ŞAMPİYONA YAKIŞMADI!

ŞAMPİYONA YAKIŞMADI!
Adı her ne kadar ‘UEFA Kupası son 16 turu’ olsa da Başakşehir dün gece­ki rövanş maçına “Türkiye’nin şam­piyonu” olarak çıktı. Rakip Kopengah da Danimarka’da ‘şeklen’ şampiyon­luk mücadelesi verse de lig liderini...

Adı her ne kadar ‘UEFA Kupası son 16 turu’ olsa da Başakşehir dün gece­ki rövanş maçına “Türkiye’nin şam­piyonu” olarak çıktı. Rakip Kopengah da Danimarka’da ‘şeklen’ şampiyon­luk mücadelesi verse de lig liderini öyle fazla sıkıştıramamış!

Aslında Başakşehir hocası Okan Buruk Galatasaray günlerinden ‘kupa maçının nasıl oynanacağını’ gayet iyi bilir. Kupada bazen evde alınmış 0-0 beraberlik bile iyidir; çünkü deplas­manda 1 gol attığınız anda rakip 2 gol bulmak zorunda kalır. Kaldı ki Başak­şehir buraya 1-0’lık avantajla gelmiş! Şayet şampiyonluk rehavetindeki Başakşehirli futbolcular bu 1-0’ın ne anlama geldiğini bilseydi böyle ‘kişi­liksiz’ bir oyun oynamazdı! Düşünün; İstanbul’dan Kopenhag’a 1-0’la gel­diyseniz maç sizin aleyhinize 0-1 olsa bile panik yapılacak bir durum yok­tur; hatta 2-0’da bile! Neden? Çünkü rakip 2-0’da işi bitirdiğini düşünlerken o arada bulunacak 1 gol ev sahibini paniğe sevk eder. Kupa maçı oyna­mak, yetenek kadar ‘sağlam psikoloji’ ister!

Maçın oynandığı Parken Stadı’nda 2000 yılında Fatih Terim’le birlikte UEFA Kupası kaldıran ‘futbolcu’ Okan Buruk ‘teknik direktör’ olarak çıktığı sınavda futbolculuğundaki hırsını sergileyemedi. Şayet Okan Buruk bu maçı İstanbul’da kafasında oynamış olsaydı oyuncularını ‘ilk golü bulma­ya’ yollardı. Ama Kopenhag takımının ilk golü de o kadar erken geldi ki Da­nimarka temsilcisinin strese girmesi­ne fırsat kalmadı.

Aslında Başakşehir’in iyi bir oyuncu kadrosu var. Şayet 3 tane Başakşehir maçını statta canlı izlerseniz sahaya çıkan 11’i (10 yıl sonra bile) ezbere sayabilirsiniz! Keza kulübede de Elia ve Daniel Aleksiç gibi silahları var. Ancak kim olursa olsun Başakşehir’in anahtar ismi Edin Visca. Aslında iyiliğine çok iyi oyuncu; ama onun da ortası yok! Visca kötüyken o kadar ruhsuz oynuyor ki, etrafındaki hiçbir oyuncu ondan pozitif elektrik ala­mıyor! Visca “Ben bu maçı alırım” deseydi emin olun ki Demba Ba da başka oynardı, Crivelli de! Keza İrfan Can Kahveci… Avrupa’ya transferi konuşuluyor; ama Avrupa’da oynaya­bilmek için bu tarz maçlarda oyuna daha fazla etki etmek gerekiyor.

Başakşehir bu maçı orta sahası­nın etkisizliği yüzünden kaybetti. Ne Mahmut Tekdemir ne Mehmet Topal ne de İrfan Can savunmayla hücum arasındaki bağlantıyı kuramadı. İlginçtir; geçmişte Fenerbahçe’nin bir Avrupa Kupası maçında yaptırdığı penaltıyla Fenerbahçe'yi yakan Meh­met Topal bu sefer de Başakşehir’in umutlarını söndürdü. Nasıl ki Meh­met Topal’ın hem Galatasaray hem Fenerbahçe hem de Başakşehir’de şampiyonluk yaşadığını söylüyoruz, onun bu maçtaki acemiliklerini de söyleyeceğiz; alınmasın, gücenmesin!

Başakşehir’in bu gece bir UEFA Kupası maçına “Türkiye’nin şampiyo­nu” olarak çıktığını söyledik. Kadroda çok değişiklik olur mu bilemeyiz; ama aşağı yukarı bu kadroyla Başakşehir kısa bir süre sonra Şampiyonlar Ligi maçlarına çıkacak. Okan Buruk da farkındadır mutlaka, Şampiyonlar Ligi takımlarıyla UEFA Kupası takım­ları arasındaki güç dengesi o kadar arttı ki, azıcık zayıf bir takım yakala­yan güçlü takımlar rakibini 6’lık 7’lik etmekten çekinmiyorlar! Başakşehir takımı yaşlı oyunculardan kurulu bir takım olsa da uzun lig maratonun­da pek sakatlık yaşamıyor. Bu da Okan Buruk’un takımına iyi ve doğru idman verdiğini gösteriyor. Tamam; doğru idman da önemli ama… Ba­şakşehir Şampiyonlar Ligi’ni de ‘bu kafayla’ oynamaya kalkarsa o demin bahsettiğimiz 6’lık 7’lik olma işini sık sık yaşayacak! Okan Buruk beni iyi tanır… Ama benden çok Fatih Terim’i tanır… Bana inanmıyorsa o ‘6’lık 7’lik olma işini’ Fatih Terim’e sorsun. Beni Sinyor Terim de doğrulayacaktır!

Başakşehir buraya o kadar avantajlı gelmişti ve Kopenhag o kadar Başak­şehir muadili bir takım ki; şayet turla dönselerdi asla şaşırmayacaktım. Ama sanırım sıkıntı şu: Başakşehir bu turu geçip tarihe adını altın harfler­le yazdırabilseydi bir sonraki turda Manchester United-Lask Linz maçının galibiyle oynayacaktı. Oradan yüzde 90 Manchester’ın geleceğini düşü­nen Başakşehirli futbolcular “Bizim bu seneki yolculuğumuz buraya kadar” diye düşünmüş olabilir. Şayet öyleyse bunu Başakşehir’in ‘kupa çömezi’ futbolcusuna yakıştırırım; ama Okan Buruk’a asla! Çünkü Okan Buruk Türk takımlarının Şampiyonlar Ligi macerasının ‘Manchesterler’i devirerek’ olduğunu gayet iyi bilir!