Haldun Solmaztürk

Haldun Solmaztürk

Meclisin darbe raporu kayıp.. Ne gam..! Ayasofya cami oldu..

İki gün sonra 15 Temmuz darbe teşebbüsünün dördüncü yılı..
Üç yıl önceki bir yazı dizisinde, “Hâlâ cevaplardan çok sorular” olduğuna dikkat çekmiştim.
Akın Öztürk, herkes gibi emekli edilmeyip hangi akla hizmetle karargahta—ve boşta—tutuldu?
TSK komuta heyetinin neredeyse yarısı, nasıl olup da darbe gecesi düğündeydi?
15 Temmuz Cuma günü sona erecek Özel Kuvvetler Kursu niçin bir gün önce sonlandırıldı?
MİT Müsteşarı ile Genelkurmay Başkanı, 14 Temmuz Perşembe günü saatlerce ne konuştular?
Ülkenin başbakanı “MİT Müsteşarına, Genelkurmay Başkanımıza ‘Neden önceden haber vermediniz’ diye sordum, tatmin edici cevap alamadım” diyordu. Öyleyse, vahim yönetim zafiyetine rağmen, asli sorumlular niçin görevde tutuldular?
Bir de Cumhurbaşkanı’nın “[Cuma] Öğleden sonra bir hareketlilik, ne yazık ki, silahlı kuvvetlerimizin içinde mevcuttu. Ve bu hareketliliğin neticesinde de…” dediği var..
Madem böyle bir hareketlilik (!) olduğu fark edilmişti, ‘Genel Alarm’ emriyle tüm personelin kışla ve karargahlarda tutulması gerekirken, niçin hafta sonu tatili için eve gönderildiler..?
Elbette asıl soru şu: Paralel Devlet Yapılanması (!) “Kırk yıllık sürecin neticesinde, bugünlere kadar bu şekilde” gelirken, devleti—ve orduyu—yönetenler ne yapıyordu?
“Rabbim de milletim de bizi affetsin” dediler. Bir de komisyon kurdular: TBMM FETÖ’nün Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu..
Komisyon başkanlığına—isabetle—AKP milletvekili Reşat Petek getirildi. Başkan seçimi isabetliydi, çünkü hem yargı geçmişi vardı, hem de İmam-Hatip kökenliydi.. Her ne kadar ‘F-tipi örgütlenmeyi’ reddeder, “Sayın Fethullah Gülen Hocaefendi’ye” ve örgüte ‘çete’ diyenlere sert çıkar, hatta Kumpas davalarını savunmasıyla tanınırsa da bunları bilmeden (!) yaptığı aşikârdı..
On beş üyeli (9’u AKP’li) Komisyon ek süre istemedi, alt komisyon da kurmadı—muhalefet partilerinin bu yöndeki önerileri reddedildi. Kilit tanıklar olan Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı ve MİT Başkanı da dinlenmedi, sorgulanmadı.
‘Darbelerin ve gizli oluşumların siyaset üzerindeki etkilerini’ araştırmak gibi çok iddialı bir amaçla 4 Ekim 2016’da çalışmaya başlayan komisyon araştırmalarını (!) üç ayda—142 saat, ortalama günlük 1.5 saat—ışık hızıyla tamamlayıp 3 Ocak 2017’de paydos etti.
Anadolu Ajansı ‘TBMM’ kaynaklı 26 Mayıs tarihli haberinde raporun tamamlandığını duyurdu. Hazırlanan (!) rapor basının önünde TBMM Başkanı Kahraman’a verildi. Ama Meclis gündemine alınmadı, tartışılmadı, basılmadı, dağıtılmadı.
Reşat Bey 2018’de listeye konmadı, görevini yapmış olmanın huzuru içinde siyasetten çekildi.
Atatürk ve Cumhuriyet sevgisiyle tanınan İsmail Bey de Başkanlıktan ayrıldı—Meclis’ten bir türlü kopamasa da.. Yeni Başkan Binali Bey oldu, o da istekleri (!) kıramayarak İstanbul’a aday oldu ve—31 Mart yerel seçimlerinden hemen önce—istifa etti, yerine Mustafa Şentop getirildi.
Meclis Başkanı Şentop muhalefetin ısrarlı soruları üzerine “15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu raporu tekemmül etmediğinden 26’ncı Yasama Dönemi [2015-2018] içinde bastırılamamıştır. Başkanlığımıza sunulan bir rapor bulunmamaktadır” cevabını verdi.
İster inanın ister inanmayın, rapor kayıp..!
Raporun, Komisyon Başkanı tarafından dönemin Meclis Başkanı’na sunulduğu haberi Meclis internet sitesinde duruyor, ama ortada rapor yok.! Muhteremler—alan da veren de—ikisi de sessiz..
Dört yıl sonra da, “Hâlâ cevaplardan çok sorular” var..
Şimdi ortaya bir soru—ve bir tanık—daha çıktı: AKP’nin eski Tanıtım ve Medya Bşk. Yrd. Hani “Eğer FETÖ ile AK Parti geçmişte, bürokraside kol kola girdiyse şayet, bunu da farklı darbecileri tasfiye etmek için yaptı” diyen heyecanlı delikanlı.. Belli ki bir şeyler biliyor.
Şentop geçen hafta yeniden başkan seçildi. İlk demeci Ayasofya üzerine; “Ayasofya’nın ibadete açılması tarihi bir olay-mış”.. ‘Onların’ kuşağının ideallerinde, hedef, hayal, rüya olarak varmış..
Ben ne söylüyorum, sazım ne çalıyor..
Tarihi olay Ayasofya’nın ibadete açılması değil, Başkan Bey’in Meclis’in kayıp ‘darbe’ raporunu bulmasıdır—gücü yeter de bulabilirse..!
Meclisinde rapor kaybedilen (!) bir ülkenin vatandaşlarının kendisinden beklediği budur..
Boş laflar değil..!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Haldun Solmaztürk Arşivi