Ne pandemi ne ekonomik kriz ne de savaş ve enflasyon... Mafya için her yol Paris!

Ne pandemi ne ekonomik kriz ne de savaş ve enflasyon... Mafya için her yol Paris!
Mafyanın hayat bulması ve boy göstermesi için faaliyet göstereceği ülkenin rejiminin ve ekonomik sisteminin şekli fark etmiyor. Demokrasilerde de, kapitalist, neo-liberal ya da kapalı ekonomilerde de organize mafya yapısı boy gösterebiliyor....

Mafyanın hayat bulması ve boy göstermesi için faaliyet göstereceği ülkenin rejiminin ve ekonomik sisteminin şekli fark etmiyor. Demokrasilerde de, kapitalist, neo-liberal ya da kapalı ekonomilerde de organize mafya yapısı boy gösterebiliyor. Patron olarak yanlış adam (!) seçilmezse, en katı diktatörlükler ve askeri yönetimler bile mafyanın verimli arazisine dönüşebiliyor…

Mafya, holdingleri, büyük kartelleri yönetmek için köşe bucak aranan ve elinde sihirli değnek olduğu varsayılan “ceo” misali yöneticileriyle ve onların yaratıcı bilgi donanımlarıyla paylaşımdan aslan payını alabiliyor. Geçtiğimiz yıllarda Sicilya adasındaki Messina kentinde düzenlenen bir operasyonda, içlerinde belediye başkanı, noter, meclis üyeleri gibi yerel yönetim ve iş adamlarından oluşan mafya yapılanmasının yıllardır faaliyet gösterdiği ve AB tarım fonunun verdiği milyonlarca Euro’luk desteği tırtıkladığı ortaya çıkmış.  

Fransa Mafyası, ülkenin Beaujolais bölgesindeki üzüm bağlarında bağ bozumu işine girmiş ve Bulgaristan’dan kaçak yollarla getirttiği işçileri, uzun çalışma saatlerinde düşük maaşlar karşılığında zorla çalıştırıyormuş. Yani, Fransa ekonomisinde önemli bir yeri olan üzüm bağlarında çalışan 20 bin işçinin yarısı mafya ile iş birliği içinde olan Bulgar aracı kuruluşlarının gönderdiği Bulgar işçilermiş.

CNN’de okudum, İtalya'nın en iyi domateslerinin yetiştiği Sicilya'da, domates dağıtımının mafyanın kontrolünde olduğu gerekçesiyle, Parlamentonun mafyayla mücadele komisyonu gerekli makamları harekete geçirerek soruşturma başlatmış. Denilen o ki, ülkenin en lezzetli türü olarak kabul edilen pachino domatesinin dağıtımının kontrolü mafyaya geçince fiyatlar tam 11 kat artmış. Boykot kampanyaları, soruşturmalar, tartışmalar, suçlamalar sürüyormuş ama mafyanın aslan payını aldığı ve ağzının tadını bildiği konusunda herkes hemfikir olmalı.

Çocuk sahibi olmak isteyenler için Mafya hizmetinizde!

Ermenistan mafyası, Sovyetler Birliği’nin çöküşüyle başlayan süreç içinde şu ya da bu nedenle zor durumda kalan ve küçük yaştaki annelerin bebeklerini alıp yıllardır karaborsada başkalarına satıyormuş. Başkent Erivan’da ünlü bir kadın doğum doktoruyla yetimhane müdürü ve bazı üst düzey yetkililerin “bebek mafyası” oluşturmak suçlamasıyla tutuklanması, ülke gündeminde çok geniş yankı uyandırmış. Bebek mafyasının ülkede oldukça etkili olduğunu söyleyen genç kadın avukat tarafından ortaya çıkarılan bu yapılanmada, resmi yetkililerden her kademeden hastane çalışanlarına, gümrük kapılarından polislere kadar çok kişinin iş birliği içinde olduğu düşünülüyormuş. Sahte nüfus kaydı oluşturmak, birkaç aylık bebeği yurt dışına çıkartmak hatta alınan bebekleri satılana (!) kadar emzirmek ve her türlü bakımını üstlenmek gibi detaylar çoktan hazırmış. Erivan yönetimi, ülkede evlatlık edinme sürecini askıya almış ama şu ana kadar hiçbir annenin satılan bebeğini geri alamadığı gibi çalınan bebeklerin sayısı ve akıbetleri bilinmiyormuş.

Sık sık ülkemizde de karşımıza çıkan organ mafyasının beslendiği ülkeler arasında Kosova, ABD, Çin, Güney Afrika, Hindistan, Pakistan, Afganistan, Bangladeş ve eski Sovyet Cumhuriyetlerinin adı geçiyor. Yasadışı olarak temin edilen organların, milyonlarca dolar harcanarak oluşturulmuş –genelde- ruhsatı olmayan gizli ameliyathanelerde ya da bazı hastanelerde kaydı tutulmadan yapılan gizli ameliyatlarda şifa bulma ümidiyle “organ turizmi” yeşermiş durumda.

