Mutlu Hesapçı

Mutlu Hesapçı

PEKİ “KİM BU AİLE?”

Sezonun en iddialı yerli projelerinden, komedi ve aksiyonu bir arada perdeye taşımaya hazırlanan ‘KİM BU AİLE?’, 7 Ekim’de tüm Türkiye’deki sinema salonlarında vizyona giriyor. Yıldız oyuncuların alışılmışın dışında rollerde seyirci karşısına çıkacağı ‘KİM BU AİLE?’nin başrolünde Cengiz Bozkurt, Nurgül Yeşilçay, Onur Buldu, Ferit Aktuğ, Beste Kökdemir ve Doğan Can Sarıkaya yer alıyor. Eğlenceli öyküsü ve birbirinden komik sahneleri ile olduğu kadar, heyecan yüklü aksiyon sahneleri ile de çok konuşulacak ‘KİM BU AİLE?’de seyirciyi müthiş sürprizler bekliyor. ‘KİM BU AİLE?’ filminin oyuncuları Nurgül Yeşilçay, Cengiz Bozkurt, Onur Buldu ve Ferit Aktuğ ile bir araya geldik ve filme dair konuştuk.

Kim bu aile ve nasıl bir hikayenin içinde olacağız?

Cengiz Bozkurt: Aile toplama bir aile. Bir komiserin polislikten atılması üzerine kurulu bir hikaye. Emniyete tekrar dönmek, kendini kanıtlamak için kendi iradesi ile bir operasyona girişiyor ve bir aile kuruyor. Bu toplama aile mafya elemanlarının toplandığı deponun karşısında bir dükkan açalım diyor. Amacı mafya elemanlarını gözetleyerek yakalamak ve kendini ispatlayarak nasıl bir polis olduğunu göstermek. Sonrası açtıkları tavukçu dükkanında başlarından geçen aksiyon dolu maceralar ve komiklikler işte.

Nurgül Yeşilçay: Aslında bir polisin asla yanında olmaması gereken tipleri barındırdığı bir aile diyebilirim genel olarak.  

Onur Buldu: Toplama bir aile.

Nurgül Yeşilçay: Toplama bir aile ama düşünsene polisin yanında hırsız, pavyonda çalışan bir kadın, yan kesici, dolandırıcı herkes bir araya geliyor.

Onur Buldu: Daha ne olsun canım?

Nurgül Yeşilçay: En olmayacak tipler.

Ferit Aktuğ: Mücahit rolünü canlandırıyorum. Adem komiserin yani Cengiz Ağabey'in sağ kolu. Biraz sakar bir sağ kolu. Yani türlü türlü sakarlıkları var. Bu başına onun iş açıyor tabii ama o amirinin peşinde iyi bir polis olmaya çalışan bir polis memuru. Elinden geldiğince iyi polis olma üzerine hayatı.

Cengiz, aileyi sen topluyorsun, peki bu toplama aileyi nasıl belirliyorsun yani kimler var?

Cengiz Bozkurt: Benim iradem dışında aslında. Ben birisinden yardım istiyorum o bir cepçi ile bir gece kulübünde çalışan elemanı getiriyor, onu da Nurgül oynuyor. Nurgül ile daha sonra aramızda partnerlik üzerinden bir romans, bir duygusallaşma yaşıyoruz. İşin içinde benim kızım da var o da dâhil oluyor bu aileye, gerçek kızım da var yani. Gerçek kızım da bir şeyler yaşıyor işte. Bir de sağ kolum var, birlikte bu aileyi kuruyoruz ve işte tavukçuda başımızdan geçenler sonrası.

Sizin rolleriniz ne ve bu aile neden bir araya geliyor?

Nurgül Yeşilçay: Pavyonda çalışan çok eğlenceli bir kadın, kadın gibi bir kadın.  Kadınlığından vazgeçmeden güçlü olan kadınları çok seviyorum. O yüzden Menekşe'yi çok sevdim. Gece kulübünde çalışıyor ama gece kulübünde öyle yanına kolay yaklaşılabilecek bir kadın da değil. Menekşe'nin amacı gece kulübünden kurtulup o tavukçunun sahibi olup hayatına iş kadını olarak devam etmek. Hani vardır ya küçük bir kafem olsun derdi o.

