Emre Özpeynirci

Emre Özpeynirci

Otomotivde 2021 kaybı 4 milyar dolar, 2022 çok daha zor geçecek

TAYSAD Başkanı Albert Saydam, büyük bir belirsizlik yaşayan global otomotiv sanayinde bu yılki kaybın 250 milyar dolara doğru gittiğini belirterek, “Türk otomotiv sanayinin kaybı ise 4 milyar doları bulacak. Ne yazık ki herkes 2022’nin çok daha zor bir yıl olacağı konusunda hemfikir” dedi.

Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Albert Saydam, gündemde ne yazık iyi haber ve gelişme olmadığını belirterek, “Her bakımdan hiç olmadığı kadar negatif bir ajandayla karşı karşıyayız. Dünya otomotiv sanayinde bu sene 210 milyar dolarlık bir kayıptan bahsediliyordu. Şu anda bu rakam 250 milyar dolara doğru gidiyor. Türk otomotiv sanayi olarak da bizim yaklaşık 3-4 milyar dolarlık bir kaybımız var” açıklamasını yaptı.
TEDARİKİN PAYI ARTMALI
Bu kaybın yüzde 75’inden fazlasının otomotiv ana sanayiye ait olduğunu hatırlatan Saydam şunları söyledi: “Çünkü tedarik sanayi ihracatta o kaybı bir şekilde kapattı. Ülkedeki kriz sadece bize ait bir kriz olsa, o zaman, “Yurt içi piyasayı daha büyütmek için önlemler alınmalı” derdik. Şu anda hepimizin bildiği bir durum var. Araç yok ki kısa vadede pazar büyütmesine yönelik önlemleri konuşalım. O zaman ne yapmamız lazım? Araç üretemiyoruz, o zaman tedarik sanayinin ihracattan daha doğrusu uluslararası ticaret hacminden daha fazla pay alması lazım.”
TAKVİM HEP ÖNE ÇEKİLİYOR
Albert Saydam, şu anda dünya otomotiv sektöründe ciddi bir belirsizliğin yaşandığının da altını çizerek, “Bu belirsizliği doğuran birkaç neden var. Tabii ki pandemi, tabii ki tedarik zincirindeki
kriz, bir de tabii ki elektrifikasyon” yorumunu yaptı. Elektrifikasyonla ilgili çok konuştuklarını ama takvimin sürekli öne çekildiğini kaydeden Saydam, en son 2030’ların başı derken, şu anda tam elektrikliye geçişte takvimin 2025’e kadar geri çekildiğini söyledi. Saydam, “Bunun da yarattığı tabii ki stresli ortamda daha yüksek bir stres var. Yaşanılan belirsizlik otomotiv sanayinin hiç alışmadığı bir belirsizlik. Özetle, dünya otomotiv sektörünün genel ve hemfikir olduğu bir görüş: “2022 çok daha zor bir yıl olacak. Hatırlatmak isterim; pandemi olduğu dönemde, işte 2021’de toparlanacağız, 2022’de ise dünya otomotiv sektörü olarak 2019’un üstüne çıkacağız. Hatta 2023’lerde 100 milyon araçlık rakama ulaşılacak diye bir varsayım vardı. Şu anda bu mümkün olmayacak, hatta 2022’nin ne olacağı bile bilinmiyor” açıklamasını yaptı.

2 KÜRESEL KRİZDE SIÇRAMA YAPTIK, YİNE YAPABİLİRİZ

OTOMOTİV sanayi ve otomotiv tedarik sanayinin son 20-25 yılda iki büyük krizden sıçrama yaparak çıktığını belirten Albert Saydam, “1997’de ‘Uzakdoğu Arslanları Krizi’nde otomotiv sanayinin ihracatında ciddi bir artış olmuştu. 2008’de başlayıp otomotiv sektörünü vuran meşhur Lehman Brothers Krizi’nden sonra ise dünya ticaretinden aldığımız pay artmıştı. Eğer doğru adımları atarsak Türk otomotiv tedarik sanayinin yine bir sıçrama gerçekleştirmesi mümkün. Yani 11-11.5 milyar dolarlık ihracatımızı 15 milyar dolara çıkarabiliriz. Hem de pazar büyümesini öngörmememize rağmen bunu yapabiliriz” diye konuştu.

4 MİLYAR DOLARLIK GEÇİCİ KORİDOR

TAYSAD Başkanı Albert Saydam, dünyada her ülkenin aynı anda elektrikleşmeyi yaşamayacağını belirterek, “Bazı ülkeler ya da bazı coğrafyalar bir faz farkıyla bunu yaşayacak. Mesela Fas ile Norveç aynı değil. Biz hep Norveç, Almanya, İngiltere, İsviçre’yi ve bu ülkelerdeki haberleri konuşuyoruz. TAYSAD olarak elektrikleşmenin geç olacağı coğrafyalara yönelik, bakanlığımıza bir model sunma hazırlığındayız. O coğrafyalar bir taraftan elektrikleşmeyi yaparken bir yandan da fosil yakıtlı araçlar üretecek. Türkiye olarak mesela atak davranıp, oradaki koridoru 3-5 sene daha kullanabiliriz. Toplam ihracatımızın 11-11.5 milyar dolar olduğu düşünülürse, bu koridor ülkelerin payı şu an 1 milyar doların altındadır. Biz doğru adımlarla bunu 3 hatta 4 milyar dolara çıkarabiliriz. Bu uzun vadeli bir çıkış yolu, reçete veya bir vizyonun bir parçası değil bu ülkemiz için bu geçiş döneminde bir koridor” diye konuştu.

