“Müzik hayat görüşünüzden, iç dünyanızdan, yönelimlerinizden bağımsız olamaz”

Zeynep Maden, ilk şarkısı ‘Recovery’yi 80’ler Production etiketiyle yayınladı. Henüz çok yeni bir isim olmasına rağmen müzik listelerine üst sıralardan girerek müziksevelerin ilgisini çeken sanatçı, türler arasında gezinmekten ziyade onları kendi ekseni etrafında dolaştırıp bir sentez yakalayarak ‘Recovery’de bir araya getiriyor. Genco Arı, Gökhan Türkmen gibi sağlam isimlerin de kendisine eşlik ettiği şarkıyı, hikâyesini ve müzik yolculuğunu Zeynep Maden’le konuştuk. 

Menajerin Özgür’le senin hakkında konuşurken, “Melodic death metal yapsa çok yakışır,” fikrinde buluştuk. Senin müziğini tanımladığın bir tür var mı?

Kendimi belli bir tür ile sınırlandırmayı sevmiyorum, bence bu yaratıcılığa ket vuruyor. Bana kalırsa eğer şarkının duygusuna uyuyorsa bir şarkı her müzik türünden faydalanabilmeli, ufak tınılarla bile olsa. Fakat illâ bir tür belirleyecek olursam müziğimin en yakın olduğu tür, soft rock veya pop rock olsa gerek. Melodic death metal de güzel fikir bu arada, neden olmasın.

Rock ve operayla müziğe başlamışsın. Biraz o günleri anlatır mısın? Neler dinliyordun, neler çalıyordun, aktif bir müzik hayatın var mıydı?

Rock müzikle 10 yaşımda tanıştım, Teoman’ı ve Şebnem Ferah’ı dinleyerek büyüdüm; onları ilk dinlediğim zamanlar hâlâ hafızamda canlılığını koruyor. O zamanlar sevdiğim şarkıları sevdiğim sanatçılar gibi söylemeye çalışıyordum. Yıllar içinde hiç ses eğitimi almamama rağmen bu sayede sesimi onlar gibi kullanabilmeyi öğrendim. Bu sırada rock ve operayı harmanlayan ve değişik müzik türlerini bir araya getiren Freddie Mercury’nin vokal yeteneğinden oldukça etkilendim. Evanescence, Radiohead, Muse, Red Hot Chilli Peppers gibi gruplar da etkilendiğim diğer sanatçılar arasındaydı. Aktif bir müzik hayatım olmamasına rağmen üniversitede birkaç grupta yer almaya çalıştım. Bir country şarkısı olan Jolene’i cover’ladım ve hatta ‘Recovery’nin klibini çeken Selim Süme ile de bu şekilde tanıştık. Kendisinin benim için çektiği ilk video klip Jolene’di. Sonrasında ses tellerimdeki bir rahatsızlık sebebiyle müzikle ilgili çalışmalarıma bir süre ara vermek durumunda kaldım.

Bir yandan da mühendislik yapıyorsun sanırım. Müzikte işler iyi giderse bırakma ihtimalin var mı?

Her zaman çok yönlü bir insan olmaya çalıştım, yapım da buna oldukça müsait açıkçası. Demek istediğim şu ki şu anda yaptığım işten de keyif alıyorum, müzik yapmaktan da aynı şekilde. Dolayısıyla ya hep ya hiç yerine her ikisini de bir arada yürütebileceğim bir yol yaratmaya çalışırım.

İlk şarkın ‘Recovery’ nasıl ortaya çıkı?

Çok denememe rağmen yıllarca hiç şarkı yazamadım. İlk şarkılarımı 2017 yılında yazmaya başladım, ‘Recovery’ de onlardan biriydi. Şarkının nakaratı öylece aklımda belirmişti ve çok güzel bir melodi yakaladığımı düşündüm, bir hafta sonra ise şarkı için bir giriş melodisi düşünürken bir anda tamamlayıvermiştim. Sanki yazarı ben değilmişim, sanki şarkı beni bulmuş gibi hissettirmişti. Birkaç kişi ile de paylaşınca çok güzel tepkiler aldım ve bu durum şarkıya olan inancımı pekiştirdi.

