MEDENİYETİN AHMAKLIĞI / AHMAKLIĞIN MEDENİYETİ

Çoğu ırkçının en büyük ve ilk özelliği ırkçı olduğunun farkında olmamasıdır. Gizli ırkçılar, yani ırkçı olduklarının farkında olmayanlarla Neo-Naziler kuzendir! Üzerlerindeki demokrasi, insan hakları, eşitlik ve barış cilasını kazırsanız altından gamalı haç çıkar!

Ahmak: “Aklını gereği gibi kullanamayan, bön, budala, aptal” (TDK Sözlüğü)

Rusya, Ukrayna’ya saldırdı. Savaşın acımasız sonuçları dünya kamuoyunun gözleri önünde hem de canlı yayında izlendi. Binlerce insan öldü. On binlercesi yaralandı. Yüzbinlerce insan yurdunu terk etmek zorunda kalarak Avrupa ülkelerine sığındı. Sığınmaya da devam ediyor.

Savaş, sadece insanların değil; kitlelerin ve devletlerin de kötü yanlarını ortaya çıkartır. Prof. Dr. Faruk Erem, ‘Bir Ceza Avukatının Anıları’ kitabında “Suçluyu kazıyınız altından insan çıkar” der. Erem, burada ‘Suçlu’ yerine ‘Suç işlemiş insan’ kavramını öne çıkararak insanı ve suçu ayırır ve özneyi birey yapar. Buraya kadar tamam.

Peki insan hakları, demokrasi ve hümanizma üzerine kurulmuş Avrupa devletlerinin bazılarını kazırsak altından Neo-Naziler çıkar mı? Ukrayna’da faaliyet gösterdikleri için Putin’e de işgal malzemesi olan bu ırkçı gruplar ‘kazınmış’ bir demokratlar grubu muydu?

İtalya'daki Milano-Bicocca Üniversitesi, Paula Nori isimli yazarın Dostoyevski üzerine vereceği dersi Putin’e tepki olarak iptal etti. Nori “Bugün İtalya'da yaşayan bir Rus olmak suç. Ancak ölü bir Rus olmak da suç" dedi. Ölmüş olsanız da, dünyanın en büyük yazarlarından birisi de olsanız ırkçılık yakanızı bırakmaz!

Münih Filarmoni Orkestrası’nın Rus şefi Valery Gergiev, Putin’e karşı açıklama yapmadığı gerekçesiyle görevden alındı. Bu durum ‘Medeniyetin’ ortasında insanın aklına Roland Barthes’in "Faşizm konuşma yasağı değil söyleme mecburiyetidir” sözünü hemen getirmedi mi?

Netflix, Tolstoy’un kitabı Anna Karenina’nın dizi çekimlerini durdurdu. Oysa bu durum tam da Netflix’te, bir dizi ve sinema platformunun ahmakça hareketinin anlatıldığı mini bir dizi senaryosu olabilirdi!

ABD merkezli CBS NEWS muhabiri Charlie D'Agata canlı yayında "Burası on yıllardır kaosla yaşayan Irak veya Afganistan değil. Burası böyle şeyleri görmeyi hiç ummadığınız medeni Avrupalılara has bir kent” dedi. Öyle ya, savaşa, yıkıma, bombalara ve ölümlere alıştırılmış Ortadoğu insanı varken Avrupalılar neden ölsün ki?

Tam, daha ahmakça başka bir açıklama gelmez herhalde derken ırkçılık yarışından kopmak istemeyen Ukrayna eski başsavcı yardımcısı David Sakvarelidze BBC’ye "Benim için bu yaşananlar çok duygusal, çünkü mavi gözlü ve sarı saçlı Avrupalıların öldürüldüğünü görüyorum" diyerek ipi göğüsledi.

İnsanın metalaştığı ve metanın insanın önüne geçtiği piyasa ekonomisinde nasıl ki fiyat etiketleri önemliyse; ‘çağdaş’ dünyada insanı geriye koyan bir demokrasi ve insan hakları etiketi daha önemli! Çünkü her malın nasıl bir fiyatı varsa, piyasa ekonomisinde de insan haklarının ve demokrasinin bir fiyatı vardır.

DEMOKRATLARI KAZIYINCA ALTINDAN ÇIKANLAR

Irkçılık, Tayfun Hocanın (Atay) dediği gibi korona virüsten daha tehlikeli bir insani virüstür. Yayılma hızı ve etkileri bakımından korona onun yanına yaklaşamaz bile!

Çoğu ırkçının en büyük ve ilk özelliği ırkçı olduğunun farkında olmamasıdır. Gizli ırkçılar, yani ırkçı olduklarının farkında olmayanlarla Neo-Naziler kuzendir! Üzerlerindeki demokrasi, insan hakları, eşitlik ve barış cilasını kazırsanız altından gamalı haç çıkar!

Bu gizli ırkçılar, üzerlerindeki ‘demokrasi ve insan hakları’ etiketinin inandırıcı olması için de birilerine mutlaka tersi etiketleri yapıştırmak zorundadır. Mesela onlara göre;

Putin’e “Bir katilden maaş alamam” diyerek istifa eden Meyerhold Tiyatro Merkezi Müdürü Yelena Kovalskaya ‘işgalci’ bir Rus’tu! Orkestra şefi Valery Gergiev’i Rus olduğu için görevden alanlar ise demokrasi beşiğinin sözcüsü Batılılardı!

