Fatma Acar Ünlü

Fatma Acar Ünlü

NASIL BİR EKONOMİK BÜYÜME?

Ekonomik Büyüme, ekonomistler arasında konuşulan bir kavram iken gündelik hayatımızda her vatandaşın sıklıkla duyduğu bir son dakika haberi olarak karşımıza çıkmaktadır.

Ekonomik büyüme, genel anlamı ile bir ekonominin üretim kapasitesindeki artıştır. Üretim kapasitesindeki artış GSMH (Gayrisafi Milli Hasıla), GSYH (Gayrisafi Yurtiçi Hasıla) ile ölçülür.
GSMH, bir ülke vatandaşları tarafından ekonomide bir yıl içinde üretilen nihai mal ve hizmetlerin piyasa değerlerinin toplamıdır.

GSYH ise sadece ülke sınırları içinde üretilen mal ve hizmet toplamını kapsamaktadır. Yerleşiklerin yurtdışında gerçekleştirdikleri mal ve hizmet üretimi GSYH’ nın dışındadır.
GSYH hesaplamalarında, toplam harcamalar içinde yer alan kamu ve özel sektörün fiziki yatırım harcamalarını (altyapı, makine, teçhizat vs.) yansıtan gayrisafi sabit sermaye oluşumu ekonomik büyüme bakımından oldukça önemlidir. Türkiye gibi ülkelerde ise özellikle tüketim harcamalarının payı ve büyüme hızı oldukça yüksektir.
Büyüme teorilerinde, ekonomik büyüme için sermaye birikiminin ve teknolojik ilerlemenin merkezi rolü tartışmasız kabul edilir. Bir ülkenin üretim kapasitesindeki artış ile ekonominin sermaye stokuna yapılan ilaveler olarak tanımlanan yatırımlardaki artış arasında yakın bir ilişki vardır. Tarım merkezli büyümeden endüstri merkezli büyümeye geçişi teknolojik ilerlemeler ve yatırımlardaki artışlar olmadan gerçekleştirebilen bir ülke yoktur. Büyüme uzun döneme dayalı bir olgudur.

BÜYÜME TÜRLERİ
Spontane Büyüme: Üretim faktörleri kendiliğinden harekete geçmekte ve belli oranda bir büyüme sağlanmasıdır.
Planlı Büyüme: Kıt kaynakların hangi malların üretimine ne oranda tahsis edileceği bir plan dahilinde yürütülmesidir. Burada amaç her sektörde etkinliğin sağlanması ve verimin arttırılmasıdır.
Dengeli Büyüme: Bir ekonomide, makro iktisadi değişkenler arasında sabit ve aynı oranda bir ilişkinin bulunması hali, diğer bir deyişle nüfus, çıktı ve sermaye stoku gibi değişkenlerin aynı oranda arttığı durumdaki büyüme türüdür. Ekonomide tüm sektörlerin birbirleriyle uyumlu biçimde büyümelerini öngören planlar vardır. Bu tür planlar genellikle az gelişmiş ülkelerde yapılır. Dengeli büyümenin gerçekleştirilebilmesi, birbirini tamamlayıcı nitelikte bir üretim zincirinin gerçekleştirilmesine bağlıdır.
Dengesiz Büyüme: Dengeli büyümenin gerçeğe uymadığı düşüncesiyle ortaya çıkmış bir görüştür. Bir ekonomide tüm sektörlerin değil, eldeki fonlarla bir veya birkaç sektörün geliştirilmesi yoluyla büyümenin sağlanmasını öngören modeldir. Genellikle bu modelde büyüme hızının dengeli büyümeden daha yüksek olduğu kabul edilir.