Onur Buldu: Üç kağıtçı arkadaşı oynuyorum. Ben filmin tatlı dolandırıcısıyım. Bu aile niye bir araya geliyor çünkü başta bir çıkarı var bu birleşimden ve bu da aile olmaktan geçiyor. Fakat sonra film içinde görüyoruz ki bu çıkarlar yavaş yavaş göz ardı edilmeye, gerçekten duygusal bağ kurulmaya başlanıyor. Ve gerçekten birbirlerine yardım etmeye başlıyorlar, bu aile öyle toplanıyor.

Nurgül Yeşilçay: Ben mesela tavukçuya çökmek için geliyorum. Ya tamam yardım ederim size ama bu iş bittikten sonra tavukçu benim olur diyorum. Ama sonrasında ailenin aslında kan bağıyla alakası olmadığı, duygusal bir şey olduğu, farklı bir aile kavramı ortaya koyuyoruz filmde.

Bir araya gelince gerçekten aile olabilirmişiz duygusunun oluşmasını çok sevdim. Çıkar için bir araya gelen aile yola çıkış amacından sapıyor mu?

Nurgül Yeşilçay: Sapar gibi oluyor tabii.

Onur Buldu: Çıkar ilişkileri yavaşlıyor, gerçek bir ilişkiye dönmeye başlıyor. Benim amacım sicilimi temizleyip Almanya'ya babamın yanına gitmek. Kaçak yollarla değil gerçekten insan olduğunu hissederek gerçek bir pasaportla babasının yanına gitmeye çalışıyor. Herkesin bir amacı var. Fakat işler yolda biraz bozulabiliyor.

Nasıl bir film oldu sizin için, içinde aksiyonun çok yüksek ve komedinin de içinde olduğu bir film diyebilir miyiz?

Ferit Aktuğ: Aksiyon komedi türü diyebiliriz. Sadece son sekanstaki kavga sahnesi için dört gün stüdyoda koreografisine çalıştık. Sonra sahneye indiğimizde de Haliç'te iki gece çalıştık. Hep gece sahneleri çektik, sekizde başladı sabah altıya kadar sürdü. Yani siz rahat yataklarınızda uyurken biz sabahın dördünde Haliç'te güreşiyordukJ

Cengiz Bozkurt: Aksiyon tarafı çok zorladı, 28-29 gün sabahladık. Ama bir taraftan da tabii bizim için yeni alanlara geçtiğimiz, kendimize dair yeni şeyler keşfettiğimiz başka türlü eğlenceli bir film oldu. Koreli usta aksiyon yönetmeni  Dae-Won Youn’dan özel eğitim aldık. Bizi baya zorladı ve çalıştırdı. Hem film öncesi hazırlık yaptık, film sırasında dövüş sahnelerini de o çekti.

Nurgül Yeşilçay: Bence bu filmin en önemli tarafı aksiyon komedi olması ve aksiyonun sırıtmıyor olması. Gerçekten aksiyon yönetmeninin filme özel Kore'den gelmesi de bu işin ciddiyetini gösteriyor. Aksiyon sahneleri utanmayacağımız gibi oldu. Dünya çapında aksiyon sahneleri olduğunu düşünüyorum.

Onur Buldu: Profesyonel görünmesi açısından aksiyon sahneleri için eğitim almamız inanılmaz bir tecrübeydi. Üzerimize düşen vazifeyi bu konuda da yaptık.

“Bence Türkiye'de böyle aksiyon komedi çekilmedi”

Spor özellikle dövüş sporu karate yapan insanlar mısınız? Baya kampa girmişsiniz, aksiyon sahnelerinde çok zorlandınız mı?

Nurgül Yeşilçay: Ben aksiyon tarafında olmam herhalde diye düşünüyordum. Ben dedim ki dublör falan kullanırlar. Koreli yönetmen geldi tanışırız ve bir çay içeriz, aksiyonu da çocuklar yapar ben de yüzümün görüldüğü yerlerde iki hareket yaparım dedim öyle olmadı tabii. Yani ben günlük hayatta yürüyüş ve pilates yapıyorum o kadar. Zorlandım ama öyle olmak zorundaydı. İşlerimde mümkün mertebe olabileceğinin en iyisini yapmaya çalışırım. Baya aksiyonun içinde buldum kendimi.

