Salgın ve eğitimi yeniden tasarlamak

  1. sınıfa giden kızım, salgının başladığı günden bu yana kendini kafesteki bir kuş gibi ya da dışarıya hiç çıkamayan bir köpek gibi hissettiğini söylüyor. Uzun süredir evde olan çocuklar, okuldan, sokaktan, parklardan ve arkadaşlarından uzakta. Bu süreç zaten haklarına erişimde çeşitli zorluklarla karşılaşan çocukları daha derinden etkiledi, yaşanan ihlallere yenilerini ekledi.
    Çocuklar için okuldan uzak kalmanın tek anlamı, akademik kayıpları kapsamıyor elbette. Okul, çocukların sosyal ve duygusal gelişimini yaşadığı bir yer aynı zamanda. Salgın, okulun sosyal, duygusal gelişimdeki önemli yerini çok net bir şekilde gösterdi. Öte yandan bugüne kadar pek farkında olunmasa da okulun çocuk koruma sisteminin çok önemli bir parçası olduğu da fark edildi. Beslenmeden, sağlık takibine, ihmal ve istismarın tespit edilmesi ve müdahalesine kadar pek çok açıdan okulun önemli bir rolü var. Yani eğitimin uzaktan yapılması okulun üstlendiği pek çok rolün zayıflaması demek. Okuldan uzak kalmak, uzaktan eğitime erişebilse de erişemese de tüm çocukları farklı şekillerde etkiledi.
    Eşitsizlik derinleşiyor
    2020 sona eriyor. 2021’in neler getireceğini ise bilemiyoruz. Ama bildiğimiz çok önemli bir şey var; Türkiye’de ve dünyada eğitim sistemlerinin kırılganlığı ve tüm çocukların eğitim hakkının güvence altında olmadığı daha görünür oldu. Eğitime erişimdeki eşitsizlikler, alınan tüm tedbirlere ve uygulamalara rağmen özel önlem gereken çocuklar için derinleşti. Dünya Bankası uzmanlarının PISA (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) 2018 verilerini kullanarak yaptığı hesaplamaya göre, Türkiye’de en yoksul sosyoekonomik dilimde yer alan öğrenciler, en varlıklı sosyoekonomik dilimde yer alan öğrencilerin yaklaşık 2 okul yılı gerisinde. Bu fark, COVID-19 nedeniyle okulların kapanmasına bağlı olarak yüzde 9 oranında artabilecek.
    Krizi önleyici ve krize dayanıklı eğitim sistemi şart
    Eğitim hakkının güvence altında olmasına yönelik riskler önümüzdeki yıllarda azalacak gibi görünmüyor. Eğitim Reformu Girişimi’nin hazırladığı Eğitim İzleme Raporu 2020’nin, “Öğrenciler ve Eğitime Erişim” bölümünde vurguladığı gibi, bilim insanları, iklim krizine karşı acil harekete geçilmez ve tüm sistemler (eğitim, gıda, ulaşım, sağlık, kentleşme, vb.) krizi önleyici ve krize dayanıklı hale getirilmezse, içinde bulunduğumuz pandemi benzeri süreçleri tekrar tekrar ve her seferinde çok daha şiddetli yaşayacağımızı söylüyorlar.
    Bu yüzden eğitimi tüm bunları düşünerek planlamak gerekiyor. Öğrenciler arasında halihazırda var olan öğrenme uçurumunun derinleşmemesi için uzaktan eğitimin verimliliğinin geliştirilmesi ve nüfusun tüm katmanlarına ulaştırılması çok önemli. Ama mesele sadece uzaktan eğitim de değil. Salgın sürecinin gösterdikleriyle birlikte okulu, eğitim tasarımlarını yeniden düşünmek ve hatta yeniden tasarlamak gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Umay Aktaş Arşivi