ELEKTRİKLİ BİR ARACIN HALA %30'UNU KARŞILAYABİLİRİZ

TAYSAD’ın bir önceki başkanı Alper Kanca, bundan yaklaşık 3 yıl önce, tedarik sanayi olarak yüzde 100 elektrikli bir otomobilin (yerli) ancak yüzde 30’unu karşılayabileceklerini söylemişti. Kanca’nın bu açıklaması tepki çekmiş, çok tartışılmıştı. Aradan geçen 3 yılın ardından değişen bir durum olup olmadığını sorduğum yeni başkan Albert Saydam ise şunu söyledi: “Şu andaki rakam bundan farklı değil. Yüzde 30 çok da değişmedi. Çünkü bu yüzde 30’un değişmesi, batarya, elektrik motoru, yazılım ve otomotiv elektroniğindeki artışla olacaktır. Otomotiv elektroniği konusunda üyelerimizin hepsinde bir dönüşüm görüyoruz. Buradaki esas sıçrama bataryayla olacaktır. Elektrik motoru konusunda daha başlardayız. 3 sene evvelki durumdayız. Ancak yazılım konusunda birkaç firmanın, startup’tan daha olgunluk seviyesine geçtiğini görüyoruz. Hepsinde toplu olarak bir değişiklik olmadığı sürece yüzde 30’da bir sıçrama olmaz.”

OTOMOTİV ÇİPİ KÜÇÜMSEDİ, ŞİMDİ BÜYÜK KRİZE GİRDİ

ALBERT Saydam, otomotiv sanayinin çip sektörünü göz ardı ettiğini ve biraz da küçümsediğini belirterek, “Trilyonlarca adet üretilen basit bir şey” diyerek, bunu uzaktan temin ettikleri bir şey olarak gördüler. En güçlü gözüken bu tedarik kanalı meğerse en zayıf halkamızmış” yorumunu yapıyor. Toplam çip üretiminin içinde otomotiv sektörünün kullandığı miktarın yüzde 8-10 arasında olduğunu kaydeden Saydam şunları söylüyor: “Bu elektrikli araçlarla birlikte 3 misli olacak. Yani içten yanmalı araçta bin adet çip varken, elektrikli bir araçta 3 bin çip var. İçten yanmalı bir araçta çip lüks iken, elektrikli araçta bir mecburiyet. Çip olmadan hiçbir şey çalışmaz. Konvansiyonel bir araçta mekaniğe çevirerek 1.000 adedi acil durum için 600’e düşürebilirsiniz. Ancak elektriklideki 3 bin adedin tamamı gerekli. Elektrikli araçlarda takvim öne çekilince çip talebi çığ gibi büyüdü. Artık bu durum dünya çapındaki kanun koyucuların veya liderlerin bir araya gelerek çözeceği bir şey olarak gözüküyor. Belki otomotiv sanayicileri, dünya liderleri ile 2022’de dünya çapında bir kriz zirvesi yapmak durumuna gelebilir. Çünkü işin içinden çıkılamaz bir hale geldi.”

2. EL OTOMOBİLLER ARTIK ALTIN DEĞERİNDE

İkinci el otomotiv sektörüne yaklaşık 1,5 yıl önce giriş yapan 2plan’ın CEO’su Orhan Ülgür, pandemi şartları ve sıfır otomobil sektöründe çip krizinden kaynaklanan bulunurluk sorununun ikinci el piyasasını da doğrudan etkilediğini belirtti. Yılın ilk 9 ayında 2.el pazarında yüzde 21 kayıp yaşandığını hatırlatan Ülgür, bu kaybın yıl sonunda yüzde 8’e düşmesini ve pazarın 7.5 milyon adetle kapanmasını öngördüklerini söyledi. Ülgür, son dönemde sıfır araçtaki arz sorunu, yüksek kur ve faizler nedeniyle tüketicilerin ikinci ele yöneldiğini de sözlerine ekleyerek şöyle konuştu:
2022, 2021’DEN KÖTÜ OLMAZ
“Sektörde zor bir dönem yaşandı; ancak yılın geri kalanı ve yeni yılda ikinci el sektörünün toparlanacağını öngörüyorum. Şu anda ikinci el aracın altın değerinde olduğunu söyleyebiliriz. Yeni araçlardaki fiyat artışları kaçınılmaz olarak ikinci ele de yansıyor” dedi. 2022 yılında ikinci el pazarının bu yıldan daha kötü olmayacağını da kaydeden Ülgür, fiyatların ise yükseleceğini belirtti.
5 yılda 100 bayi 50 bin adet satış
ORHAN Ülgür, 2021 yılını 15 bayi ve 4140 adetlik 2.el otomobil satışıyla kapatacaklarını belirterek, “2022 yılında 15 yeni bayi ile 30 bayiye ulaşmayı hedefliyoruz. 5 yılda ise hedefimiz 100 bayiye ulaşarak 50 bin adetlik satış” dedi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Emre Özpeynirci Arşivi