“Ortalık sakinledi ama temkinli olalım…”

Haziranın sonundan beri Dolar/TL'de ciddi bir hareketlenme olmadı. Elbette bahsettiğimiz sadece 1 aylık bir zaman. Ancak Türkiye'de bazen birkaç gün bile "uzun süre" kategorisine girebiliyor. Şunu da ifade etmeliyim ki, geriye dönüp baktığımızda kur hareketleri hep benzer zamanlarda sakinleşip, benzer zamanlarda dalgalanıyor.
Hatırlarsanız geçen yıl yine aynı tarihlerde sakin sakin 6,80 seviyesinde dururken, ağustos ile birlikte yükselişe başlamış ve hareket 8.50 TL'nin üzerinde tamamlanmış sonra 6,97'ye indikten sonra yine 8.50'nin üzerine çıkmıştı. Tam olarak iki Merkez Bankası Başkanı değişikliği de içeren sürecin ayrıntısı malumlarınız. Ancak ateşin bir yükselip bir düşmesi sonra tekrar yükselmesi enflasyon ile birlikte birçok problemi de tetikliyor.
İlginçtir 2019'da da Dolar/TL hızlı bir yükselişten sonra yine bu zamanlarda sakinleşmiş ve yıl sonuna kadar 5.50-5.90 bandında devam etmişti. Ancak sonrası malum. 2020'de Merkez Bankası'nın kararları ve pandemi vs derken işler karışmıştı.
Dolar/TL'nin belki de en sert yükseliş gösterdiği dönemlerden biri 2018 olarak söylenebilir. Tam olarak 3,75'ten 6.60'a yükselen Dolar/TL yüzde 80'e yakın bir artışla bir rekora imza attı. Açıkçası 8 aylık süreçte yaşanan TL'deki büyük değer kaybı ekonomiyi olumsuz etkiledi demem gerekiyor. O zamandan beri Türkiye Ekonomisi ortalama yüzde 3 büyümeyi yakalayamadı. Şu an açıklanan büyüme rakamları ise 2020'nin oldukça kötü geçmesi sebebiyle ortaya çıkan baz etkisiyle rekor kıvamında. Sanayi ve ticaretteki toparlanma gözle görülür durumda ama kırılgan olduğunu bilmemiz gerekiyor.
Açıkçası ekonomideki kırılganlıkları sadece pandemiye bağlamayı ben pek doğru bulmuyorum. Tam 5 yıl önce 3.00 TL seviyesinde olan dolar kurunun bugün 8.40-8.50 seviyesinde olduğu düşünülürse, sadece ekonomide değil, siyasette ve diplomaside de ciddi bir reform yapılması gerektiği ortaya çıkıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Emre Alkin Arşivi