Fatma Acar Ünlü

Fatma Acar Ünlü

SEÇİM EKONOMİSİ İÇERİSİNDEYİZ

Ben, ülkemizi uzaktan izleyen biri olsam “Bu ülkede ne kadar sık seçim yapılıyor, ne kadar demokratik” diye düşünürüm sanırım. Yerel seçimler, genel seçimler, Cumhurbaşkanlığı seçimi derken 2001'den 2018'e kadar 11 yıl içinde 11 seçim yapmışız.

Seçim demek diken üzerinde oturmak demektir. Bu kadar sık seçim yapmamız toplum olarak sürekli olarak diken üzerinde oturduğumuzu gösteriyor.  Seçim süreçlerinin yarattığı belirsizliklere ek olarak seçim ortamlarının yarattığı gerilim de ayrı bir sorun.  Bir de vatandaşın kendini hazırladığı seçim tarihi belli iken yok erken seçim yok baskın seçim gündemden düşmüyorsa … Vay memleketin haline vay vatandaşın haline gerim gerim geriliyoruz.

Seçim Ekonomisi Nedir?

Seçim ekonomisi; siyasal iktidarın gelecek seçimlerde yeniden iktidara gelebilmek için ekonominin araçlarını bu amaçla kullanması ve yönlendirmesi olarak tanımlanabilir. Memur maaş zamları, emekli maaşlarının artırılması, asgari ücretin yükseltilmesi, tarımsal destekler, vergi oranlarının düşürülmesi, vergi cezalarının affedilmesi, vergi ödemelerinin ertelenmesi maliye politikasının seçim ekonomisine alet edilmesinin temel araçlarını oluşturuyor. Yüksek enflasyona karşın faizlerin artırılmaması (bizde uygulama tersi), kredi genişlemesini teşvik edici uygulamalar, para arzının artırılması gibi uygulamalar da para politikasının seçim ekonomisinin emrine girdiğinin kanıtını oluşturan gelişmeler olarak sınıflandırılmaktadır.

Seçim ekonomisi dünyanın her yanında az ya da çok uygulanan bir yaklaşımdır. Bu uygulamalar demokrasinin geliştiği, şeffaflığın, hesap verilebilirliğin arttığı ekonomilerde düşük düzeyde kalırken, demokrasinin fazla gelişmediği, şeffaflığın, hesap verilebilirliğin azaldığı ekonomilerde oldukça fazla yer tutmaktadır. 

Geniş anlamda seçim politikalarını iktidar partisinin, seçim döneminde yeniden seçilebilme olasılığını maksimize etmek amacıyla, ekonomik ve politik avantajlar sağlamak üzere, ekonomiyi para ve maliye politikaları araçları ile uyararak, makroekonomik değişkenler üzerinde kısa ve uzun dönemde çevrimsel etkiler yaratması olarak tanımlayabiliriz.

Yeniden seçilme temel motivasyonu ile hareket eden siyasal partiler, program ve hedeflerine uygun politikalar formüle etmek ve bunun sonucunda gösterdikleri yüksek performans ile seçim kazanmak yerine, seçimleri kazanmak için politika formüle eder.

Bu durumda iktidar, sosyal fayda fonksiyonunu maksimize etmek yerine, oy fonksiyonunu maksimize etme güdüsü ile hareket eder. Buradan hareketle, makroekonomik çevrimlerin, hükümet politikaları ile yakından ilişkili olduğu ve makroekonomik politikaların da politik güçlerin etkisinde olduğu söylenebilir.

İktidar, yeniden seçilebilme ihtimalini maksimize etmek amacıyla, para arzı, kamu harcamaları gibi para ve maliye politikası araçlarını kullanır. Oy maksimizasyonu güdüsü ile hareket eden iktidar, seçimler yaklaşırken uygulayacağı genişletici, seçimlerden sonra daraltıcı ekonomi politikalarının sonucu; enflasyon, işsizlik ve büyüme oranı gibi makro ekonomik değişkenlerde dengesizliğe neden olmaktadır.

