“… NİYETİMİZ KİMSEYİ KIRMAK DEĞİLDİR, ORADAKİNİ BURAYA KOYMAK DEĞİLDİR…”

İki bin yirmi üç yılı sabahının, ilk saatleri… Etraf, belki Yılbaşının belki de Pazar sabahının etkisiyle, sessiz… Yedi tepeli şehir, Fikret’in dantel gibi işlediği o şiirde olduğu gibi ; “Sarmış yine ufuklarını bir inatçı sis,/Bir ak karanlık ki gitgide büyüyen/Ağırlığı altında silinmiş gibi her şey/Bu tozlu yığından ibaret bütün manzara…” sisli… (Tevfik Fikret/ Sis) Zar zor seçiliyor binalar…

Pencereden bakıyorum, öylece… Zar zor seçilen ama ezbere bildiğim o manzaraya… 49 yaşıma gireli daha birkaç saat olmuş… Evet, bir yılbaşı gecesi, 1973’ü 1974’e bağlayan gece, annesine rahat vermeyen bebeklerden biriyim ben de. Doğum tarihi açısından şanslı mıyım? Evet, kolay kolay unutulmayacak bir tarih… Şansız mıyım? Evet; yeni yılla beraber aradan çıkıyor doğum günü kutlamaları… Kutlamalar, yeni yıla mı özel yoksa benim doğum günüme mi özel, anlayamıyorum bu yüzden. Latife bir tarafa, bir elin parmaklarını geçmeyen, bana insan biriktirmenin hazzını yaşatan dostlarım, iyi ki varlar… “Yaş alıyorsun, yaşlanmıyorsun” diye mesaj atmış, “beynimin öteki yarısı” olarak gördüğüm, en iyi dostum. Çok az sayıda olan, aldığım en iyi kutlama mesajıydı… Umarım yeni yıl hepimiz için sadece bir sayıdan ibaret olmaz, takvim yaprağında değişen…

Yarım yüzyıla yaklaşan – ne kadar havalı bir cümle oldu.- hayatımın, neredeyse kırk’a yakın senesi futbolla geçti. Oynadım, iyi bir seyirci oldum, anlattım, yönettim, yazıyorum… “40 hikâyem var, 40’ı da futbol üzerine” aslında… Babam; başımdan gölgesi eksik olmasın, emekli öğretmen ve ülkenin ilk hentbol hakemlerinden. Çocukluk hatıralarımın en güzelleri, Koca Mustafa Paşa’daki evimizden, Bağlarbaşı‘nda olan hentbol salonuna gittiğim ve oradaki maçları – babamı – seyrettiğim, hatıralarıdır. Sabah hentbol maçları bitince, en büyük zevkim olan, futbol maçlarına götürürdü babam beni. İnönü’ye ya da Fenerbahçe stadına… Müthiş keyif alırdım seyrederken. Hafta sonlarını, halatla çekerdim. Daha okuma yazmayı sökmeden oluşan futbol merakımın temeli, hafta sonları gidilen o maçlardır… Babam; Taraftarlık duygusunu da bana aşılamaya çalışsa da, başarılı olmadı. Sülalemin, ayrık otuyum ben… Herkes Fenerbahçeli… Sosyal demokrat bir baba, belki de üzülerek, kabullendi bunu. O sosyal demokrat babanın, sosyal demokrat oğlu olan ben, sağlam bir sosyal demokrat olarak yetiştirmeye çalıştığım, oğlumun Fenerbahçeli olmasına “kader” diyorum. Evde farklı bir ses gerekli belki de…

2023’ün ilk sabahında penceremden, sisler içindeki gözükmeyen ama ezbere bildiğim manzaraya bakarken, hatıralarım geçiyor film şeridi gibi gözlerimin önünden… E, “yaş almak” kolay mı? Bilgisayar niyetine kullandığım, “akıllı telefona” gidiyor elim. Ve bu satırlar dökülüyor içimden, ekrana… Yeni bir yıl, yeni bir yaş, yeni kazançlar, yeni kayıplar, yeni başarılar, yeni başarısızlıklar, yeni beklentiler, yeni hayal kırıkları… Sağlık ve ömür verirse Allah, yaşayacağız hepsini…

Uğur’lu Futbol, sadece bir futbol sayfası değil… Futbolun, hayat ile kesiştiği “ortak kümeyi” anlatmaya çalışan bir sayfa. Bu yüzden, benim “yeni yıl” yazım, böyle oldu. Dedim ya yukarıda; “40 hikâyem var, 40’ı da futbol üzerine.”. 40 hikâyeyi, anlatmaya başladık işte…

Futbol konuşurken niyetimiz; kimseyi kırmak, kimseyi suçlamak, kimseye yaranmak değil elbette. Hoş; “arada bir dilimiz sürçerse affola, tutmasını biliriz de kemiği yok bunun.”. Kalem de dil gibi… Kemiği olsa da, durmuyor bazen…

İki bin yirmi üç yılı; sağlık, mutluluk, huzur getirsin sizlere… Geçen yılın son çeyreğinde başlayan yolculuğumuz, yıllarca sürsün inşallah… Uğur’lu Futbol’a hoş geldiniz efendim…

ÜMRANİYESPOR – HATAYSPOR
(SALI / 17.00)
Ankaragücü karşısında sürpriz yapan Ümraniyespor, Fenerbahçe karşısında bekleneni veremeyen Hatayspor ile karşılaşacak. Haftanın açılış maçı, 6 puanlık maç. Geçen hafta kazansa da üstündeki takımlar kazandığı için, basamak atlayamadı Ümraniye. Lige tutunabilmesi için belki de son şansı. Hatayspor, Volkan Demirel ile beklenen sıçramayı yapamadı. Dünya Kupası arası sonrası, oyun anlamında daha farklı bir Hatay göreceğimi tahmin ediyordum ama iki maçtır, oyun anlamında da çok fazla mesafe kaydedemediklerini gördüm. Ümraniyespor gibi, lige tutunma adına son maçları. Hatay kazanırsa, bir nebze rahat nefes alır.

