Ayşe Naz Hazal Sezen

Ayşe Naz Hazal Sezen

Manipülatörlerimiz ve hayaletleri

Manipülasyonun yaşandığı ilişkilerden çıkmak zordur. Zira manipülasyonun gerçekleştiği liman bizi fırtınalardan koruyor illüzyonuna kapılmışken manipüle edildiğimizi fark edemeyiz. Gerçeklerin çarpıtılması gibi müessir bir tekniğin kullanıldığı duygusal manipülasyon sayesinde olmayan bir fırtınadan korunduğumuzu sanabiliriz. Manipülatörlerimiz çok uzakta değildir. Genellikle annemiz, babamız, eşimiz gibi en güvenli limanlarımızdırlar.

Kurban rolünden, gözü dönmüş savaşçı rolüne bürünebilen manipülatörler, yakınlarının en zayıf, en kırılgan ve en çaresiz yanlarından saldırırlar.

Zihnimiz şüpheye düştüğü anlarda endişeyi azaltacak cevapları bulmak için çeşitli sorular sorar. Belirsizliğin beslediği kaygılı anlarda en güvendiği, en yakınındaki ve en aşina olduğu kişinin tavsiyeleriyle destek arar. Desteği sağlayacak kişiye fiziksel olarak ulaşılamasa dahi hayaleti zihinde belirir. Zihnimizdeki hayaletin bize sunacağı cevaplar yaşanan belirsizlik fırtınasında sığınılacak liman görevi görür. Belirsizlik fırtınasında sığındığımız limanlar kimi zaman ebeveynler ya da büyükbaba ve büyükannelerken kimi zaman bir akıl hocası, eşler ya da yakın dostlardan oluşur.

Yakından tanış olduğumuz bu limanlar en rahat sığınaklarımızdan, en savunmasız limanlarımıza dönüşebilirler.

            İlk kez demir attığınız bir limandaki davranışlarınızı düşünün ya da ilkin gittiğiniz bir şehirdeki temkinli halinizi. İhtiyatlı bir tutum ile keşfedersiniz çevrenizi, pahası olan eşyalarınızı yakınınızda tutarsınız, etrafta müteyakkız halde dolanırsınız.

Yeni biriyle tanıştığımızda da aynı ihtiyatlı tutum ile ilişkiye geçeriz. Nasıl yansıdığımıza dikkat ederken pahası yüksek anılarımızı yakınımızda tutar, derinliklerimize hızlıca girilmesine pek olanak tanımayız. Yabancıların yanındaki müteyakkız hal yakınlarımızın yanında dingin bir form alır. Dinginliğin sağladığı emniyet bizi korunuyor hissettirse de savunmasız kaldığımız ve manipülasyona en açık olduğumuz yerde tutmaya devam eder. Bu yüzden ikili ilişkilerdeki manipülasyon eskimeden ve değişmeden can yakmaya devam eden bir yaşantı halini alır.

Manipülatörlerimiz Uzakta Değil

Manipülasyonun yaşandığı ilişkilerden çıkmak zordur. Zira manipülasyonun gerçekleştiği limanın bizi fırtınalardan koruyor illüzyonuna kapılmışken manipüle edildiğimizi fark edemeyiz. Gerçeklerin çarpıtılması gibi müessir bir tekniğin kullanıldığı duygusal manipülasyon sayesinde, olmayan bir fırtınadan korunduğumuzu sanabiliriz. Manipülatörlerimiz çok uzakta değildir. Genellikle annemiz, babamız, eşimiz gibi en güvenli limanlarımızdır onlar... Niyetleri kötü olmasa dahi, karşısındakinin kendi limanında kalması için rol yapma, acındırma, iğneleme, eksik anlatma, abartılı övme, duygusal dengesizlik yaratma, kurban rolünü alma, gerçekle oynama, duygu sömürüsü gibi her türlü tekniği deneyebilirler. Bunların hepsi, iyilik amacı taşıyan yönlendirme istekleri için yapılıyor gibi görünse de karşılıklı ilişkiye yatırım için değil, kontrolü sağlayabilmek içindir. Koşullar gibi karşısındakini de kontrol altında tutabilmek adınadır. Karşısındakine liman olmak dışında benliklerinden sunabilecekleri hiçbir şeyleri olmadığından, kendi rollerini koruyabilmek için bireyselleşerek bu limandan gidişinizi engellemek isterler. Onların arzularını yerine getirmediğinizde, başka bir deyişle limandan açıldığınızda, mükemmel gösterdikleri benliklerinden sunulacak bir şey kalmayacağı endişesiyle manipülasyonları saldırgan bir hal alabilir.

Kurban rolünden, gözü dönmüş savaşçı rolüne bürünebilen manipülatörler, yakınlarının en zayıf, en kırılgan ve en çaresiz yanlarından saldırırlar. Kendilerinin istediği yönde hareket edilmesini mecbur kılarlar. İstekleri karşısında boyun eğilmediği zaman duygusal ve fiziksel saldırganlıkları artar. Diktatör yönetimlerin zorbalığına benzeyen bu tutumda ya koşulsuz şartsız kabul olmalıdır ya da süratli bir biçimde misilleme yapmak.

