İskender Özturanlı

İskender Özturanlı

Rantiye Kapitalizmi ve yeni yoksullaşma

Zamanında sağlam bir sosyalist pratikten seneler içinde dizginsiz bir liberalizme geçen Çetin Altan, Türkiye’de ekonominin gelişmemesinin hatta ülkenin geri kalmasının en büyük nedeninin, toprakların, arazilerin yüzde yetmişinin Hazine’nin elinde olması olduğunu sık sık söylerdi. Bir adım daha ileri giderek siyasetin bizim gibi geri kalmış ülkelerde hâlâ cerbeze taşımasının nedeni de bu mülkiyet yapısına hükmetme ve toplumu buradan yönetme olduğunu ifade ederdi.
Bu piyasacı ütopik görüşün bugün ne denli yanlışlığa düştüğünü bilmem bugün söylemeye gerek var mı? Bu toplumun insanına otuz yıl piyasa her şeydir, özel sektör verimli, akil ve çeviktir, devlet hantaldır, kamu sağlıksızdır, toplum diye bir şey kalmamıştır, diye üfürülen düzenin ekonomik ve sosyal gerçekliği yoktur.
Bu söylem dar gelirliden emekçilere, tarım kesiminden küçük üreticilere, esnaftan günübirlikçilere ve güvencesiz sınıflara, bir sermaye birikimi imkanı olmayan herkesi daha fazla yoksullaştıran, ehlîleştirilmiş ve düzene aidiyet duygusu getirmiştir.
Biriken sermayenin sadece kendisine hayrı olduğu anlaşıldığında iş işten geçmiş oluyordu zaten.
Türkiye gibi ülkelerde sanayi, tarımsal sanayi ya da teknolojiye hizmet eden küresel ve bölgesel bir hizmet sektörü ağırlıklı kalkınma olamadığı için, sermaye birikimi sıkıntılı süreç içerisinde gelişti.
Bu yüzden bu ülkede rant da eşitsizlik de adaletsizlik de gelir ağırlıklı bir tartışmanın odağında değil servet ağırlıklı bir tartışmanın odağında olmak durumundadır.
Kentleşme ve betona ağırlıklı sermaye birikimi insanlar için değil sistemin sahiplerinin daha fazla birikim sahibi olması içindir.
Şehirleri ve şehirlerde oluşan muazzam karşı artıkdeğeri anlamdan ve bu yapay birikimi çözmeden toplum adına yeniden dengelemeden, ülkenin hiçbir ekonomik sorununa neşter vurulamaz
Şehirlerin bayındır hale gelmesi insan toplumlarının yararına olmamıştır, toplumsal yararın yerine kârın öncelendiği hiçbir model insan toplumunu düşünmez, hukuksal anlamda mükemmel altyapı içinde kurulmuş olsa metropoliten hale gelmiş bu yeni sömürünün doğasını anlayamaz.
Harvey şöyle der: ”Sermaye sıradan insanların yaşaması için değil insanların ve kurumların yatırım yapması için şehirler inşa ediyor.
İnsanların bu şehirlerin inşasına gönüllü katılımı yoksullaşmaya gönüllü arzularını istismar ederek borçlanmaları ile oyuna katılmalarını sağlıyor.
“Avrupa İstatistik Ofisi’nin (Eurostat) son verilerine göre son bir yılda yüzde 32’lik artışla konut fiyatlarının en fazla arttığı ülke Türkiye. Son bir yıl içerisinde kira artışında da yine Türkiye ilk sırada.(BirGün)
Öte yandan BETAM’ın araştırmasına göre sahibinden.com veri havuzunu kullanılarak hazırladığı haziran raporunda geçen yılın mayıs ayına göre ülke genelinde ortalama satılık konut ilan metrekare (m2) fiyatlarının yıllık yüzde 40 oranında artarak 3 bin 919 TL olduğu belirtildi.
Türkiye’de çimento sektörü her yıl yaklaşık yüzde otuz büyüyor.
Bu üzerinde durulması gereken ciddi bir veri.
Bu büyük bir kentsel eşitsizliğin çan sesleri, alarm zilleridir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İskender Özturanlı Arşivi