Bahattin Yücel

Bahattin Yücel

Perşembenin gelişi

“Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir” derler. Olacakları önceden kestirmek anlamında hayli etkili bir halk sözüdür. Son günlerde yaşadıklarımızı bu denli özlü anlatan, başka bir deyiş insanın aklına gelmiyor.
İktidar, ülkeyi ekonomide çok zor bir duruma soktu. İnsanlar yoksulluk yüzünden canlarına kıyıyorlar.
AKP-MHP ortaklığının izlediği politikanın doğal sonucu olarak, Türkiye Suriye başta Ortadoğu’da girdiği çıkmazdan kurtulamıyor..
ABD’deki Başkanlık seçimlerinin ardından, bu ülke ile ilişkilerde büyük sorunlar yaşandığı sır değil. AKP denge kurmak amacıyla Rusya ile yakınlaşmayı S-400 alımları ile en üst aşamaya getirmişken, rota birden bire ABD’ye çevriliyor. Milli Savunma Bakanı sistemin, Papandreu sonrası Yunanistan’ın yapmak zorunda kaldığı gibi Girit modeline benzer yöntemlerle, kullanılamayacağını açıklamakta sakınca görmüyor.
Daha önemlisi salgın sırasında hayatlarını hiçe sayarak mücadele eden, başta hekimler olmak üzere sağlık çalışanlarının sağladıkları dışında, kayda değer başarı da yok. Henüz aşılama işlemlerinde bilinmezlik sınırı tam olarak geçilebilmiş değil.
Oysa iktidar böylesine güçlükler yaşanan bir dönemde, oy oranları hızla düşerken uzlaşma ile destek aramak yerine, muhalefeti dışlayan yaklaşımlarla, onları etkisizleştirecek bir başarı hikayesi yaratmayı deniyor.
AKP ve küçük ama etkili ortağı bir anayasa tartışması başlatarak, gündemi belirlemekteki eski başarılarını yinelemek istiyorlar.
Muhalefet- Millet İttifakı, bu hamleyi boşa çıkarmak için “anayasayı şimdi değil seçimlerden sonra biz büyük bir uzlaşma ile değiştireceğiz” tavrını almak yerine, AKP’nin belirlediği başlıkları tartışmaya çalışıyor.
Tam bu sırada -geçtiğimiz- çarşamba günü büyük müjde verileceği açıklanıyor.
Bu kez halk sözündeki sıra öne çekilerek, çarşambanın gelişi, salı gününden belli oluyor. Gündemde artık Ay’a seyahat var. Yandaş medyada ilginç başlıklarla veriliyor müjde. Örneğin “Ay love you” gibi çok yaratıcı manşetler atılıyor.
Kamuoyu başta muhalefet, sahanın geniş kenarındaki tribünlerde tenis karşılaşması izleyen seyirciler gibi bir müjdeden bir başka müjdeye savrulurken acı haber geliyor.
Kuzey Irak’ta Gara adlı bölgede bir mağarada tutuldukları ifade edilen asker, polis ve istihbaratçılardan oluşan 13 yurttaşımız katlediliyor.
PKK’nın 5 yılı aşkın elinde tuttuğu görevlilerin yakınlarının, defalarca Meclis’e gelerek muhalefetten yardım istedikleri ortaya çıkıyor.
Daha üzücü olan ise CHP’nin bir genel başkan yardımcısının ailelerle birlikte yaptıkları, basın toplantısının medyada çok az yer bulabilmesi. Muhalefetin verdiği soru önergeleri ve genel görüşme taleplerinin, her defasında AKP ve MHP oylarıyla red edilmesi.
Önümüzdeki birkaç günlük süreçte; Gara’daki gelişmelerin gerçek oluş biçimi yerine, Millet ittifakını açıktan olmasa da destekleyen HDP’ye yüklenileceğini varsaymak hiç şaşırtıcı olmayacak.
Ancak hiçbir gündem mühendisliği çalışması, AKP-MHP ortaklığının, ekonomide ve dış politikadaki başarısızlıklarını seçmenlerin fark etmesi gerçeğini değiştiremeyecek.
Açlık yüzünden intihar edenlerin çoğaldığı, köylülerin traktörlerinin ellerinden alındığı, hayvanlarını yem alamadıkları için kesimhaneye gönderdikleri bir ülkede, başvurulacak hiç bir yöntem bu iktidarın ömrünü uzatmaya yetmez.
Perşembenin gelişi bu kez çok belli.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Bahattin Yücel Arşivi