Ayşe Naz Hazal Sezen

Ayşe Naz Hazal Sezen

PSİKO-VAMPİRLER- II

İnsanlar yaşantılarında maruz kaldıkları ya da hiç maruz kalmadıkları yüzünden psiko-vampirlere dönüşebilir.

Vampire dönüşmüş olmaları, onları saf kötüler haline getirmek için yeterli değil.

Psiko-vampirlerle ilişkide olan herkes de kurban değil.

Bu ilişkide kalmak için bağışçı olan insanlar da yok değil.


Duygusal olarak olgunlaşmamış bu vampirler, benlik saygısını ve değerli duyguları emerler.

Çoğu zaman çevresindekilerin ilgi ve desteğiyle hareket ediyor gibi görünseler de çözümden çok sempatiyle ilgilenirler.

Farklı Şahsiyette Psiko-vampirler

Her dönemin vampir efsaneleri farklı özellikler taşıdığı gibi psiko-vampirler de çeşitli şahsiyetlere sahiptir. Narsist psiko-vampirler, kurbanları zor bir durumla karşı karşıyken, üzgünken ya da başkasına ihtiyaç duyarken dahi dikkatlerini kendilerinden alamazlar. Empati kurmak bir yana, çoğu zaman karşılarındaki insanı duymayabilir ya da işitmeye gerek duymayacak kadar küçümseyebilirler. İşittiklerindeyse genellikle “Çok da önemli değil, en azından sen, benim uğraştığım problemlerle boğuşmuyorsun.” benzeri cümlelerle cevap verebilirler. Duygusal olarak olgunlaşmamış bu vampirler, benlik saygısını ve değerli duyguları emerler. Narsist bir vampire dönüşmeyi seçtiler mi yoksa dönüştürüldüler mi, bilinmez. Ancak yetersizlik duygularını doyurabilmek için karşısındakinin varlığını içtikçe içtikleri görülür.

Kurban psiko-vampirler ise mağdur rolünde sabitlenirler. Kendi sorumluluklarının yükünden çevredekileri suçlayarak sıyrılırlar. Hiçbir şey onların suçu değildir. Geçerli kanıtlar sunulduğunda dahi duygusal ve zihinsel çarpıtmalarla karşı tarafı suçlamayı başarabilirler. “Ben isterdim ama onlar bana olanak tanımadı. Onlar zamanında yapsaydı, ben de böyle davranmazdım.” gibi cümleler sıklıkla ağızlarından dökülür. Çoğu zaman çevresindekilerin ilgi ve desteğiyle hareket ediyor gibi görünseler de çözümden çok sempatiyle ilgilenirler. Karşındakinin ne önerdiği ya da nasıl destek olduğu mühim değildir; çözümlerin işe yaramasını engelleyecek bahaneleri hazırdır. Önemli olan aldıkları ilgiyi sabit tutabilmektir.

Dramatik psiko-vampirler her zaman duygusal bir krizin göbeğindedir. Yaşamlarında yolunda giden şeylerin güzelliğini aza indirecek ya da o durum hakkında şikâyet edecek bakış açıları bulmakta ustalaşmışlardır. Her şey bir facia hikayesine dönüştürebilir ve aynı hikâyeyi felaketleştirerek defalarca anlatabilirler. Yaşamlarında büyük felaketleri atlatmasına gerek olmayan bu vampirler, küçük ayrıntıları muazzam ağlatılara dönüştürme becerine sahiptirler. Tanıdığı kişiler tarafından yolda görülmemek, kahve sırasında fark edilmemek veya merhabalaşmamak bu vampirler için besin kaynağına dönüşebilir. Bu vampirlerin yakın çevresi sonlanmayan bir tragedyanın seyircisidir. Negatif duyguların içinden çıkamazlar.

Her zaman tek doğru davranış ya da cevap varmış hissettiren kontrolör psiko-vampirler, etrafındaki her şeyin kendi istedikleri gibi ilerlemesini talep ederler. Başkalarını kontrol ederek beslenen bu psiko-vampiler, insan davranışlarını yönlendirirken genellikle “sizin iyiliğiniz ya da çıkarınız için” savını kullanırlar. Manipülasyon becerileri kuvvetlidir.  Kurbanın ne yapılması gerektiğini, ne söyleneceğini, nasıl davranacağını yönetmeye çalışır; kim olduğunu kontrol etmek isterler. Kurbanın kimliğini kontrolör altında yitirip, kendinden ve duygularından uzaklaşmasını sağlayan psiko-vampir, kendi kimlik açlığını gidermeye çalışmaktadır.

