!” anlayışına ses çıkarmaz ise sonradan ağlamak fayda etmeyecek!
• • •
Ben bu köşeden sadece Samsunlu doğa ve hayvan dostlarına değil, tüm Türkiye’deki duyarlı insanlara sesleniyorum.
Bu olup biteni görerek, bilerek üstüne yatmayı normal bir vicdan kabul etmez!
Bu yanlışları görmezden gelerek “Ben hayvanseverim ben doğa severim!” cümlesini kuramayız..
Bu yok edişe seyirci kalanlar, evindeki kedileri, köpekleri, kuşları salıversinler gitsin!..
Ben çevreciyim diye ortalıkta dolaşmasınlar..
Çevre, sadece ağaç gölgesinde mangal partisi yapmak için sevilmez!

Günün sözü:
Biz tarihçiler arasında şöyle bir ortak kabül vardır.
“Osmanlı’nın yıkılmasına üzülmeyenin kalbi yoktur,
Osmanlı’yı yeniden diriltmeye çalışanın aklı yoktur!”
Prof. Barış Doster

Şaşkın Moody’s

Moody’s Türk bankalarının kredi notunu düşürmesi, geçtiğimiz haftanın en önemli ekonomi haberlerinden biriydi.
Notun düşürülmesi üzerine Reiz sert çıktı: “Kalkmışlar bizim puanımızı düşürme yoluna gidiyorlar. Ne yaparsanız yapın sizin bu puanlamalarınızın kıymeti harbiyesi yok!” “Türkiye şu an ekonomide pik yapıyor, dibe değil tavana” şeklinde konuştu. “Biz bize yeteriz!” diye bitirdi konuşmasını..
Lakin, notu düşürülen 12 bankanın 7’si yabancılara ait..
Misal; HSCB, ingilizlerin, TEB’in yarısı Fransızların, Garanti’nin haysiyetli bir bölümü İspanyol’ların, Yapı Kredinin yarısına yakını İtalyanlar’ın, Denizbank Birleşik Arap Emirlikleri’nin, QNB Finansbank ve Abank Katarlıların, Nasıl “biz bize” ise?

Önceki ve Sonraki Yazılar
İ. Bülent Çelik Arşivi