İSTENMEYEN BÜYÜME TÜRLERİ
Acımasız Büyüme: Büyüme sürecinde gelir dağılımı düzeltilemediği gibi daha da adaletsiz hâle gelmekte, ülkedeki zengin grubun gelirden aldığı pay artarken fakirlik sınırının altında insan sayısı gittikçe artmaktadır.
Sessiz Büyüme: Büyüme sürecinde demokratik iyileşmenin sağlanamaması, bireysel hak ve özgürlüklerin kötüleşmesi anlamındadır.
Köksüz Büyüme: Büyüme sürecinde toplumun, gelenek ve göreneklerinin yozlaşması, kültürel kimlik kaybının yaşanmasıdır.
Geleceksiz Büyüme: Ekonomik büyümenin yenilenemeyen doğal kaynakların tüketilmesi pahasına gerçekleştirilmesidir. Gelecek nesillere bırakılacak doğa kaynaklarının yok edilmesi, her türlü çevre kirliliğine büyüme adına göz yumulması gibi birçok kötü örneklerdir.
İstihdamsız Büyüme: Ekonomilerde büyüme sağlanmakla birlikte, yeterli istihdam imkânının yaratılamaması nedeniyle işsizlikte artışın görülmesi hâline işsiz ya da istihdamsız büyüme denir.
Türkiye ekonomisi yüksek hızlı büyüme konjonktürü içinde olmasına rağmen istihdam yaratamamakta, “istihdamsız büyüme” türü sergilemektedir.
Özünde Türkiye uluslararası piyasalara sunmakta olduğu yüksek reel faiz getirisi sağlanması ile spekülatif sıcak parayı çekmektedir. Sıcak para girişleri döviz kurunu ucuzlatmakta, TL aşırı değerlenmekte bunun sonucu ithalat özendirilmektedir. Bu da cari işlemler açığını artırmaktadır. İhracat ve üretim artışlarının yurt içinde katma değeri düşük sektörlerde yoğunlaşması sonucunda da istihdam artışları sınırlı kalmakta ve işsizlik sorunu derinleşmektedir. Dolayısıyla cari açık ve işsizlik birbirine bağlı sorunlar olarak ortaya çıkmaktadır. Günümüz dünyasında sağlıklı bir dış ticaret yapısı ve sürdürülebilir bir ekonomik büyüme için gerekli olanlar; ileri teknoloji ve nitelikli işgücü gerektiren sektörlerde uzmanlaşmak, bu sektörlerin ürünlerinin ihraç malları payını arttırmak gerekliliğidir.
Ekonomik büyüme ile gelişme, anlamca yakın olmakla birlikte, farklı kavramlardır. Büyüme yalnızca gelirdeki artışı içermesine karşılık, gelişme gelir artışı yanında ekonomik, sosyal ve kurumsal yapının da olumlu yönde değişmesini kapsar. Az gelişmiş ülkelerde refah artışı için yalnızca büyüme yeterli olmayıp, ekonomik gelişmeye de gerek vardır. Fakat, gelişmiş bir ekonomi olabilmek için ‘’sürdürülebilir büyüme’’ hızını yakalamak gerekir.

SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME
Ekonomilerde önemli olan sürdürülebilir büyümeyi sağlayabilmektir. Sürdürülebilir büyüme, fiyat istikrarının bozulmadığı, ekonomik göstergeler ile makro ekonomik dengelerin uyumlu olduğu, potansiyel büyüme seviyesine yakın büyüme oranlarının kalıcı olarak sağlandığı iktisadi büyümeyi ifade eder. Gelişmişlik şüphesiz sürdürülebilir ekonomik büyümeyi de içinde barındıran bir durumu ifade etmektedir. Sürdürülebilir bir büyüme, ancak ülkenin üretim kapasitesindeki artış ile bu da ekonomideki sabit sermaye yatırımlarının artması ile mümkündür. Türkiye’de görüldüğü gibi, kısa vadeli dış kaynaklı finansal sermaye yani sıcak para girişleri ile finanse edilen ve tüketim çılgınlığı ile desteklenen, dış ticarete konu olmayan inşaat sektörünün ağırlıklı olduğu büyüme türü, sürdürülebilir bir ekonomik büyümeni sağlayamayacaktır, büyümenin dinamiği olamayacaktır.
Sürdürülebilir ve yüksek oranlı bir ekonomik büyüme için gerekli ögeler; Makroekonomik istikrar, Fiyat istikrarı, Sürdürülebilir kamu finansmanı, Yapısal reformlar, Sosyal güvenlik reformu, Vergi reformu, İş gücü piyasasına yönelik düzenlemeler, Eğitim reformu, Siyasi istikrar, Hukukun üstünlüğü, Şeffaflık ve hesap verebilirlik, Mevzuat ve düzenlemelerin etkinliği, Devlet hizmetlerinin kalitesi, Yolsuzlukların önlenmesidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatma Acar Ünlü Arşivi