Kendilerinin manipülatör olduğunu dahi manipüle edebilen bu kişilerin mükemmel arzlarının ardında, ufak zelzeleleri kaldıramayacak kırılgan bir benlikle karşılaşılması muhtemeldir. Onlar için derin, nitelikli ve süreğen duygular hissetmek hükümdarlığını tehlike altına sokmak olarak algılanabilir. Manipülatörler, yüzeyde limanını sığınmacılara açmış iyilik meleği duruşunu sergilemelerine karşın derinde duygudaşlık kuramazlar. Bu yüzden kendi yaşadıkları dışındaki yaşantılara yeterince ortak olamazlar. Her zaman en kötüsünü onlar yaşamış, en mağdur onlar olmuştur. Hayattan hep alacakları vardır. Yaşam onlara borçludur, adaletsizliğin kurbanı olmuşturlar.

Kaçınılmaz Suçluluk Hissi

Manipülatör bir limanda bulunmanın belirgin bir duygusu vardır: Suçluluk.

Size sunulmuş limandaki kaynakları kullandığınız için suçlu hissedersiniz; limanda dursanız suçlu hissedersiniz; limandan ayrılmaya karar verseniz yine suçlu hissedersiniz.

Kendinizi ifade etmeye çalışıp, anlattım sanırken bahsettiklerinizle alakası olmayan dönütler aldığınızda iletişime geçememiş olduğunuzu fark edersiniz. Kütle çekim kuvveti ortadan kalmış, kelimelerin konuyla bağı kalmamış gibi hissedebilirsiniz. İçinizde manipülatörünüze karşı acıma duygusu köklenirken, ona hayır demekte zorlandığınızı fark edersiniz. Sürekli onunla aynı fikirde olmalıymışsınız gibi bir duyguya kapılabilirsiniz. Hatta verdiğiniz her olumsuz yanıt kendi üzerinizde suçluluk duygusu yarabilir.

Zihindeki Manipülatör Hayaletler

Manipülatörlerin bir diğer muvaffakiyeti ise karşısındakinin zihnine manipülatör hayaletlerini salmaları olabilir. Bireyin, kendi benliğinin manipülatörünün kontrolünde körelmeye başladığı limandan ayrılış fiziksel olarak başarılsa dahi zihinde kalan manipülatörün hayaleti iç dünyanızda yankılanmaya devam eder. Okyanusa açılmış olmanın heyecanı, limandan ayrılmış olmanın suçluluğu içinde kaybolur. Yeni diyarları keşif arzusu, geçmişin gölgesinde silikleşir. Manipülatörün hayaleti suçluluk duygularına tutunarak zihinde öyle aktif bir hal alır ki yeni rota sizi tekrar manipülatörünüze götürür.

Manipülasyondan sıyrılmak hususunda erişilmiş muvaffakiyetine rağmen bireyin zayıflıklarının ve güveninin en yakınları tarafından muharebe için kullanılması ruhta derin hasarlar bırakabilir. Manipülatör hayaletlerinin uğultusu zihinde yankılanmaya devam eder. Fiziksel olarak erişilebilir olmasa dahi kişinin zihnindeki hayalet, verilecek kararlara müdahale edebilir, harekete geçmesini engelleyebilirler. Manipülatör anne veya babadan fiziksel olarak ayrılmış olunmasına rağmen suçluluk duygularıyla yıllarca kendinden vazgeçerek ailesi için yaşayan bireyler; manipülatör eşlerinden boşanmalarına karşın hala onların yarattığı korku ve anlaşılmamıştık duygularıyla boğuşanlar; yakın sandıkları dostlarının manipülasyonu ardından yeniden adım atmayanların çoğunluğu, aslında zihninde manipülatörlerinin hayaletini yaşatmaya devam ediyorlardır.

Manipülatör Hayaletleri Durdurmak

Gerçekliğin çarpıtıldığı bu ilişkilerin ardından bireyin yeniden kendi gerçekliğine dönmesinin vakit alması olağan karşılanmalıdır. Manipülasyonun iletişim dili haline geldiği ilişkilerde yeniden sağlıklı bildirişim ağının kurulamaması da olasıdır. Kendimizi korumak için yapılabilecek tesirli yöntem, önce zihnimizde bize ait olmayan o seslerin ayrımına varmak, sonra bizi hâlâ kontrol edebilen manipülatörlerimizin hayaletlerini zihnimizden uzaklaştırmaktır.

Zihnimizin yıkılmaz duvarları içinden geçebilen bu hayaletleri ancak bireyin kendine güveni, kendine verdiği değer ve kendi ruh sağlığına gösterdiği önem durdurabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ayşe Naz Hazal Sezen Arşivi