Onur Buldu: Green Box’ta falan aksiyon sahnelerini çekeriz demiştim ben de ama öyle olmadı. Neyse ki ben spor yapıyorum kendimi zorluyorum bu konuda.  

Ferit Aktuğ: Zorlandım. Bir de benim oynadığım karakter güreşçi. Herkes boks yapıyor da benimki tutup böyle yere atmalı ve yere düşmeli. Standartlarımızı çok zorladı ama güzel oldu, iyi oldu. Yere çok düştüm yaniJ

Cengiz Bozkurt: Daha önce çekmedik böyle bir şey. Bence Türkiye'de böyle aksiyon komedi çekilmedi. İki ay set süresince baya bir emek verdik filme gerçekten çok emek var. Bir sürü yardımcı oyuncular vardı. Türkiye'den kırka yakın dövüşçü, onlarla çektiğimiz kavga sahneleri var. Dövüşçülerin hepsi profesyonel çocuklardı. Elbette zorlandık ama değdi, zoru başardık. Türkiye’de bunun benzeri var mıydı? Bence yok çekilmedi herhalde.

“Bizimki daha aksiyonlu ve komik oldu”

Kore uyarlamaları bize çok yakın ve bir sürü uyarlama da var. Bu film de bir uyarlama nasıl değerlendiriyorsun?

Cengiz Bozkurt: Dünya sinemasına hizmet veren Avrupa ve Amerika sineması dışında iki ülke bence var. Onlardan birisi biziz. Dizi sektörüne bolca tüm dünyaya hizmet veriyoruz. Aynı şekilde Koreliler de öyle. Korelilerin bizden daha iyi hikaye geliştirdiğini, senaristler ve senaryo konusunda bizden daha iyi olduklarını düşünüyorum. Daha orijinal fikirler ile gelebiliyorlar. Onun için bu adaptasyon seçilmiş olabilir.  Hikayeyi uyarladık ama hikayeyi gerçekten güncelleştirdik. Gerçek bir uyarlama bu. Türkiye’deki espri anlayışına uyarlanmış bir film.

Ferit Aktuğ: Film olduğu için orijinalini izledim ve beğendim. Güzel bir film ama bizim bunu daha iyi yapabileceğimizi, Türk kafasıyla daha değişik olacağını düşündüm. Öyle de oldu. Bence biz bir tık daha iyi çekmiş olabiliriz. Bizimki daha aksiyonlu ve komik oldu. Ben onların komiğini de beğeniyorum ama bizim komiğimiz de daha bizden bir komik oldu, daha halk ağzı bir komedi oldu.

Nurgül Yeşilçay: Ben orijinal filmi izledim. Bence bize gelen senaryo çok güzeldi. Ben Menekşe karakterini çok sevdim ve oradan iyi bir şey çıkacağını düşündüm. Oynayan arkadaşlar da her zaman oynamak istediğim oyunculardı zaten.

Onur Buldu: Kabul ettikten sonra filmi izledim. Ben öncesinde izlemek istemedim etkilenmemek için. Senaryoyu okuyup beğendikten sonra; bana teklif edilen rolü de beğendikten sonra filmi izledim. Büyük bir film olacağı senaryodan belliydi. Ve o büyük bir filmin parçası olmayı ben çok istemiştim kendi adıma.

“Karşıdaki gangsterleri izlemek için bir tavukçuyla kiralama anlaşması yapıyorlar”

Bizde ilk akla döner gelir, neden tavukçu açıyorsunuz?

Cengiz Bozkurt: Kore’de çok tavuk yeniliyormuş. Hani bizdeki dönerciye eş değer. Onun için de hikaye tavukçu üzerinden kurulmuş.

Bir de yapılan işte herhalde öyle başarılı oluyorsunuz ki bir an olsun gerçekten siz tavuk restoranının sahibine mi dönüşüyorsunuz? Tavuk lezzetinde mucize yaratıyormuşsunuz.

Cengiz Bozkurt: Evet evet. Zaten hikayenin bütün komedisi orada tavukçumuz tutuyor.

Yani bence çok absürt bir durum. Karşıdaki gangsterleri izlemek için bir tavukçuyla kiralama anlaşması yapıyorlar. Tavuk satmaya başlıyorlar. Ama müşteri falan gelsin istemiyorlar, tek amaçları onları izlemek.

Onur Buldu: Çok iyi gidiyor tavukçuda işler zaten orası çok absürt.