İktisat politikalarındaki genişlemeci para ve maliye politikaları ekonominin temel dengelerini bozmaktadır.

Ekonomik büyüme iç talep çekişli (tüketim harcamaları ile) bir büyümedir.  Bu durum zaten hızlı olan enflasyonu daha da körüklemektedir.  İç talebe yaslanan hızlı büyüme aynı zamanda ithalatı hızlandırıp, dış dengeyi bozmuş durumdadır. 

FATURA SEÇİM SONUNDA ÇIKACAK

4 Eylül 2022’de açıklanan Orta vadeli program OVP’de yer alan gerçekleşme tahminiyle birlikte 2022 bütçesine ilişkin olarak son bir revize daha yapılmış, buna göre bütçe açığı %65,66 artışla 278,4 milyar liradan 461,2 milyar liraya çıkmış durumdadır. Seçime yönelik yeni önlemlerin daha çok harcama ağırlıklı olduğunu dünürsek, 2023 yılı bütçe açığının önemli bir boyuta ulaşma olasılığı yüksektir.

Enflasyon nedeniyle artan kamu harcamaların yanı sıra 2022 harcamalarına ilişkin OVP’deki genel tahmini incelediğimizde son çeyrekte; Faiz harcamalarının ve Cari harcamaların önemli bir tutarda artmaya devam edeceği gözükmektedir.

Açığı büyüten enerji faturasının çok artmasıdır. Bu nedenle de önümüzdeki dönemde, tüm dünya ile birlikte bilhassa elektrik, doğal gaz ve belki de akaryakıt alımlarında hane halkına, işletmelere ve çiftçilere destek anlamında kamusal sübvansiyonların arttığı bir süreci yaşama olasılığının gittikçe yükseldiğini söyleyebilmek mümkündür.

Ülkemizdeki seçim ekonomisi uygulamaları, büyümeye yönelik tahminlerin revize edilmesine neden olmaktadır. Kredi kuruluşları dünyada küçülmeye, Türkiye’de ise büyümeye vurgu yapmaktadır.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye'ye yönelik bu yılki büyüme tahminini %4,5'ten %5,2'ye, Küresel büyüme tahminini ise %2,9'dan %2,4'e çekmiştir. Tıpkı bazı ekonomi politikalarında ve kararlarda olduğu gibi büyümede de dünya ile ayrışmış durumdayız.

Ekonomik büyüme performansında “tüketim harcamaları” öne çıkıyorsa bunun sürdürülebilir bir büyüme modeli olduğunu söylemek mümkün değildir. Enflasyonist ortamda tüketim yavaşladığında büyüme de yavaşlar ve yüksek enflasyon, yüksek kur, yüksek CDS, finansal kırılganlığı ve finansal riskleri tetikler.

Türkiye’nin makro ekonomik verilerindeki bozulma ve artan kur riski, kredi kuruluşlarının olumsuz değerlendirmeleri, fiyatlar üzerindeki gerilimi daha da artırmaktadır. Dolar/TL kurunda önemli seviyeleri yaşamaktayız. Önümüzdeki aylarda kurda daha yüksek oynaklık izleyebiliriz. Finansal kırılganlığın oldukça yüksek olduğu böyle bir ortamda yatırımcıların paniklemesi de normaldir.

Seçim ekonomisi giderek hızlanacak ve hükümetin açıklayacağı paketler ile bütçeye ciddi yük binecektir. Hükümet piyasaya para pompalayacak, bu sayede tüketimin tırmandırdığı yüksek büyüme ile seçime girilecek ve maalesef tüm fatura seçim sonrasına aktarılacaktır.

Gerilimin seçim sonrasında azalmasını ümit etsek bile sonuçta kim kazanırsa kazansın maalesef hepimizi oldukça zor bir süreç beklemektedir.  Esas önemli olan ise seçim sonrasında atılacak ekonomik ve siyasi adımlar olacaktır.

Dikkat ! “üçüz açık” ile seçim ekonomisi içerisindeyiz .. Geçmiş olsun .. Ülkemiz için hayırlısı olsun ..

KAYNAKLAR:

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatma Acar Ünlü Arşivi