Nur Erdem Özeren

Nur Erdem Özeren

Sertifika çılgınlığı

Hayatımız hızla dijitalleşti. Eğitim ve çalışma hayatı içinde dijitalin yeri iyice arttı. Çalışma hayatında hibrit yöntemleri hem konuşmaya hem uygulamaya geçmiş olsak da, eğitimde durum pek de öyle olmadı. Bu durum, online alınan eğitimlerin sayısını ve kalitesini çok etkiledi.
Online eğitim yapmak da, etkinlik yapmak da çok kolay. Mekan ayarlama, yemek organizasyonu, ulaşım, otopark, karşılama, mekanın görsellerle donatılması, ses – ışık – sahne hazırlanması… Bunların hiçbiri gerekmiyor, birkaç görsel, bir platform, bir de konuşmacı, işlem tamam. Dolayısıyla eğitim ve etkinliklere “katılım” da kolaylaştı. Bu durumda herkes etkinlik yapmaya başladı, herkes eğitim adı altında bir şeyler veriyor. Ve en önemlisi de sonunda verilen “Sertifika”lar!
Gençlerde ve eğitim dünyasında özellikle öğretmenler arasında bir Sertifika fetişizmi ve çılgınlığı var. Bunun sebebi, sertifikaya sahip olunca iş bulmanın kolaylaşacağı düşüncesi. Öğretmenler özel okullara ve “proje” okullara girebilmek için “belge” topluyorlar. Sadece imza atmak için girilen etkinlikler, sonunda sınav ya da herhangi bir eleme yapmadan verilen “sertifika”lar. Buna alışınca öğretmenler, sonunda sınavla alınan belgelerde ise şaşkınlık içinde.
Benzer durum lise ve üniversite öğrencileri için de geçerli. “Bir günde 6 konuşmacı, 9 Sertifika!” Gençler katıldıkları etkinlikler sonrası aldıkları belgelerin onları işe daha kolay sokacağını düşünüyor. Herkes katılım belgesi, başarı belgesi, sertifika dağıtıyor. Asıl satan da bu, sonunda belge verilmeyen etkinliğe gelinmiyor.
Bir de buna, çok ünlü ve alanında başarılı uzmanlar da bazen istemeden bazen bilerek alet oluyor, üzücü durumlardan biri de bu. Ama asıl mesele, bazen soruluyor, belgeyi veren kurum neresi? Üniversite! Üniversite veriyorsa belge geçerlidir, başkası verirse değildir. Üniversiteler de % 30 – 50 arası pay verdiğinizde herhangi bir kontrol yapmadan eğitiminizi Sürekli Eğitim Merkezi üzerinden onaylayıveriyor.
Gençler! İş dünyası artık sizin dört yıl ve 2.000 saat civarı ders aldığınız üniversite diplomanızın bile geçerliliğini, faydasını, size kattıklarını sorguluyorken, 1 saatlik ya da 1 günlük bir etkinliğin işinize yarayabileceğini nasıl düşünüyorsunuz? Tamam, konuyla ilginizin olduğunu kanıtlayabilir bir alanda etkinliklere katılmak ama sadece katıldığınız için aldığınız belgelerle sizi işe alacak şirketten de hayır beklemeyin.
Önemli olan öğrenmek, önemli olan öğrendiğinizi göstermek, önemli olan öğrendiğinizi bir yerde kullanmak. Yoksa herkes biliyor o “belge”lerin herkese sorgusuz sualsiz dağıtıldığını. Belge toplamaya çalışmayı bırakın, zamanınızı verimli kullanın, gerçekten işinize yarayacak eğitim programlarına katılıp öğrendiklerinizi uygulayabileceğiniz çalışmalar yapın. Yüzeysel eğitim ve etkinliklerle zaman kaybetmeyin, ya da zaman ayıracaksanız da bunu belge için değil öğrenmek için yapın. Yolunuz açık olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Nur Erdem Özeren Arşivi