Müzik Kalır Sadece

Hayat müzikle neşeleniyor, müzikle kederleniyor. Sessiz bir karanlığın ortasında, boş bir sokakta ya da dağ başında çalmaya devam etmiyor mu zihnimizdeki radyo. Susmuyor ki, belleğimizin ikinci kanalında mırıldanıp duruyor sürekli. Biz “o şarkı” çalmasa ağlamıyoruz mesela, “o türkü”yü duymazsak anamızı babamızı hatırlamıyoruz ya da. Ezgisini işitince aşk acısını bir daha, kanal değiştirince “oh, dünya varmış” duygusunu ara ara tatmıyor muyuz.
Arabada vapurda asansörde filmde düğünde hüzünde neşede her yerde müzik. Ve hep müzik; kulaklıkta, telefonda, radyoda, cd’de, spotify’da, youtube’da.
Nasıl oluyor peki, gökten mi yağıyor o notalar, melodiler. Tarlada mı yetişiyor o şelpeler, tremololar. İçimizi titreten o ritimleri, büyülü nefesleri rüzgar mı getiriyor. İnsan var hepsinin arkasında; kulağı, burnu, iki gözü kolu bacağı olan, ev kirası elektrik parası ödeyen müzisyenler. O şarkıları müzik icra edenler yaşatıyor; dünyadan göçüp gitmiş olan, yaşayan ve yaşamaya çalışan müzisyenler. Onlar yazıyor, çalıyor, söylüyor ve biz çevirip çevirip dinliyoruz, başa sarıp sarıp içimize çekiyoruz o nameleri.
Şimdi onların çoğu nefes alamıyor. Pandemi önlemleri, yasaklar, aşçısı bulaşıkçısı garsonu yüzbinlerce insanla birlikte onları da işsiz bıraktı. Ne kısa çalışma ödeneği alabildiler ne evden çalışabildiler. Aylardır işsizler. Sahnede, konserde, festivalde, gazinoda, lokantada çalıp söylüyorlardı. Neredeler ne yapıyorlar şimdi kim bilir. Günlük kazanıp, aylık geçiniyorlardı. Şimdi nasıl yaşıyorlar. Düğünlere gidip müzik yapanlar, kalabalıkların içinde masaların arasında çalanlar ne alemde sizce. Söyleyeyim, ellerinden düşürmedikleri sazlarına bakamıyorlar bile. Sahibinden com’a gözatın, faturaları ödemek için enstrümanını satıyor çoğu.
Bazen tekrar çalarak, arada söyleterek, bahşiş alacağı masada susarak gönül yapıyorlardı oysa düne kadar. Onların gönlünü kim yapacak. Arayan, hal hatır soran vardır elbette ama devlet ne yapıyor. Memleketin duygu atmosferini oluşturan, günlük hayatın bütün kederini ıstırabını çekilir kılanlar için ne yapılıyor, ne planlanıyor? Proje getirirlerse bin lira, 1000 TL. Oooff of… Bu akşam bir dayanışma konseri var online; onu duyurmaktı niyetim bu yazıyla, konuya gelemedim.
Anadolu Müzik Kültürleri Derneği ve Ankara Kent Konseyi tanınmış 30 müzisyenle akşam canlı yayında. Ankara Belediyesi ABB televizyonu çevrimiçi platformlarda. Biletler Biletix.com’da. Geliri işsiz kalan müzisyenlere aktarılacak.
Peçetelere yazdığımız şarkı sözleriyle dert ortağı yapmaya çalıştığımız o arkadaşlar şimdi dertleriyle baş başa. Yalnız bırakmayalım.
Geçen gece tartışma programında rastladım, Hakan Bayrakçı, Öztürk Yılmaz, Mehmet Metiner şarkı türkü söylüyorlardı Cnn Türk’te. “ Takır tukur kaç saatte gidiyorlarsa gitsinler. İstemeyen geçmesin o otoyollardan, o köprülerden” diye savunduktan sonra müteahhitleri, patlattı türküyü Mehmet Metiner: “Kara köprü narlıktır, güzellik bir varlıktır.”
İşte müzik bu kadar her yerde, bu kadar hepimizin. Ama kimin türküsünü söylediğiniz önemli, kime sahip çıktığınız mühim tabii ki. Çünkü müteahhitler iktidarlar gelir geçer, müzik kalır sadece.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Erhan Karadağ Arşivi