Nurgül Yeşilçay: Kuyruklar falan oluyor.

Onur Buldu: O sahnelere ben çok gülüyorum. Cengiz Ağabeyin o elinde tabakla kalıp herkesin tavuk peşinde olduğu…  

Nurgül Yeşilçay: Hadi bir an önce yakalayalım şu mafyayı da herkes bir işine gücüne baksınken, durum bambaşka bir hal alıyor.  

Sizlere rol nasıl geldi?

Cengiz Bozkurt: Ben başka bir proje çekerken yapım şirketimiz CJ ENM’le görüşmelerimiz oldu. Bir aksiyon komedi yapmak istediklerini ve Kore'nin yaptığı tüm araştırmalarda bunun bana çıktığını ve Kore'den benim önerildiğimi söylediler.

Nurgül Yeşilçay: Ben Cengiz'den sonra şekillendim büyük ihtimal. Yaş itibari ile falan olabilir.

Onur Buldu: Ben yönetmenimiz Bedran ile daha önce çalıştım. Birbirimizin ne yapıp ne yapamayacağımızı çok iyi biliyoruz. O da o rolde beni görmek istedi, bizim de öyle gelişti.

Ferit Aktuğ: Daha önce çalışıyor olmamızın ve ekibin etkisi vardır diye düşünüyorum.

“Dünya çapında aksiyon çektiğimizi düşünüyorum”

Sinemada seyircisi ile buluşacak olması beni çok heyecanlandırıyor artık sinema alışkanlığımızın geri gelmesi gerekiyor. Seyirciye filme çağırmak için neler söylemek istersiniz?

Onur Buldu: Çok evrensel bir konu aile olmak ve her ülkede karşılığı olan bir şey. Kan bağı değil ama değişik insanların bir araya gelip duygusal bağ kurup bir aile gibi hissetmesi çok evrensel bir konu bence. Bu duygudan dolayı da filmin seyirciyi yakalayabileceğini düşünüyorum.

Ferit Aktuğ: Ben çekilirken çok zevk aldım. Çok izlenen filmlerimizi düşündüğümüz zaman onların enerjisi ile çekildi. Ben komik olacağını hissediyorum. Ortada durum komedisi var, bu arada bir durum da var. Çok fazla tüyo vermeyelim. Seyirci sinemadan eğlenerek çıkacak ve “Ne güzel film çekmişler” diyecekler diye düşünüyorum. Ve bunlara artı bir de aksiyon komedi de var üstelik çok fazla görmediğimiz durum olduğu için sanki pastanın üzerine çilek gibi olacak. Bence çok hoşnut çıkacak insanlar filmden.

Cengiz Bozkurt: Seyirciyi tabi ki sinemaya çekmek istiyoruz. Tekrar seyircinin ayağını evindeki kanepeden doğrultup kaldırıp sinema salonlarıyla buluşturmak istiyoruz. Evinde yatarak sürekli dijital kanallardan film izleyen seyirciyi sinema salonuna çekmek istiyoruz. Asıl amacımız, hedefimiz bu tıpkı eski filmlerdeki, günlerdeki gibi. Sevgilinizi alın, çoluğunuzu çocuğunuzu alın ve sinemaya gelin diyoruz.

Nurgül Yeşilçay: Seyirci ağzından konuşmayı hiçbir zaman çok sevmiyorum. Ama şöyle çok sıcak bir film oldu. Bir de genç seyircinin aksiyon sahnelerini çok beğeneceğini düşünüyorum. Ben dünya çapında aksiyon çektiğimizi düşünüyorum. Ayrıca sinemaya gitme keyfini tekrar kazanmamız gerekiyor bence.

Genç seyirci dedin Nurgül, senin oğlan izler artık seni özellikle bu film dikkatini çeker mi?

Nurgül Yeşilçay: Beni hiç izlemiyor herhalde o başka bir şey. Benim oğlana söyledim “Aksiyon çekeceğim” Çok güldü “Yok artık anne ya” dedi. Oğlum valla aksiyon çekiyorum diyorum. İnanmıyor ki! İzletirsem inanacak. Z kuşağına böyle tanıtmak istiyorum kendimi ben de yaJ

Onur Buldu: Bence onları da yakalayacak bir film.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mutlu Hesapçı Arşivi