Konuşmacı – sohbet kutusu psiko-vampirlerse mitolojik dünyanın romantik vampirleri gibi çoğu zaman albenili, ilgi çekici ve davetkardır. Onlarla konuşmak başlarda keyifli gelse de zaman içinde sadece kendi sorunlarından, hayatlarından, çevrelerindeki entrikalardan, kişisel tecrübelerinden bahsettikleri görülür. Monologları kısa bir anlığına diyaloğa dönüşürse replik sırasını beklemeden yeniden monologlarına dönmenin bir yolunu bulurlar. Karşısındaki konuşurken dahi kendilerinin ne söyleyeceklerini düşünürler. Dinliyor gibi görünürler, söylenenleri tekrar edebilirler; fakat genellikle anlam bağlamından kopmuştur. Süratle orijinal olana; yani kendi anlattıklarına dönülmesini isterler. Karşındaki insan, onu dinleyen, onaylayan ve değerli hissetmesini sağlayan sıradan bir izleyicidir. Görmezden gelinen bu izleyiciler vakit geçtikçe tükenmiş ve önemsiz hissedebilirler. Konuşmacı- sohbet kutusu psiko-vampirler kendi görülme ve duyulma ihtiyaçları giderilmediği için hayatta kalma yolu olarak bu duyguları emer.

Psiko-vampir Türleri

Suçlayan, eleştiren, kendi görüş, düşünce veya geleneklerini dayatarak hakimiyet kurmaya çalışan psiko-vampirler “saldırganlar”dır. Kurbanlarını duygu dalgası içinde bırakarak, ortaya çıkan her türlü enerjiden beslenirler. Acımasız ve kana susamış vampirler gibi kural tanımaz; açlıklarını gidermek saldırırlar. “Çöpçüler” ise başkalarının olumsuz duygularından beslenen, fitili ateşleyen, ilk taşı atan, ilk sözü taşıyan ancak anonim kalandır. Bir nevi kuklacı görevi alan bu tür, neden oldukları bahtsızlık gibi görünen olayların zevkiyle beslenir. Alelade görünen akbabalar” kitlesel dramlarla susuzluklarını giderirler. Cenazeler, olumsuz olaylar, doğal afetler ve facialar sırasında duyguların yükselmesi için olayları kışkırtırlar.* Kendi çıkarları ve yaşamlarını anlamlandırabilmek için başkalarına bağımlı olan psiko-vampir türü “yeri doldurulamazlar” kurbanlarını sevgiye boğarak emerler. Onlar unutulmaz, en değerliler veya sorgulamaz olanlardır. Çoğunlukla ebeveynler ya da partnerler olarak belirirler; en yakındaki gizil psiko-vampirlerdir.

Kurban mı, bağışçı mı?

            İnsanlar yaşantılarında maruz kaldıkları ya da hiç maruz kalmadıkları yüzünden psiko-vampirlere dönüşebilir. Vampire dönüşmüş olmaları, onları saf kötüler haline getirmek için yeterli değil. Psiko-vampirlerle ilişkide olan herkes de kurban değil. Bu ilişkide kalmak için bağışçı olan insanlar da yok değil.

Bir tarafın sömürülmesine dayanan ilişki içindeki psiko-vampirler, çeşitli isimlerle anılabilir, farklı kategorilere ayrıştırılabilir veya tek bir sıfat altında bütünlenebilir. Hülasa, ismi fark etmeksizin, bir başkasının duygularını emerek sürdürülen bu münasebet sıhhatsizdir. Sağlıksız ilişki içinden çıkmak isteyen kurbanın besin olmaktan kurtulabilmesi ise sınırlara bağlıdır. Belirsizlikten yararlanan psiko-vampirlerle araya sınır çizmek ya da sınırları netleştirmek gerekir. Duygusal vampir olarak adlandırılmalarının bir sebebi sınırları zorlayarak duygusal dengesizlik yaratmalarıdır. Sınır belirlemek oldukça güç olmakla birlikte bu sınırların beden ve ruh sağlığını korumak için olduğunu hatırlamak yardımcı olabilir. Kendinden emin duruş, net sınırlar, hayır diyebilmek, gerektiğinde geri çekilebilmek, kişisellikten uzak kalmak ve öz değerimizi hatırlamak kurban ya da bağışçı olmamız fark etmeksizin, sömürüye dayalı bu ilişki içinden çıkabilmenin ehemmiyetli hamleleri olacaktır.

*Bu türdeki psiko-vampirler sosyal medyanın denetimsizliğinden ve bilgi kirliliğinden rahatlıkla yararlanabildiklerinden sıklıkla bu mecralarda karşımıza çıkıyorlar.-

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ayşe Naz Hazal Sezen Arşivi