“Merkez Bankası kararının analizi…”

Son Güncellenme Tarihi: Nisan 27, 2020 / 12:35

Geçen hafta çarşamba günü öğleden sonra canlı yayına hazırlanırken göz ucuyla da sosyal medyada yorumlara bakıyordum. “Bu sefer sembolik indirim olur” diyenleri görünce sesli güldüm bu sefer. Acaba akıllarında ne vardı ?

Tam o sırada karar açıklandı. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu politika faizlerini % 9.75’ten %  8.75’e düşürdü. Akabinde telefonlarım çalmaya başladı. kararı eleştirenlere şu cümlelerle sakinleştirmeye çalıştım:

Coronavirus salgını sebebiyle faiz oranlarına karşı hassasiyetin kaybolduğu zamanlardan geçiyoruz. Dolayısıyla Merkez Bankası’nın yaptığı faiz indirimi benim için şok niteliğinde değil. Bütün dünyadaki Merkez Bankaları’nın ellerindeki tüm olanakları seferber ettiği bir durumda Merkez Bankası’nın aldığı kararı garip ya da anlaşılmaz bulmak yanlış. Dolayısıyla 1 puanlık faiz indirimine yönelik ilk anda yapılan eleştirileri soğukkanlı bulmuyorum.

IMF’den kaynak almayı reddeden, başka ülkelerle swap anlaşması üzerinde çalışan Türkiye’nin bu görüşmeleri henüz sonuca da bağlamadığını bildiğimize göre biraz soğukkanlı olmalıyız diye düşünüyorum. 

“Seçenek değil zorunluluk…”

Merkez Bankası hem emisyonla hem de faiz oranlarıyla elinden geldiği kadar ekonomiye destek vermeye çalışıyor. Sokaktaki vatandaşa veya tüccar ya da esnafa “faizler 9.75 mi yoksa 8.75 mi olsun” diye soru sorsak alacağımız cevap belli: “Benim önceliğim hayatta kalmak, bunlar önemli mevzular değil.” Dolayısıyla ehem ile mühimi bu şartlar altında doğru ayırmak lazım. 

Özetle, ekonomiyi ayakta tutmak için muhtelif reçetelerin denendiği bir dönemden geçiyoruz. Böylesi bir dönemde faiz oranlarının düşürülmesinden dolayı ortaya çıkacak yan etkilere kimsenin dönüp bakacağını düşünmüyorum. Bunlar ileriki zamanlarda konuşacağımız ayrıntılar. Açıkçası, döviz kurları da faiz indirimine karşı sınırlı bir tepki gösterdi. O zaman endişelenmemiz gereken konu faiz indirimi sonucu ortaya çıkacak arızalar değil, faiz indirimleri neticesinde ekonominin ayağa kalkıp kalkamayacağı olmalı. 

Bazı şartlar altında radikal faiz indirimlerinin herkesin beklediği yan etkileri ortaya çıkarmayabileceğini de unutmayalım. Hiç kimse faiz indirimlerinin ekonomiyi düzelteceğine dair kesin bir görüş de ileri süremez. Ancak ekonomi yönetimi yapılabileceklerin tamamını yapmak zorundadır. Anladığım kadarıyla mevcut şartlar altında kendi yağımızla kavrulurken MB’nin faiz indirimlerine  devam etmekten başka çaresi yok. 

Dolayısıyla MB’nin kararını bir seçenek değil bir zorunluluk diye değerlendirmek gerekir. 

Emre Alkin

Prof. Dr. Emre Alkin; Saint Michel Fransız Lisesi’ni 1987 ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni de 1991’de bitirdikten sonra, 1993 yılında İstanbul Üniversitesi’nde lisansüstü eğitimini tamamladı. 1996 yılında Doktorasını yine aynı Üniversite’de tamamlayarak ve 1997’de “doçent”; 2002 yılında ise “profesör” unvanını aldı.

1999-2003 yılları arasında İMKB Başkan Danışmanlığı, 2000 yılında TİM Genel Sekreterliği, Vergi Konseyi Üyeliği görevini yürüten Prof. Dr. Emre Alkin; Çukurova Holding, Doğan Holding, Anadolu Holding ve Altınbaş Holding’de görev yaptı. Çeşitli gazetelerde ekonomi köşe yazarlığı, TV8, SKYTÜRK, A HABER, CNNTURK, TRTHABER gibi televizyon kanallarında ekonomi yorumculuğu yapan Prof. Dr. Emre Alkin, Dünya Gazetesi’nde “Paylaşmasak Olmazdı” isimli sayfasıyla içimizdeki kahramanlara yer vermektedir.

Şu an Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı olan Alkin, İzmir’in spor kulüplerinden Göztepe Sportif A.Ş.’de Yönetim Kurulu Üyesi ve Türkiye Futbol Federasyonu Genel Sekreterliği de yapmıştır. Temmuz 2017’den beri de Galatasaray Sportif A.Ş. Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapmaktadır. Alkin, “Uzlaşmazlık Çözümü” konusunda şirketler ve kamu arasında ulusal ve uluslararası çalışmalara katılmaktadır. Ödeme Sistemleri, Mobil Teknolojiler, Finans ve Mali Konular ile ilgili uluslararası şirketlerde görev yapmaktadır.

Prof. Dr. Emre Alkin’in; “Risk Management”,“Finansal Aracılığın Evrimi”, “Bankalarda Risk Yönetimine Giriş”, Yalın Alpay’la birlikte kaleme aldığı “Dünden Bugüne Gaziantep”, “Her Şey Ekonomi Değil” , “Paylaşmasak Olmazdı”, “Fikret Mualla’nın Sanatı” ve 2017 yılının en iyi iş kitabı seçilen “Olaylarla Türkiye Ekonomisi” isimli, biri İngilizce olmak üzere sekiz kitabı bulunmaktadır. Ayrıca insan ilişkilerinin dünden bugüne evrimi üzerine yazdığı “Seve Seve Aldattım” isimli kitabı da bu yıl çok satan kitaplar arasında yer almıştır.

Prof. Dr. Emre Alkin, iki çocuk babası olup, Türkçe, İngilizce ve Fransızca konferanslar vermektedir.

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top