Prof. Dr. Naci Görür: Marmara depremi için son evredeyiz

Prof. Dr. Naci Görür: Marmara depremi için son evredeyiz
17 Ağustos 1999 depreminin yıl dönümünde beklenen Marmara depremini değerlendiren Bilim Akademisi Üyesi Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, “Biz işin son evresine geldik” diyerek tehlikenin yaklaşmakta olduğunu söyledi.İstanbul’da...

17 Ağustos 1999 depreminin yıl dönümünde beklenen Marmara depremini değerlendiren Bilim Akademisi Üyesi Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, “Biz işin son evresine geldik” diyerek tehlikenin yaklaşmakta olduğunu söyledi.

İstanbul’da beklenen olası deprem hakkında konuşan Bilim Akademisi Üyesi Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul’da minimum 7.2, maksimum 7.6 büyüklüğünde bir depremin olacağını ve en çok Avrupa yakasının kıyı kesimlerinin etkileneceğini söyledi. Görür, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nce yapılan araştırma sonucunda 50 bin binanın tahribat göreceğini açıkladı.

Görür, acilen depreme karşı hazırlıklı olunması konusunda uyarıda bulunurken, 1999 depreminin daha dikkatli olmamız gerektiğini öğrettiğini söyledi ve olası Marmara depremi için zamanın azaldığını vurguladı.


“30 YILLIK ZAMANIN 23 SENESİ GEÇTİ”
Görür şöyle devam etti:
“Marmara’da beklenen depremin 1999 yılından itibaren her an olmak kaydıyla 30 sene içerisinde olma olasılığını yüzde 64 olduğu bilimsel olarak açıklandı. 1999’dan bu yana 23 sene geçti, yüzde 64 olasılık 2029’a kadar olduğuna göre, biz işin son evresine geldik. Marmara’nın altındaki Kuzey Anadolu’nun bir bölümü olan fay kırıldığı takdirde minimum 7.2, maksimum 7.6 büyüklüğünde deprem üretir.”

‘’Özellikle Büyükçekmece ve Küçükçekmece bölgesine dikkat çeken Prof. Görür özellikle Avrupa yakası, zemini göz önüne alırsak daha fazla hasar görür. Avrupa yakasında, Haliç’ten Marmara kıyılarından Silivri’ye kadar, Avcılar, Zeytinburnu, Tarihi Yarımada’da dahil, Büyükçekmece, Küçükçekmece önemli hasar alır. Anadolu yakası göreceli olarak zemin açısından biraz daha sağlam.’’

‘‘Hükümetin alelacele, eğer İstanbul’u konuşuyorsak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile iş birliği yaparak, halkı da işin içine alarak gerekli finans kaynaklarını oluşturarak, başka hiçbir ciddi projeye para sarf etmeyerek, sadece İstanbul’un hızla depreme hazırlanması lazım, aksi halde çok üzüleceğiz” diye konuştu.

EN AZ 320 BİN KİŞİ ÖLEBİLİR
Yer bilimci Görür sözlerini şöyle tamamladı: “Minimum 7.2 büyüklüğünde bir deprem olursa, can hasarı da büyük olabilir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı araştırmalarda, İstanbul’da çok büyük tahribat görecek bina sayısının 50 bin civarında olduğunu söylediler. Bu çok ağır hasar demektir. 50 bin binadan vazgeçelim, 10 bin binada sadece ölümlü vakanın olduğunu düşünelim. Geriye kalan 40 bin binada hiç insanın ölmediğini düşünelim. 10 bin bina için her binayı 4 katlı düşünelim, 40 bin kat eder. Her kata 2 daire koyarsak 80 bin daire yapar. Her daire 4 kişi koyarsak 320 bin insan doğrudan doğruya ölümle burun buruna demektir. Bu kadar minimize ettiğimiz halde durum bu. Dolayısıyla olabilecek can kaybını siz hesaplayın. Bu işin şakası yok” dedi.

AKUT BAŞKANI: BEKLEDİĞİMİZ BÜYÜKLÜKTE OLURSA HİÇBİR ZAMAN HAZIR OLMAYIZ
AKUT Genel Başkanı Recep Şalcı, “Bizim bir depreme hazır olmamız için yapmamız gereken ilk şey; yapı stoklarını yenilemek. Bu da kentsel dönüşümden geçiyor. Kentsel dönüşümü çok iyi planlayıp bir an önce işe başlamak gerekiyor. Beklenen İstanbul depremi eğer beklediğimiz büyüklükte olursa hiçbir zaman hazır olamayız” dedi.

17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 23’üncü yıl dönümü nedeniyle açıklamada bulunan AKUT Genel Başkanı Recep Şalcı, 2003’ten önceki binaların riskli olduğunu belirtti. 2003’ten önce yapılan binaların depreme dayanıklılık testinin yapılması gerektiğini ifade eden Şalcı, “Özellikle 2003- 2018 arasındakiler kısmen biraz daha güvenli’ ‘diye konuştu. Şalcı, ‘‘Biz yıllarca deprem sırasında ne yapacağımıza odaklandık. Deprem sırasında yapacaklarımız çok sınırlı ama depremden önce yapacaklarımız çok net ve belirli.’’ ifadesini kullandı.

HAZIR OLDUĞUMUZ SÖYLENEMEZ
Şalcı, İstanbul’da bir afet olursa en büyük sıkıntılardan bir tanesinin ulaşım ve tahliye olacağını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İstanbul dünyanın en büyük şehirlerinden bir tanesi. Nüfus yoğunluğu çok fazla ve Türkiye’nin buna hazırlanması 20 yıl sürer. 99 depreminden sonra 23 yıl geçti. Bunun çok iyi planlanması gerekiyor. Şu an baktığımız zaman herhalde en hazır olan yine kamu. Binaların güçlendirilmesi, yenilenmesi ve bu alanda çok hızlı çalışmalar yapıldı. En son geçen yıl yüzde 94’tü, bu yıl yüzde 96’ya ulaştı kamu binalarının yenilenmesi ve hazırlığı ayrıca buna köprü ve yollar da eklenmeye başlandı.’ ‘