“Rock müziği sonuna kadar yaşamaya devam edeceğiz”

İlk albümü “Arınma” ile kulaklarda ‘kökünden rock’ ile yer edinen Gökhan Başaran, kısa bir süre önce yayınladığı “Çok Zaman Önceydi”nin ardından yeni şarkısı “Anla”yla karşımızda. Yine gitarların hakimiyetini ön planda olduğunu söylemeye gerek görmediğimiz şarkının ‘bonusu’ klavyeler ve sanatçının sözlerle ahenkli vokali olmuş. Başaran’ın yeni projelerinin tüyosu da söyleşiye dahil…

İsmi gitarla müsemma bir müzisyen olan Gökhan Başaran’ı ilk olarak 2013 yılında yayınladığı “Arınma” albümüyle dinlemiştik. Harbi rock’a sapından bağlı, artistlik ağızla yazarsak ‘timeless’ bir albümdü. “Arınma” çıktığı zaman, malumunuz ülkece direnişte olduğumuz için, albümü ‘gölgeye’ kendi ellerimizle bırakmıştık. Ama sorun değil. Zira Gökhan Başaran kısa bir süre önce kendisini hatırlattığı “Çok Zaman Önceydi” teklisinin ardından arayı soğutmadan yeni teklisi “Anla” ile yeniden aramızda. Söz ve müziği Başaran’a ait şarkı karmaşık bir ilişkide sessizliği tercih eden bir tarafın yarattığı ‘çıkışsızlığı’ anlatıyor. Yine gitarların hakimiyetini ön planda olduğunu söylemeye gerek görmediğimiz şarkının ‘bonusu’ klavyelerin de dahli ve sanatçının sözlerle ahenkli vokali olmuş. “Anla”dan çok öncesine gittiğimiz söyleşide sanatçının yeni projelerinin de yolda olduğunun müjdesini vererek sözü kendisine bırakalım…

İlk EP’niz “Arınma”nın da öncesine giderek başlamak istiyorum. Müzik ve müzik dışında neler yapıyordunuz?

Çocukluğumdan bu zamana hayatımı gözden geçirdiğim bir soru oldu bu. Aslında hayatım hep müzik üzerine kurulmuş gibi ama ortaokul ve lise yıllarımda sporla da ilgilendim. Ortaokulda kickboks, futbol; lise yılarında da basketbol oynadım. Lise zamanlarında müzik çok aktif hale gelmişti. İmkânları ve sosyal hayatı çok sınırlı olan küçük bir şehirde doğdum. Organizasyonunu kendimin yaptığı konserler veriyordum. Yapmak istediğim her şey için savaşlar verdim. Daha sonrasında da konservatuar hayatı başladı.

“Arınma”nın yayınlanmasının üzerinden 9 yıl geçmiş. Bana göre zamanın ötesinde bir çalışmaydı. Zira rock piyasasının en kafası karışık dönemlerinden biriydi ve “Arınma” “saf rock” diye tanımlayabileceğim bir albümdü. Nasıl geri dönüşler aldınız? Dinleyici nasıl yaklaştı size? Sonrasında neler oldu? Neler yaptınız?

“Arınma” benim için çok özel bir albüm. Duygularımı insanlarla paylaştığım ilk tecrübem. Bana eşsiz mutluluklar ve hisler yaşattı. Sound olarak çok güçlü gitar tonları ve sololar var. Bu albümde çok özel insanlarla çalıştım. Bunlar birisi de geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz muhteşem bir müzisyen olan İsmail Soyberk. Bana bıraktığı bu eşsiz hatırayı sonsuza kadar saygıyla hatırlayacağım. Bu albümü çıkardığım dönem tepkiler, geri dönüşler çok güzeldi. Ulusal müzik kanallarında kliplerim yayınlanıyordu, radyolarda çalıyordu ama maalesef Gezi olaylarına denk gelmişti ve sonrasında planladığım her şey değişti. Ben aynı zamanda eğitim sektöründe çalışıyorum müzik öğretmeni olarak. Kendimi uzun bir süre bu alana yönelttim.

Şimdi ise “Anla” ile tekrar dinleyici karşısındasınız. Şarkıda sizin tüm parçalarınızda olduğu gibi gitarların “tahakkümü” var diyelim. Enstrümanın sesinizin önüne geçeceğini düşündüğünüz oluyor mu? Ya da şarkıdaki diğer öğeleri geri planda bırakacağı…

O kadar küçüktüm ki gitara aşık olduğumda; isminin gitar olduğunu dahi bilmiyordum. İlk gördüğüm an bütün hayatımı ele geçirdi resmen. Şimdi ise benim bedenimden bir parça gibi. Bu yüzden dünyadaki bütün seslerin önüne geçse hayır demem (gülüyor). Söz ve müziği bana ait olan şarkılarda gitar sound’undan asla ödün vermiyorum. “Parmak İzi” isminde ayrıca bir gitarist projem var. Aynı altyapı üzerine kendi ruhlarını ve tarzlarını attıkları sololarla yansıttıkları bir proje. Türkiye’nin önde gelen gitaristleriyle yaptığım bu projeye başlama amacım gitar ve gitar sound’unu yeni yeni insanların keşfetmesini sağlamak. Bütün dijital platformlardan ulaşabilirler.

“Anla” için şu açıklamayı yapıyorsunuz: “İlişkideki beklentilerin artması ve bu duygunun tek taraflı olması her iki taraf için de yıpratıcı ve yorucu. Bu ruh hali değişimlerini sound’la birlikte vurgulamaya çalıştım.” Buna ben de katılıyorum. İnişler, çıkışlar tam yerinde olmuş. Sesinizi ona göre kullanmışsınız. Bu da şarkının bütünlüğünü sonuna kadar götürüyor. Kısaca üzerinde epey kafa patlatmışsınız. Katılır mısınız bu görüşüme?

Evet, tam da söylediğiniz gibi katılıyorum. “Anla” yapım aşamasında çok fazla değişim yaşadı. İlk halini Cemre Kabaş’la düzenledik. Daha sonra ben kendi tarzımda bir düzenleme yapıp kıymetli dostum Burak Ertetik’e gönderdim davullarını çalsın diye. O çaldıktan sonra şarkı bambaşka bir sound’a dönüştü ve üzerine en son Fırat Çavaş’ın sihirli elleri değdi. Dediğiniz gibi baya sancılı ve üzerinde epey düşündüğümüz bir eser oldu. Klibi de, yine benden desteğini hiçbir zaman esirgemeyen kıymetli dostum Fırat Çavaş çekti.

Sırada neler var? Konser, yeni şarkı…

Eylül ayına çıkarmayı düşündüğüm yeni şarkım hazır. Birkaç tane akustik versiyon şarkı yapmayı planlıyorum ve birkaç tane de düet... Konserler için çok güzel bir ekiple çalışmaya başladım. Repertuarımız hazır ve çalışmalara devam ediyoruz. Çok yakın zamanda sahnelerde yerimizi alacağız ve rock müziği sonuna kadar yaşamaya devam edeceğiz. Bu bitmeyen bir döngü olması için çalışmaya, üretmeye sonuna kadar devam edeceğim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Burak Soyer Arşivi