Haldun Solmaztürk

Haldun Solmaztürk

Parti-Vali-Holding “Duyuyoruz Sayın Cumhurbaşkanım.!”

Tam uyuşturucu salgınını ve Türkiye’ye çöreklenmiş uluslararası suç örgütlerini konuşurken İstanbul’daki patlama kamuoyunun dikkatini bu sefer de uluslararası ‘terör’ örgütlerine çevirdi.

Bir krizden ya da sorundan diğerine savrulurken gerçekte bütün bu yaşadıklarımızın çağdışı, ilkel bir yönetim anlayışının sonuçları olduğunu fark etmiyoruz; duymuyoruz bile.!

Patlamadan bir gün önce Kastamonu’nun dört ilçesinde ‘doğal gaz verme töreni’ vardı—her zamanki ‘Hazır mıyız…?’ törenlerinden.

Uzaktan kumandalı; Erdoğan İstanbul’dan—Vahdettin Köşkü’nden—yönetiyor.

Açılış heyetleri askeri düzende, ellerde ‘tutuşturma çubukları’ yanyana dizilmişler; acemi er talimgahındaki mangalar gibi emre amade bekliyorlar.

Bozkurt heyeti, Bakan Bey, Kastamonu valisi, Kastamonu belediye başkanı—ve—AKP il başkanından oluşuyor; yanlarında Bozkurt belediye başkanı ile AKP Bozkurt ilçe başkanı.

Ahlatçı Holding yönetim kurulu başkanı da orada—doğal gaz dağıtımını onun Kargaz’ı yapıyor.

Soruyor: “Duyuyor musunuz.?”

Her biri—isim ve unvanları okundukça—sırayla “Duyuyoruz Sayın Cumhurbaşkanım.!” diyorlar.

İlk bakışta, yaşını başını almış, kerli-ferli erkeklerin (hiç kadın yok) ilkokul müsameresindeymiş gibi aynı klişeyi tekrarlamaları anlamsız bir ritüel gibi görünüyor ama öyle değil.!

“Duyuyor musunuz?” aslında ‘orada oluşunu kime borçlu olduğunun farkındasın, değil mi?’ anlamında…

‘Duyuyoruz’ yanıtları da sadakatin, kayıtsız ve şartsız teslimiyetin—biatın—ifadesi.!

Kodlu iletişim…

Vücut dilleri sözlü mesajları tamamlıyor.

Tereddütle kenarda bekleyen Holdingçi bile ‘duyduğunu’ beyan ediyor—sıkıysa etmesin.!

Ahlatçı, Erdoğan’ın takdir ve teveccühüne (!) mazhar olmuş holdinglerden biri…

Gazı tutuşturuyorlar, sonra da ‘Ver coşkuyu.!’:

“Derdimin dermanı, çaresi çok belli…

Yarın değil, hemen şimdi…’

Kendisi de katılıyor—ta Vahdettin Köşkü’nden…

“İnanıyorum ki Bozkurt’taki kardeşlerimin dualarını alacağız” diyor.

‘Dua’ da aslında kodlama—bir başka kelime yerine, sanki.!

Abana’ya geçiyoruz. Orada başrolde EPDK başkanı var—yanında Ahlatçı Holding genel müdürü… Abana kaymakamı, Abana belediye başkanı, AKP ve MHP ilçe başkanları da var.

İnebolu’da ‘Hakkı Bey’ var—AKP (!) milletvekili… Sağında İnebolu kaymakamı, solunda İnebolu belediye başkanı—Allah ömrünüzü uzun etsin” diyor. AKP ilçe başkanı heyecanla—elleri havada zıplayıp duruyor, sonunda “Allah razı olsun” diyebiliyor.

Holding yönetimini temsilen biri elde meşale bekliyor.

Duyuyor musunuz?

Duyuyoruz Sayın Cumhurbaşkanım.!

Cide’de de AKP (!) milletvekili Metin Bey, Bakan Yardımcısı, Kaymakam, AKP ve MHP ilçe başkanları var. Holding’den, il müdürü sahne almış burada…

Müsamere tekrarlanıyor, herkes duyduğunu (!) ifade ediyor ve bu anlamlı (!) tören sona eriyor.

Ama Kastamonu, Bozkurt, Abana, İnebolu belediye başkanları törenlerde de Cide’ninki nerede? O yok.! Çünkü o Ce-Ha-Pe’den seçildi, ötekilerden…!

Diğerleri, hepsi ya AKP ya da MHP’den—duyanlardan…!

Pekiyi EPDK nedir, başkanı kimdir, bu siyasi şovda ne işi vardır.?

EPDK, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu oluyor—Allah kabul etsin.!

Lisans ve sertifika veren, denetleyen, tarifeleri hazırlayan tek yetkili kurum. İdari ve mali özerkliğe sahip, çünkü piyasada bağımsız düzenleme ve denetim sağlayacak. Piyasa derken, elektrik, petrol, LPG ve doğal gaz piyasası—yüz milyarlarca dolarlık bir piyasa.!

EPDK Başkanı ‘hukuk’ mezunu ama 2004’den beri EPDK’da, 2014’ten beri de EPDK başkanı.!

Erdoğan kendisini o kadar takdir ediyor ki arka arkaya üç kez bu makama atadı. Hatta Başkan Bey’in oğlunun düğününe yanında altı bakanla katılmış; nikahı da rahmetli Topbaş kıymıştı…

Şimdi, denetlemek ve düzenlemekle (!) sorumlu olduğu doğal gaz şirketinin genel müdürüne mikrofon tutuyor, bağımsız olduğu idarenin başına “Duyuyoruz efendim” tekmili veriyor.

Etik değil, EPDK kuruluş kanununa da aykırı, ama ne gam…!

‘Bütün milleti’ temsil eden TBMM üyelerinin, tek partinin siyasi şovunda rol almaları gibi.!

Parti, vali, holding, hepsi ‘Duyuyoruz Sayın Cumhurbaşkanım.!’ diyorlar—duyuyorlar da…

Onlar duyuyorlar ama biz görmüyoruz…!

Parti devletini artık gözümüze sokuyorlar, ama yine de görmüyoruz.!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Haldun Solmaztürk Arşivi