MADEN ATIKLARI DAĞ GİBİ…

Geçen haftaki yazımızda Anadolu’nun birçok yerine kazılan atık havuzları ve barajlarından bahsetmiştik. Az söylemişiz; bir de atık dağları çıktı karşımıza. Kazdağları çevresinde vahşi depolama sonucu ortaya çıkan atık dağları sorunumuz var. Giresun Şebinkarahisar’dan sonra ikinci havuz faciası haberi Balıkesir’in Ayvalık ilçesinden geldi.

Karaayıt Köyü yakınlarındaki demir madeni ve zenginleştirme tesisisin atık depolama alanı çöktü. Atıklar hemen yakındaki dereye karıştı. Dereden de doğrudan tarım alanlarının sulanmasında büyük önemi olan Madra Barajı’na…
Şirket yetkililerine göre bir tehlike yok. Kazdağları Doğa ve Kültürü Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan’a göre ise yörede tarım alanlarını, içme sularını kemiren sinsi bir tehlike yıllardan beri devam ediyor.
Söz konusu şirketin neredeyse 60 yıllık bir mazisi var. Maden ocağı faaliyete geçtiğinde, çevre mevzuatı yani ÇED raporu falan yoktu. Devlet, şirketin vahşi depolamayla atık dağları oluşturmasına ‘kazanılmış hakkı var’ diyerek göz yumdu. Şirket sadece atıklarla dere arasına beton bariyerler kurdu; Hepsi o… Bariyerler çökmek için adeta gün sayıyordu. O gün gelince de tarım alanları için iş işten geçmiş oldu.

EKOLOJİ BİRLİĞİ UYARIYOR
Ekoloji Birliği açıklamasına göre, madenin başına gelen bu kaza ilk değil. Daha önce de olmuş böyle şeyler ama kimin umurunda. Demir cevherini zenginleştirme tesisine ÇED raporu verilmiş ancak hem çevreciler hem de Ayvalık Belediyesi dava açmış.
Ekoloji Birliği şimdi bakanlıkları, yerel yönetimleri ve de savcılığı göreve çağırıyor; “Felaketin boyutları incelensin, Madra Barajı, dere ve civar sularda ağır metal ve kirlilik tahlilleri yapılarak sonuçlar kamuoyu ile paylaşılsın ve gerekli önlemler alınsın.”

AMASYA VE TOKAT’DAN MESAJ VAR
Şebinkarahisar’daki atık havuzunun patlamasının ardından Kılıçkaya Barajı, Yeşilırmak ve Kelkit Çayı’nın tehlike altında olduğu ortaya çıkmıştı. Tahlil sonuçlarından da henüz ses seda yok.
Amasya Tokat Çevre Platformları yaptıkları açıklamada, bölge için yaşanan veya yaşanacak tehlikelere işaret ediyor; “519 kilometre uzunluğundaki Yeşilırmak’ın kolu olan Kelkit Irmağı üzerinde bulunan Kılıçkaya Barajı’nın kirlenmesi, tüm Kelkit Vadisini, Erbaa ve Taşova’sını, Hasan ve Suat Uğurlu Barajlarını, Samsun-Çarşamba Ovasını olumsuz yönde etkileyecektir. Bu bölgeler tarım ve hayvancılık açısından çok önemlidir, bölgenin ve ülkemizin gıda ambarıdır. Kelkit Irmağı bölgemizin can damarıdır. Kelkit Vadisi’nin ve Yeşilırmak Havzası’nın doğal ekosistem, HES’lerle bozulmuşken, şimdi de madenlerle zehirlenmektedir.”

Amasya ve Tokat’ta son yıllarda çok sayıda maden ruhsatı verildiği belirtilen açıklamada, toprakları bereketli bu iki ilimizin yüzde 54’ünde maden arama ve işletme ruhsatı işleme konulmuş durumda.
Tarım yatırımların dünyada giderek önem kazandığını görüyoruz. Tarım ürünlerinden daha değerli maden bulmak zor olacak.
Amasya ve Tokat Çevre Platformu’nun açıklamasındaki son söz de bu nedenle anlamlı… “Tokat’ın yaprağı, Amasya’nın elması bizim altınlarımızdır.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cengiz Erdil Arşivi