Ne oldu? Benden Delice Kaçarken Her Taşın Altından Ben Mi Çıktım Karşına ?

Son Güncellenme Tarihi: Ağustos 28, 2021 / 11:09

İklim krizi, “Beni fark et. Ben buradayım ve burada olmaya devam edeceğim.” diyor. Bu dili bilmeyen bizler farkına varmadan yaşamaya devam ediyoruz. Anlaşılamamanın verdiği öfke ile iklim krizi bizlere işaretler gönderiyor. Felakete dönüşen doğal afetler, travmatik kayıplar, betimlenemeyen acılar en sonunda dikkatimizi çekiyor. Çok uzun zamandır gözümüzün önünde olan gerçeği ilk kez görmüşcesine şaşkınlıkla bakıyoruz ona ve telaşla yapabileceklerimizi düşünmeye başlıyoruz. Bu yazımda iklim krizini önlemek için bireylerin yapabileceklerinden ve devletlerin politikalarından bahsedeceğim.

Gözlerini Aç

Yedeği olmayan dünyayı içinde bulunduğu kriz ile mücadele edebilmek için doğaüstü yeteneklerimizin, süper güçlerimizin olmasına lüzum yok. Yaşamımızda gerçekleştireceğimiz değişikliklerle “Dayan. Yardım geldi.” diyebiliriz.

Yeşil Savaşçı Rehberi

  •  Otomobile ve uçağa binme sayımızı azaltılmalı
  • Kullandığımız otomobillerin yakıt ve karbon salımı bakımından çevre dostu oluşuna dikkat edilmeli
  • Karbon ayak izimizi küçültmek adına toplu taşıma araçlarını kullanabiliriz.
  • Kısa mesafeleri bisiklet ya da yaya olarak aşabiliriz.
  • Karton ya da kağıt ile paketlenmiş ürünleri tercih etmeli. Plastik kullanmak zorunda olduğumuzda geri dönüştürülebilir plastik çeşitlerini seçmeli
  • Pipetlerden vazgeçmeli
  • Kullan-at ürünlerin yerine uzun ömürlü ürünlere yönelmeli
  • Mikroplastik içeren kozmetik ürünleri almamalı
  • Yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanılmalı
  • Enerji tasarruflu elektrikli ürünler tercih edilmeli
  • Kullanılan elektrikli aletleri prizde bırakmamalı
  • Kağıt kullanımı sınırlanmalı
  • Klima kullanımını minimuma indirmeli
  • Tüketilen et miktarı yarıya indirilmeli.

“İklim krizi herkesi etkiliyor ama hepimizi eşit derecede etkilemiyor.”

2007 yılından 2017 yılına kadar Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri olan Ban Ki-Moon’a ait bu sözler devletlerin iklim krizine karşı uluslararası bir işbirliği yapamamasının bir kanıtı. Küresel ısınmaya dünya üzerinde bulunan her ülkenin katkısı bulunmaktadır ancak “gelişmiş ülke” olarak adlandırdığımız ülkelerin küresel ısınmaya ve çevreye etkileri ile iklim krizinden mağdur olan ve olacak ülkelerin katkısının eşit olmadığı gün gibi ortada. Böylesi küresel olan kriz içerisindeyken devletlerin kendilerini değil dünyayı düşünmeleri gerekmekte.

İlk Adım

İklim krizi yeni bir  sorun olmadığından devletlerin iklim krizini önleyici iş birliği sağlama çalışmaları da yeni değil. Bu konuda ki ilk girişim  1979 yılında Dünya Meteoroloji Örgütü tarafından gerçekleşmiştir. “Birinci Dünya İklim Konferansı”nda ilk kez küresel iklim konuları tartışılmış.

Ufak Bir İlerleme

Dünya Meteoroloji Örgütü 1990 senesinde “İkinci Dünya İklim Konferansı’nı düzenliyor. Bu konferansta katılımcı iklim krizi ile mücadele etmek için bir sözleşmenin gerektiğini anlıyor.

BMİDÇS

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çevre Sözleşmesi 1994 yılında yürürlüğe girdi. Sözleşme 1192 yılında Rio de Janeiro’da düzenlenen Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferası’nda imzaya açıldı. Günümüzde bu sözleşmeye 197 ülke imzasını atmış durumda. Türkiye ise 2004 yılında sözleşmeye taraf oldu. Sözleşmede sera gazı salımını azaltmak adına düzenlemeler tartışılmış ama katılımcı devletleri sınırlayıcı yükümlülükleri getirmemiş.

KYOTO PROTOKOLÜ

1997 yılında 3. Taraflar Konferansı sonunda Kyoto Protokolü kabul ediliyor. Bu protokol 2005 yılında yürürlüğe giriyor. BMİDÇS’nde katılımcılara getirilemeyen yükümlülükler getirilmiştir. Sera gazı emisyon hedefleri belirlenmiş. Ülkemiz 2009 yılında protokole katılmıştır. 2012 yılında Kyoto Protokolü Doha Değişikliği 1 ile protokolün süresi 2020 ye kadar uzatılmış.

PARİS ANLAŞMASI

Temel olarak Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne dayanan ve İklim krizine karşı mücadeleyi yeni bir yöntemle sürdürmeyi hedefleyen anlaşma 2016’da yürürlüğe girdi. Anlaşma, küresel sıcaklık artışını sanayi devrimi öncesine çekmeyi ve 1.5 dereceye indirmeyi hedefliyor.

Anlaşmanın tarafı olan 200’den fazla ülke karbon emisyon azaltımını kendi tayin ediyor ve bu hedefe ulaşmaya çalışıyor. Ayrıca gelişmiş ülkelerin iklim krizine uyum sağlayabilme de sürdürebilir bir yaşam için yenilenebilir enerji kaynaklarına geçme de gelişmemiş ülkelere yardımda bulunmasını hedefliyor.

YEŞİL MUTABAKAT

Avrupa Birliği’nin iklim kriziyle mücadele stratejisini belirleyen anlaşma 2019 yılında yürürlüğe girdi.

Anlaşma aynı zamanda bir büyüme planı. 2050 yılına kadar Avrupa Kıtası’ndaki sera gazı emisyonlarının sıfırlanması, ekonomik büyüme için kaynak kullanımına bağlılığın son bulması ve kıtadaki hiçbir devletin iklim krizi ile mücadele ve ekonomik büyümede geri kalmamasını hedefliyor.

GÜNDEM

Ben Hep Bir Umut Besledim

29 Temmuz’da Muğla/ Marmaris’te çıkan ve söndürülene kadar ormanlara ve ormandaki dostlarımıza ve vatandaşlarımıza büyük zarar veren yangının üzerinden yaklaşık 3 hafta geçti.

Bölgedeki inatçı “yeşil” başını toprağın altından çıkararak onun için yas tutan bizlere umut ışığı oldu.

EKİPTEN ÖNERİLER

Temiz Su Kıtlığını Önleyici Yöntemler

Diş fırçalama, bulaşık yıkama, traş esnasında musluk açık bırakılmamalı.

 Daha az su tüketen yeni teknoloji klozetler kullanılmalı.

 Klozetlere asılan temizleme maddeleri kullanılmamalı.

 Çamaşır suyu tüketimi en aza indirilmeli.

 Akan tesisatlar onarılmalı.

 Hortumla sulama ve yıkama yapılmamalı.

 Suyu, kireç ve bakterilerden arındıran filtreler kullanılmalı.

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top