Çok sağlam isimlerle çalışmışsın. Onlarla nasıl bir araya geldin?

Bu konuda gerçekten çok şanslı hissediyorum. Tek yaptığım ‘Recovery’e kendi çapımda GarageBand’de bir demo hazırlamaktı ve bu demoyu menajerim Özgür Ögöz ile paylaşmıştım. Sonrasında Genco Arı’nın şarkıyı çok beğendiğini ve prodüksiyonu üstleneceğini öğrendim. Şarkının ilk demo kaydını yaptıktan sonra ertesi sabah güne bir video ile uyandım; o akşam stüdyoya giden sevgili Gökhan Türkmen benim şarkıma gitar çalıyordu!  Benim için rüya gibi bir deneyim oldu. Bu isimlerle çalışma fırsatı bulduğum için çok mutluyum.

Evrensel bir müzik yaptığını düşünüyorum. Ancak burada kullandığım evrensellikten şu anlam çıkmasın: Bir sanatçı reggae müzik yapıyordur. O bana göre “evrenselliğin” bir “ayağını” oluşturur. Seninki bütünüyle bir evrensellik taşıyor. Ve biraz ondan biraz bundan koyalım diye de yola çıkılmamış sanki. Doğru mu düşünüyorum, katılır mısın bu görüşüme?

Bana göre müzik hayat görüşünüzden, iç dünyanızdan, yönelimlerinizden ve hatta bilinçaltınızdan bağımsız olamaz, orada o an hangileri baskın ise müziğinize de onlar yansıyacaktır. Ben hepimizin ortak noktasının farklılıklarımızdan daha fazla olduğuna inanıyorum ve hepimizi dünya vatandaşı olarak görüyorum. Müziğimin size evrensel olarak gelmesinin sebebinin de bu olduğuna inanıyorum ve size katılıyorum. Benim ortaya koymaya çalıştığım müzik bir kurgudan ziyade bir duygu aktarımı için var; inişleriyle ve çıkışlarıyla. Burada yapmak istediğim şey "biraz ondan biraz bundan" değil bu duygu durumlarını en iyi şekilde temsil edecek tüm öğelerden faydalanabilmek.

Tahminime göre sadece Türkiye piyasasını düşünmüyorsunuz. Yurtdışında da sesini duyurabilecek işler gelecek gibi… Şimdilik Türkiye bazında konuşalım. Yeni bir isimsin, İngilizce şarkı söylüyorsun ve insanların çok da aşina olduğu, tuttuğu bir türle uğraşmıyorsun. Ancak muzik.new’da okuduğuma göre listelere hızlı bir giriş yapmışsın. Bir paradoks yok mu sence de?

Açıkçası Türkçe şarkılarım da vardı fakat ‘Recovery’ hepsinin bir tık üstünde bir şarkı. Dolayısıyla süreç aslında şarkıya göre şekilleniyor şu anda. Kendimi peşin hükümlerle sınırlandırmamayı tercih ediyorum ve ânı yaşıyorum. Benim için şarkının güzel ve anlamlı olması yeterli bir motivasyondu bu anlamda. Bu sebeple listelere hızlı giriş yapması çok sevindirici; bu da motivasyon sebebimi destekleyici bir nitelikte. İnanıyorum ki içtenlikle ve güzelce yapılan işler bir şekilde takdir görüyor; bu sebeple bir paradoks görmüyorum, hayır.

Sırada neler var? Şarkı, konser vs…

Şarkı hep var diyebilirim, müzikle yaşayan biriyim. Pek çok şarkı üretiyorum ama henüz üzerinde çalıştığımız, kararlaştırdığımız bir tane yok. Zaman gösterecek diyelim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Burak Soyer Arşivi