ANTALYASPOR – FENERBAHÇE
(SALI / 17.00)
Son iki maçından puan çıkaramayan Antalyaspor ile derbiye moralli ve kayıpsız gitmek isteyen Fenerbahçe arasındaki maçın, sert ve çetin geçeceğini düşünüyorum. İki haftada ağlarında 4 gol gören ve hiç gol atamayan Antalyaspor’u yabana atmamak lazım… Fenerbahçe, maç öncesi her ne kadar favori olarak gözükse de kolay maç olmayacağı kesin. Jesus’un oyun felsefesinin, diğer takımlar tarafından çözülmüş olmasına sistemin değişmemesi, Sarı-Lacivertli takım adına risk. Nuri Şahin’in oyuncuları bu riski ne kadar değerlendirebilecek, önemli olan bu…

KASIMPAŞA – ALANYSPOR
(ÇARŞAMBA /17.00)
Selçuk İnan da çare olamadı Kasımpaşa’ya. Üzerindeki “ölü toprağını” bir türlü atamadılar. Kazandıklarında hem moral hem de psikolojik olarak rahatlarlar. Kayseri karşısında net bir galibiyet alan Alanyaspor moralli. Kazanırlarsa, puanını 24 yapar ki, bu puan da tartışılan Farioli’nin elini rahatlatır.

KAYSERİSPOR – KARAGÜMRÜK
(ÇARŞAMBA /17.00)
Çağdaş Atan, hafta içinde eski takımına karşı (Alanyaspor) mağlup oldu. Lige iyi başlangıç yapan Kayseri’nin, deplasmanda yaşadığı, “iş kazasını” çabuk atlatacağını düşünüyorum. Çok tartışılan Pirlo ise, sükseli bir galibiyet elde etti. Karagümrük’ün haftalardan beri oturmasını bekliyorum ancak beklenen çıkışı bir türlü yapamadılar. Trabzonspor maçının anlam kazanabilmesi galibiyet şart.

KONYASPOR – SİVASSPOR
(ÇARŞAMBA /17.00)
Geçen haftayı, maç yapmadan geçiren Konyaspor, Sivasspor’u konuk edecek. Galatasaray karşısında, sadece ikinci yarı etkili olan Sivasspor mutlak kazanmak zorunda. Kaybedilecek tek puan dahi, ligin geride kalan bölümü için çok sıkıntı yaratır.


GALATASARAY – ANKARAGÜCÜ
(ÇARŞAMBA /20.00)
Olaylı Sivas maçından da lider olarak dönen Galatasaray’da sarı kart temizleme operasyonu sonrası, yedek oyuncuların vereceği katkı merak konusu. Sacha Boey ve Oliveara yok. Abdülkerim ve Kerem de sınırda. Abdülkerim yerine Emin Bayram tercihini, Okan Hoca’nın düşüneceğini tahmin ediyorum. Ankaragücü, Antalya galibiyeti sonrası, evinde Ümraniye’ye mağlup oldu. Üst gruptan kopmamak için, İstanbul’a gezmeye gelmeyecekleri kesin. Galatasaray taraftarı önünde galip gelip, derbiye lider olarak gitmek istiyorsa, maçı kopartmak zorunda.

GAZİANTEP – BAŞAKŞEHİR
(PERŞEMBE / 17.00)
En son galibiyetini, 15 Ekim’de deplasmanda Konyaspor’a karşı alan Gaziantep’in kötü gidişi sürüyor. 6 haftada sadece bir beraberliği var. ( Deplasmanda Karagümrük maçı 3-3) Gaziantep’in şiddetle puana ihtiyacı var. Olası bir mağlubiyet, Erol Hoca ile Gaziantep arasında soğuk rüzgârlar estirir. Başakşehir iki haftadır kazanıyor ve zirve hesabı yapıyor. Dünya Kupası sonrası, oyun ritmini henüz yakalayamasa da, kazanmaya yakın taraf.


TRABZONSPOR – GİRESUNSPOR
(PERŞEMBE / 20.00)
Karagümrük karşısında hiç beklemediği bir yenilgi alan Trabzonspor, yara sarma peşinde. Abdullah Hoca’nın canını, kaybedilen üç puandan çok Visca’nın sakatlanmasının sıktığına eminim. Giresunspor maçını bir çıkış maçı olarak göreceklerdir. İki haftada 4 puan alan Çotanaklar asla yabana atılmaması gereken bir takım. Geriye düşseler bile maçı asla bırakmıyorlar. Ligde, geriden gelip en çok puan kazanan takım Giresunspor. Trabzon yara sarmak isterken, yara da alabilir…


ADANA DEMİRSPOR – İSTANBULSPOR
(PERŞEMBE / 20.00)
Adana Demirspor, Beşiktaş’a mağlup olsa da oyun açısından çok geride kalmadı. Özellikle evinde oynadıkları maçlarda çok daha etkili oynuyorlar. Bu sezon, Adana’da hiç mağlup olmadılar. (6 galibiyet, 2 beraberlik) İstanbulspor ise, Galatasaray maçı ile umut verdi Kasımpaşa karşısında kazandı. Adana’da ilk galip gelen takım unvanını alabilmesi için, bu iki maçın çok çok üzerinde performans göstermesi lazım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Uğur Temel Arşivi

Cemre

26 Şubat 2024 Pazartesi 07:00