Muhalefette 3. İttifak

Son söyleyeceğimi ilk söyleyeyim; 2023 seçimlerine giderken muhalefet bloğundaki ittifaklar değişecek. Şimdi neden böyle düşündüğümü anlatmaya çalışacağım ama önce değerlendirmelerde yapılan bir hatanın altını çizmek isterim.
Genel ve
Yerelin Farkı
İttifakların genel seçimlerdeki işlevi ile yerel seçimlerdeki işlevi arasında büyük fark var. Muhalefetin Mart 2019 başarısından dolayı genel seçimlerde ittifakların işlevini aynı şekilde değerlendirenler hata yapıyor. Yerel seçimler, tek turlu başkanlık seçimleriydi ve iktidar bloğu adayına karşı muhalefetin bir araya gelmesi birçok şehirde muhalefete başarıyı getirdi. Ancak genel seçimlerde durum böyle değil. Genel seçimlerde, ittifaklar küçük partilerin barajı geçmesine yardımcı oluyor ve D’hondt sistemi nedeniyle ittifak içerisinde bulunan partiler milletvekili sayısını artırabiliyor. Ancak ittifakların cumhurbaşkanı seçimi için bir etkisi yok. Zira muhalefetin başarı için tek şansı, tüm muhalefetin tek bir aday etrafından birleşmediği durumda, cumhurbaşkanı seçiminin ikinci tura kalması. Bu durumda zaten iki aday olduğu için ittifak doğal olarak oluşuyor.
Dolayısıyla önemli olan yeni kurulacak ittifakların muhalefet bloğunda mı ittifak bloğunda mı yer alacağı. Bu açıdan bakıldığında oyların bölüneceğine dair değerlendirmeler de anlamsız hale geliyor.
Nasıl bir yeni ittifak?
Bu genel değerlendirmeden sonra muhalefette neden yeni bir ittifak kurulacağını düşündüğümden bahsetmek isterim. TurkiyeRaporu.com için yaptığımız ocak ayı anketinin sonuçları gösteriyor ki muhalefet bloğu toplamda yüzde 55’e ulaşmışken iktidar bloğu yüzde 45 seviyesinde. Makas ilk defa muhalefet bloğu lehine bu kadar açıldı. Ancak buradan sonra ilerlemek kolay değil. İktidar bloğundan muhalefete geçişleri zorlaştıran engeller var. Bunların başında CHP Genel Merkezi’nin yaşadığı kimlik problemi geliyor. Bunu söylerken CHP’nin performansına dair bir şey demiyorum, özellikle Cumhur İttifakı seçmeni ile yaptığımız odak grubu görüşmelerinde ortaya çıkan bir durumun tespitini yapıyorum. CHP’li belediyelerin performansı ile genel merkezin toplumdan aldığı destek arasında bir bağlantı yok. Öte yandan CHP özellikle ekonomi alanındaki sosyal politika önerileriyle bu sorununu aşmaya çalışıyor ancak henüz karşılık bulabilmiş değil.
Kendilerini merkez sağ ve sağda konumlayan partilerin bir araya gelip yeni bir ittifak kurması bu kimlik sorununun muhalefet lehine çözülebilmesi için en gerçekçi strateji. Artık baraj sorununu geride bırakmış gözüken İYİ Parti muhtemelen bu ittifakın öncülüğünü yapacaktır. İYİ Parti yanına DEVA, Demokrat Parti, Saadet Partisi ve Gelecek Partisi’ni almaya gayret edecektir diye düşünüyorum. Böyle bir ittifakın hem meclis hem de cumhurbaşkanlığı seçiminde muhalefete en başarılı sonucu getireceğini düşünüyorum. Eğer bu kimlik sorunu devam ederse AK Parti’nin huzursuz muhafazakarları huzursuz olmaya devam ederler ama partilerinden de vazgeçmezler.
Cumhurbaşkanlığı seçimi ne olacak?
Bu senaryoda Cumhurbaşkanlığı seçimi için her parti, ittifaklardan bağımsız olarak, kendi adayını çıkartmalı. Daha önce de bahsettiğim gibi şu anda hiçbir muhtemel aday birinci turda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yenebilecek güçte değil. Dolayısıyla muhalefetin her unsuru potansiyelinin en fazlası seviyesinde oy alarak seçimin ikinci tura gitmesine katkıda bulunmalı. Zaten ikinci turda ittifak veya artık işbirliği de diyebiliriz, kendiliğinden oluşuyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Can Selçuki Arşivi