Nasıl inanalım?

Nasıl inanalım?
Ortada, hiçbir medeni ülkede bulunmayan, “Cumhurbaşkanlığına hakaret” gibi geniş tanımlı bir suç tanımı bulunurken, “Terör örgütü üyesi olmadan” diye başlayan ve yardım, destek, yataklık gibi unsurlarla yaratılan...

Ortada, hiçbir medeni ülkede bulunmayan, “Cumhurbaşkanlığına hakaret” gibi geniş tanımlı bir suç tanımı bulunurken, “Terör örgütü üyesi olmadan” diye başlayan ve yardım, destek, yataklık gibi unsurlarla yaratılan suçlar dururken, “Sulh ceza yargıçları” tarafından (dikkat edin mahkemeleri demedim) suçlanabiliyor ve yargılanabiliyorken, Anayasa Mahkemesi kararlarına, “Tanımıyorum ve saygı da duymuyorum” denilirken, AİHM kararlarının ise “Bağlayıcı olmadığı” söylenirken, “İnsan Hakları Eylem Planı”nı nasıl ciddiye alabiliriz?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 9 amaç, 50 hedef, 393 faaliyet başlığında İnsan Hakları Eylem Planı’nı açıkladı. Açıklanan planın Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği tarafından hazırlanan bir projenin parçası olduğu söyleniyor. Hatta AB fonlarıyla bunun hazırlandığı belirtiliyor.
Hiç önemli değil… Eğer halkın beklentisini karşılayacaksa ne ala… Sadece bir niyet beyanıysa ve de icraatı daha önce olduğu gibi yine yapılmayacaksa tarihin kara çöplerine gidecek bir, “11 madde” olarak kabul eder ve mevcut iktidara yönelik olumsuz duygularımızı daha da perçinleriz. Olmayan “güven” duygumuzda bir değişiklik yaşanmaz ve daha da artar.
GÜVENSİZLİK DUYGUSU
Bir kere Cumhurbaşkanı birçok uluslararası sözleşmede, yasa ve anayasa metinlerinde olan maddeleri, sanki yeni keşfetmiş gibi açıkladı. Daha da önemlisi, 2 yıl içinde hayata geçirileceğini söyledi.
Soruyorum; 'Neden şimdi ve hemen değil?" Yani ben fikirlerimi özgürce söyleyebilmek için iki yıl daha mı beklemeliyim? Ve de eğer hakkımda soruşturma açılırsa, tutuklanmamak için iki yıl daha mı sabretmeliyim? Bu nasıl bir mantık? Ayrıca 19 yıldan beri elinizi kolunuzu tutan mı vardı da bize bu özgürlüğümüzü bahşetmediniz?
Bu eylem planı hayata geçince, Demirtaş ve Kavala için kendinizi mahkeme yerine koyarak “terörist” demeyi bırakacak mısınız? Bu kişilerle ilgili AİHM kararlarına uyacak mısınız? HDP’yi meşru siyasetin dışına itmek için fezleke üstüne fezlekeler mi çıkaracaksınız? Yargıtay’da bir tek davaya girmemiş bir kişiyi, Yargıtay üyelerini baskı altına alarak Anayasa Mahkemesi'ne atayacak mısınız? HSK'nın yapısını değiştirmeyi hala düşünmüyor musunuz? Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğüne Melih Bulu'nun rektör olarak atanmasının ardından yaşanan gözaltılar, tutuklamalar, polis şiddeti, İnsan Hakları Eylem Planı'nın hangi maddesine giriyor?
AVRUPA KONSEYİ TOPLANACAK
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Osman Kavala kararının uygulanmamasıyla ilgili bir oturum yapacak. Avrupa Konseyi, Türkiye'nin 1949'dan beri üyesi olduğu bir kurum. Eğer AİHM kararının uygulanmamasıyla ilgili bir 'yaptırım' kararı alırsa, bunu 'aşamalı' olarak yerine getirebilir.
Nedir bu? Önce Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nde (AKPM) bulunan 18 TBMM üyesinin oy hakkı askıya alınır. Daha sonra bu kişilerin AKPM toplantılarına katılmasını engeller. Türkiye'nin üyeliğinin sorgulanmasına kadar giden bir süreç yaşanır.
Böyle bir durum ise artık Türkiye'nin uluslararası alanda “Demokrasiyle yönetilmeyen bir ülke” konumuna düşmesine neden olur. Uluslararası raporlarda zaten “sicili bozuk bir ülke” konumunda olan Türkiye'nin, batı medeniyetle çıpasını buluşturduğu tek kurum olan Avrupa Konseyi ile bağının kopması demek, resmi olarak “Ortadoğu ülkesi” olmasına yol açar.
Büyük harflerle 'İnsan Hakları Eylem Planı' tanıtımları yapmak güzel…
Ama, kuvvetler ayrımı tamamen ortadan kalktı. Ülke, basın özgürlüğü konusunda dünya sıralamasında 'utanç verici’ sıralarda. Tutuklamalar, fiilen ceza infazına dönüşmüş durumda. RTÜK veya BİK gibi kurumlar, TV ve gazeteler üzerinde 'sopa' gibi kullanılıyor.
Ve birileri de çıkıp diyor ki, İnsan Hakları Eylem Planı hayata geçecek. Siz ise inanamıyor ve güvenemiyorsunuz. Haksız mıyım?