Kazancın oranı hasta kişinin zenginliği ve bulunan organın uyumuyla çok yüksek seviyelere ulaştığı bu pazara mal (!) bulabilmek için, insanlık onurunu hiçe sayan iğrenç şeyler yaşanabiliyor. Geçtiğimiz yıllarda Çin'in Şanşi bölgesinde, çiftçi bir ailenin altı yaşındaki çocuğu kaçırılmış ve gözleri oyulmuş. Polis olay yerinde çalınan gözleri bulmuş ama gözlerde korneaların olmaması şüpheleri organ mafyasına yöneltmiş. Ukrayna’da 13 yaşındaki kız öğrencisini yatılı okuldan çıkarıp organ kaçakçılığı yapan bir kişiye götüren 52 yaşında kadın öğretmen parayı alırken suçüstü yakalanmış ama önceki işleri bilinmiyormuş. Bu konuda şifreli gazete ilanlarından sosyal medya paylaşımlarına kadar geniş bir tedarik ağı varmış. Cemiyet hayatında da boy gösteren organ mafyası işbirlikçileri, post modern mafya yapılanmasının saygın (!) gibi görülen üyelerinden olabilir mi?

Sık sık ülkemizde de karşımıza çıkan organ mafyasının beslendiği ülkeler arasında Kosova, ABD, Çin, Güney Afrika, Hindistan, Pakistan, Afganistan, Bangladeş ve eski Sovyet Cumhuriyetlerinin adı geçiyor. Yasadışı olarak temin edilen organların, milyonlarca dolar harcanarak oluşturulmuş –genelde- ruhsatı olmayan gizli ameliyathanelerde ya da bazı hastanelerde kaydı tutulmadan yapılan gizli ameliyatlarda şifa bulma ümidiyle “organ turizmi” yeşermiş durumda

Madagaskar mafyası kaplumbağa peşinde

Kendine özgü hayvan çeşitliliği ve bitki florası ile adından sıkça söz ettiren Madagaskar’daki organize suç örgütlerinin en büyüğü kaplumbağa mafyasıymış.  Kanatlılardan sürüngenlere, maymun cinslerinden böceklere, balıklara kadar binlerce egzotik hayvan türünün başta Çin ve Avrupa ülkelerinden talep görmesi yasadışı avlanmayı arttırınca, ortaya çıkan kaplumbağa mafya yapılanması özellikle nesli tükenmekte olan türlerin kâbusu olmuş.

Son yıllarda kaplumbağanın etine ve kabuğuna olan talebin ciddi oranda artması binlerce kişinin köşe bucak kaplumbağa peşinde koşmasına yol açmış, yüksek talep kurumsallaşan kaplumbağa mafyasını ortaya çıkartmış ve büyütmüş. Madagaskar’daki çevreci kuruluşlar, kaplumbağa mafyasının gelişmesini gıda fiyatlarının artması nedeniyle daha fazla insanın kaplumbağa ve yakın zamana kadar besin olarak düşünülmeyen farklı hayvanların etini tercih eder hale gelmesine, kaplumbağa kabuklarının afrodizyak imalinde kullanılmasına ve gelişmiş ülkelerde evlerde beslenen egzotik hayvanlara olan talebin artmasına bağlıyorlarmış. Denilen o ki, kaplumbağa mafyası ile mücadele bir hayli zor görünüyormuş. Çünkü artık adanın her yerinde, 100 kişilik gruplar halinde ellerinde palalar ve ateşli silahlar ile gezerek kaplumbağaları avlayan köylüler varmış.

Gelişmiş metotlarla çok sayıda egzotik hayvanın kimini canlı kimini de ölü olarak yakalamaya, depolamaya, işlemeye ve paketlemeye kadar geçen süre içinde bazı hükümet yetkilileri ile uluslararası kaçakçılık şebekelerinin de olduğu bu yönetim ağının gittikçe büyüyerek dal budak sardığı düşünülmekte.

Milyonlarca doların havada uçuştuğu, tümüyle “show business” özellikleri taşıyan spor dallarında da mafya boy gösteriyormuş.  Portekiz basınına konuşan Juventus'un Portekizli yıldızı Cristiano Ronaldo'nun annesi, Maria Dolores Aveiro, futbol dünyasında mafyanın güçlü olduğunu iddia ederek, eğer yaşananlara bakarsanız oğlumun başına gelenlerin mafya yüzünden olduğunu görebilirsiniz; benim oğlum İspanyol ya da İngiliz olsaydı yaşadığı olumsuzların çoğu ile karşılaşmaz ve daha fazla bireysel ödül kazanabilirdi, demiş.

Üzerinde kitaplar yazılan, devlet erkleri arasında gizli görüşmelere konu olan, peşi sıra çekilen filmlere yüksek oranda gişe yaptıran, yaşattığı acıları ve ihtişamı kendi içinde sessizce paylaşan mafya gibi çok geniş bir alanda, Pazar makalesi yazmak zor; daha anlatılacak o kadar çok şey var ki...

Güzellikleri biriktirmenizi dilerim!..