“Sesimizi kesmezsek tecavüz edecekler”

“Beni yere yatırdılar ve bir polis postalını sırtıma bastırdı. Karnımı tekmeledi, ellerimi bağladı, beni kollarımdan kaldırıp, bir minibüsün içine attı.” Geçen hafta başkent Tahran’ın merkezinde gözaltına alınan 51 yaşındaki Meryem, İran güvenlik güçlerinin kendisini gözaltına aldığı anı böyle anlatıyor. Ahlak polisi tarafından, başörtüsü kurallarını ihlal ettiği iddiasıyla 13 Eylül’de gözaltına alınan 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin üç gün sonra hayatını kaybetmesinin ardından İran’da gösteriler devam ediyor. Genelde kadınların başını çektiği, zorunlu başörtüsü kurallarına karşı çıkan eylemler, kısa sürede İslam Cumhuriyeti ve rejimin kendisine muhalif protestolara dönüştü. 80’den fazla kentte çatışmalar çıktı.

‘ACIMASIZ’ TUTUKLAMALAR

BBC Türkçe’nin haberine göre, gerçek adı açıklanmayan Meryem, “Durum o videolarda gördüklerinizden çok daha kötü. Komutanlardan birini askerlere acımasız olma emri verirken duydum. Kadın görevliler de en az bu kadar kötü. Bir tanesi bana tokat atıp, İsrail ajanı ve fahişe olduğumu söyledi” diyor. BBC, üst düzey güvenlik güçlerinin, “protestoculara acımama ve onlara ateş etme” emri verdikleri” videolar gördü. BBC’nin teyit ettiği videolarda ayrıca güvenlik güçlerinin eylemcilere gerçek mermilerle ateş açması ve yakalayabildiklerini tutuklamaları da görülüyor. Protestolardaki ölü sayısı her geçen gün artarken, yetkililer eylemlerin başından bu yana tutuklananların sayısını pek paylaşmadı. Ancak kuzeydeki Mazandaran bölgesinin başsavcısı, eylemlerin ilk 10 gününde en az 450 eylemcinin tutuklandığını söyledi. İnsan hakları örgütlerine göreyse, ülke genelinde binlerce eylemci daha gözaltına alındı. İran’daki büyük bir kentten genç protestocu Sam, “Bir güvenlik görevlisini itip kaçmaya çalıştım ama hemen sonra bir ikincisi ve üçüncüsü geldi. Birkaç saniye sonra 15 güvenlik görevlisi beni acımasızca dövüyordu” dedi. BBC Farsça’nın teyit ettiği birçok fotoğraf ve videoda, Tahran’ın kuzeyindeki kötü şöhretli Evin Hapishanesi’nin önünde uzun kuyruklar görülüyor. Tutuklanan eylemcilerin aileleri, kayıp ya da gözaltındaki yakınlarından haber almak ya da şartlı salıverilmeleri için belge getirmeleri istendiğinden bekliyor.

TECAVÜZLE TEHDİT ETTİLER

Meryem, “Küçük bir polis karakoluna götürüldük. Bu kadar çok kişinin işlemini yapmaya hazır değillerdi. Ben de dahil en az 60 kadını küçük bir odaya doldurdular. Yan yana duruyorduk, oturamıyor, hareket edemiyorduk. Tuvaleti kullanamayacağımızı ve acıkırsak da kendi dışkımızı yememizi söylediler. Neredeyse bir gün geçtikten sonra, odanın içinde bağırdık ve durumu protesto ettik. Sessiz olmazsak bize tecavüz edecekleri tehdidinde bulundular.” İran’ın güneyindeki kentlerden birinde tutuklanan bir kadın eylemci de kadın güvenlik görevlilerinin bile mahkumları tecavüzle tehdit ettiğini anlattı. Feriştah (gerçek ismi değil) “Gözetim merkezinde bizi kayıt altına alan görevli adımı sordu ve bana fahişe dedi. Şikayet ettiğimde de, devam edersem kardeşlerinden birini (erkek gardiyanlar) üzerime salacağını söyledi” diyor. Tahran’daki büyük bir gözetim merkezinde tutulan Behzad da “Küçük bir odada 80 kişiden fazlasını tuttular. Acıdan öfke içindeydik. Sabah bir yargıç geldi ve bizimle buluştu. Suçlamaları düşürdüler ve gençlerin çoğunu serbest bıraktılar.” Tahran’da iki gün boyunca gözaltında tutulan bir eylemci ise “düşmanlığa” karşın, gözaltındaki gençlerin “morallerini yüksek tutmaya çalıştığını” söylüyor ve ekliyor: “25 yaşın altındaki eylemcilerle birlikteydim. Bazıları 25’inden ufaktı. Bazılarının yüzünde kan vardı ama gülümsüyor, sohbet ediyor, şakalaşıyorlardı. Biri de benden gülümsememi istedi ve haklı olduğumuz için muzaffer olduğumuzu söyledi.”

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top