Hüseyin Tapınç

Hüseyin Tapınç

ÖFKE

Bugün 19 Mayıs. Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı. Türkiye 1981 yılından beri bu adla kutluyor bu bayramı. Ancak, topluma sorsak bugün neyi kutluyoruz diye, büyük bir çoğunluk “gençlik bayramı” ya da “gençlik ve spor bayramı” diye yanıt verecektir. Bu bayram gençler ile özdeşleşmiş bir bayram. Ben de son iki yıldır bu bayrama denk gelen yazılarımı gençlik üzerine yazıyorum. Bugün de bir istisna olmayacak.

TÜİK’e göre, 2021 sonu itibarıyla 15-24 yaş grubuna mensup 12.971.289 genç Türkiye nüfusunun yüzde 15.3’ünü oluşturuyor.

Yine TÜİK verilerine göre, bu gençler arasında 18 –24 yaş grubuna mensup olanların yüzde 45’i kendisini mutlu ve yüzde 20’si de mutsuz olarak tanımlıyor 2021 Yaşam Memnuniyeti Araştırması verilerine göre. Bir önceki sene mutsuz olanların oranı yüzde 14 iken, bir yıl içinde 6 puan birden yükselerek yüzde 20’ye ulaşmış bu kesim; mutlu olanların oranı da yüzde 47’den yüzde 45’e düşmüş (1). Zamanı biraz daha geriye saracak olursak, 2018 yılında gençlerin yüzde 55’inin ve 2019 yılında da yüzde 57’sinin mutlu olduğunu görüyoruz (2). Gençler arasında mutsuzluk son yıllarda oldukça yaygınlaşmış. Gençler mutlu değil, gençler geleceğe umutla bakmıyorlar.

Gençlerin mutsuzluğunu körükleyen iki temel neden var son yıllarda.

Bunlardan birincisi, tüm toplumsal grupların üzerinden bir buldozer gibi geçen pandemi. Gençler pandeminin en çok etkilediği toplumsal grupların başında geliyor. Gençlerin eğitim ve iş dünyası başta olmak üzere kamusal alanda kurdukları tüm ilişkiler ve özel hayatları pandemi karşısında alt üst oldu.

İkinci temel neden, gençlerin hem kendi adlarına hem de ülke geleceği adına hissettikleri karamsarlık. Son dönemlerde gerçekleştirilen birçok araştırma 2018 yılından bu yana yaşanan ekonomik istikrarsızlığın ve krizin, gençlerin geleceğe yönelik umutlarını törpülediğini gösteriyor. 2018 yılında gençlerin yüzde 33’ü ülkenin ekonomik geleceğine umutlu ve yüzde 14’ü de karamsar gözlerle bakarken, bu oranlar 2021 yılında sırasıyla yüzde 24 ve yüzde 32’ye evrilmiş bulunuyor (3) (4). Üstelik ekonomik krizin derinleştiği 2021 yılı son çeyreğinden sonra, 2022 yılının ilk dört ayı içinde 18 –24 yaş grubu gençler arasında karamsarlık oranı yüzde 52’ye yükselmişken, iyimserlik düzeyi sadece yüzde 14 ile sınırlı bulunuyor (5).

Pandemi koşullarıyla üst üste binen ekonomik açıdan karamsar hava, gençlerin ruh halini de etkiliyor doğal olarak. Üst üste yaşanan ve birbirinin içine geçen bu iki toplumsal olay insan yapısının altı temel duygusunun neredeyse tamamını kısa bir süre içinde harekete geçirdi.

Bugün gençler arasında en yaygın görülen temel duygu ise öfke.

Bu duygunun gençler arasındaki baskınlığının bireysel olarak yaratacağı tahribat kadar meselenin toplumsal boyutu da hepimizin sorumluluğunda.

Gençler arasında öfkeyi izleyen ikinci önemli duygu da mutsuzluk.

Öfke ve mutsuzluk, ama özellikle öfke, başıboş kalmaması ve doğru yönetilmesi gereken insani duygularımız.

Bu nedenle, gerek merkezi gerekse yerel iktidar düzeyinde politika ve strateji üreten siyasetçiler ile kamu görevlilerinin ve sivil toplum aktörlerinin bu duygu yelpazesine eşlik eden gençlik taleplerini dikkatli bir şekilde okumaları gerekiyor.

Bugün gençler özgürlük, adalet ve yoksulluğun kalkması taleplerini dile getiriyorlar.

Talepler net, duygular ortada.

Bugün bayram. Kutlu olsun.

(1) TÜİK: İstatistiklerle Gençlik, 2021, 17 Mayıs 2022, 45634 sayılı Haber Bülteni

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hüseyin Tapınç Arşivi

Ayna

21 Mart 2024 Perşembe 07:00