Hüseyin Tapınç

Hüseyin Tapınç

SEÇİM

Çok uzak bir geçmişte değil, bundan yaklaşık bir buçuk ay kadar önce seçmenlerin algı ve değerlendirmelerinde önemli bir dönüşüm yaşanmaya başlamıştı ve bunun sonucunda da Türkiye’de siyasi yapı alt üst olmuş ve siyasetçiler arasındaki güç dengeleri bozulmuştu. Mart ayının ortaları, yakın siyasi tarihin önemli kırılma anlarına tanıklık ediyordu.
Bu dönem içinde ülkede yaşanan ekonomik kriz, pandemiden öte artık siyasi bir kimlik kazanıyor, ekonomik sorunların kökeninde mevcut iktidar görülüyor ve ülke sorunlarının çözümü için akla ilk gelen isim olan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan yerini muhalefet liderlerine bırakıyordu. Üstüne üstlük seçmenlerin mevcut yönetim biçimine duydukları güven de kurulduğu ilk günden bu yana en düşük seviyelerden birisine iniyordu.
Seçmenlerin algısının değişiminde ve farklı siyasi tercihlerde bulunmalarının gerisinde iki ana temel gelişme yer alıyor.
Birincisi, kuşkusuz ki, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum ve bu durumun seçmenler üzerindeki etkileri. Pandemi öncesinde başlayan ekonomik kriz COVID 19 ile beraber daha yoğun bir şiddette hissedilmeye başlandı ve enflasyon, borçlarını ödeyememe ve işsizlik endişeleri seçmen üzerinde ciddi baskılar oluşturdu. Seçmenlerdeki hakim duygu uzun süredir çaresizlik.
İkinci önemli gelişme kuşkusuz ki pandemi yönetimi ile alakalı. Seçmenler çok uzun bir süreden beri Hükümet’in COVID 19 karşısında aldığı önlemleri başarılı bulmuyor, Sağlık Bakanı Koca kamuoyu nezdindeki güveni yitirdi ve Bakanlık tarafından açıklanan rakamlar kamuoyuna güven telkin etmiyor, hatta tam tersine, güvensizliği perçinliyor. Hükümet’in aşılama politikası da negatif algıları besliyor. Kamuoyunda pandeminin ne zaman biteceğine dair yapılan değerlendirmeler, bu senenin başından beri artık en az önümüzdeki 13 aya işaret ediyor.
Bu iki önemli gelişme dışında Hükümet’in kamuoyuna rağmen İstanbul Sözleşmesi ve Kanal İstanbul hakkında aldığı kararlar, seçmenlerin iktidar ile ilgili değerlendirmelerine damga vurmaya devam ediyor. Bu konular unutulmadı, seçmenlerin zihninde taptaze duruyorlar. Üstelik işin ilginç yanı Hükümet de bu konuları taze tutmak için elinden geleni yapıyor. Bu iki konuya bir de kısmi kapanma süresi boyunca uygulanması beklenen içki yasakları eklendi.
 Tüm bu gelişmeler sonucunda seçmenlerin erken seçim ile ilgili değerlendirmelerinde de önemli değişimler gözlenmeye başladı.
Bundan tam bir sene önce metropol illerinde yaşayan seçmenlerin üçte ikisi erken genel seçim fikrine karşı dururken, bugün baktığımızda erken seçimi destekleyenlerin ve karşı olanların oranı artık birbirine eşit (yüzde 45). Erken seçim fikrine destek verenlerin oranı hızlı bir şekilde yükseliyor. Erken seçim destekleyicileri özellikle kadınlar ve 35 yaş üstü seçmenler.
Hükümet her ne kadar seçimlerin takvimlenen zamanda yapılacağını belirtse de erken seçim taraftarlarının bir baskı grubu oluşturacak büyüklüğe erişip erişmeyeceğini önümüzdeki haftalarda göreceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hüseyin Tapınç Arşivi

Ayna

21 Mart 2024 Perşembe 07:00