Rusya’da ‘işgale hayır’ dediği için gözaltına alınan 77 yaşındaki kadın ‘çarlık peşinde koşan’ bir Rus’tu. Restoranına Rusların girmesini yasaklayan bir patron ise ‘insan haklarının savunucusu’ Alman’dı!

Birçok Rus sporcunun yarışmalara katılmasını yasaklayan ‘barış yanlısı’ bir İngiliz’di! “Bu bizim savaşımız değil” diyerek Moskova’da Putin’i ve işgali protesto eden kişi ise ‘Avrupa’nın gaz hattına el koymak isteyen’ bir Rus’tu!

Savaştan kaçan ama mavi gözü ve sarı saçı olmadığı için Polonya sınırından alınmayan Afrika kökenli öğrenciler ‘Barbardı’. Onları sınırdan almayan ama yüzbinlerce mavi gözlü ve sarı saçlıyı çiçeklerle karşılayanlar ‘halkların kardeşliği’ diyen bir Polonyalıydı!

Kendi ülkesindeki binlerce nükleer silaha ses çıkarmayan ABD’li yazar, Rusya’daki nükleer silahlanmanın tehlikesine karşı yazdığı yazıyla dünyanın huzuruna katkıda bulunup ‘özgürlükçü’ olurken, hem kendi ülkesinde hem de dünyada nükleer karşıtı olan Rus yazar hapiste ‘işgalci’ oluyor!

Yüzyıllardır sinsice eğitim sistemlerinin ve politik medyanın, kolektif bilinçaltına ektiği ırkçılık tohumlarını oy uğruna sulayan ırkçı liderler nasıl kuzense; savaş karşıtı olan, NATO’ya da Putin saldırganlığına da, Avrupa’da hortlayan ırkçılığa karşı duran Alman, İtalyan, Türk, İngiliz, Afgan, Arap ve Portekizlilerle işgal karşıtı Rus’lar kuzendir!

Irak işgal edilirken bunu meşrulaştıracak her yalanı sekiz sütuna taşıyan İngiliz ve ABD Medyası; şimdi de Rusya’nın işgalinin ne kadar haksız olduğunu sekiz sütuna taşıyor.

Hitler iktidara geldiğinde Almanya'da Yahudilerin restoranlara girmesini yasaklamıştı. Ondan 80 yıl sonra Avrupa'da Rusların restoranlara girmesini yasaklıyor. Avrupa’nın bir kesimi, az ayağına basılınca içindeki Nazi'yi ortaya çıkartıyor.

Bu yaşananlara samimi şekilde karşı çıkmak isteyen bazı insanlar sosyal medyadan ırkçılığın bir hastalık olduğunu anlatıyor. Oysa ırkçılık bir hastalık değil, yüzyıllardır ekilen ve bilinçli olarak üretilen ideolojinin adıdır. Ona ‘hastalık’ diyerek bilmeden deliliğe kılıf örüyor olabiliriz.

IRKÇILIĞIN PARLAK VE PULLU ÖRTÜLERİ

Genetik olarak üstünlüğü ispatlama çalışmalarında yer almış, bununla ilgili ‘üstün ırk’ görüşü belirtmiş bazı bilim insanlarının adlarını okuyunca çok şaşırır ve hatta hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Bu fiziksel üstünlüğü ispat çabasını kültürel üstünlük ispat çabası takip eder. Bunlar da kuzendir. Bu nedenle onu öyle bir cilalarlar ki hem ırkçılık yaptırırlar hem de ırkçılık yaptırdıklarına ırkçı olduklarını fark ettirmezler.

Dünya tarihi sözde iyi niyet taşlarının ağır ve karanlık sonuçlarıyla doludur. Cehenneme giden yolu döşeyen bu iyi niyet taşlarının içinde sözde vatan ve millet sevgisi, şeytanlaştırılmış bir halkla mücadele, seni yok etmeye yemin etmiş bir dinle kavgaya, altını oyduğunu düşündüğün bir azınlık grubuyla ve hiçbirini bulamazsa kendi insana karşı bile senin insanlığını kazıyabilir.

‘Medeniyetin’ tam ortasında bir sanatçıyı kovan, bir şairi susturan, bir yazarı yasaklayan, bir halkı aşağılayan ve en sonunda direk göz, ten, fizik özellikleri üzerinden insanları üstün ve aşağı olarak tanımlayan bu kişiler insan haklarına, demokrasiye ve eşitliğe inandıklarına dair yüzlerce konuşma yaptı, onlarca yazı yazdı. Kendilerinin dönüştüğü şeyse sadece ahmaklığının farkında olmayan bir ırkçının cila olarak ‘medeniyet’ örtüsünün kazınmasıydı.

İşin ÖZ’eti; Tolstoy'u, Dostoyevski'yi okumayan insan az eksiktir ama onları yasaklayanlar kesinlikle ahmaktır! Ahmaklığın medeniyetinde ve medeniyetin ahmaklığında demokrasi ve sözde insan hakları cilalarını kazıyın, bakın altından neler çıkacak?...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Seyit Tosun Arşivi