“Sinan Ateş cinayetinde bir el ortaya çıkması için bir el karartmak için uğraşıyor”

“Sinan Ateş cinayetinde bir el ortaya çıkması için bir el karartmak için uğraşıyor”
SEDA İNCİRKUŞEski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetinin soruşturma sürecini değerlendiren eski savcı Bülent Yücetürk, “Olay öyle bir noktaya geldi ki Ankara Adliyesinde herkes bu evraktan kaçar hale geldi” dedi....

SEDA İNCİRKUŞ

Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetinin soruşturma sürecini değerlendiren eski savcı Bülent Yücetürk, “Olay öyle bir noktaya geldi ki Ankara Adliyesinde herkes bu evraktan kaçar hale geldi” dedi. Sinan Ateş cinayetine ilişkin olarak yürütülen soruşturmada ikinci bir savcı görevlendirirken, dosya milliyetçi kesime yakınlığıyla bilinen Başsavcı vekili Durdu Özer’in koordinatörlüğüne verildi. Soruşturmayı başından itibaren takip eden savcı ise izne ayrıldı. Yücetürk, KRT TV ve Bidebunuizle ortak yayınında Yavuz Oğhan’a yaptığı açıklamada, “Böyle bir soruşturmayı yürüten savcı, olayın bu kadar kritik noktasında izne ayrılmaz,” dedi, Ankara Adliyesinde yaşananları anlattı. Yücetürk’ün açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“BİR EL DEMİRBAŞ’TAN ÖTEYE GİTMESİNİ İSTEMİYOR”
“Otopsiyi yapan savcı, soruşturmayı yürütmekle görevlidir. Nöbetçi savcı, uzlaştırma bürosunda görevli bir savcı. Aslında söylüyor, ‘Bu evrak organize suç örgütü işi, bizim işimiz değil.’ Burada başsavcı, ‘Sen devam et’ demiş. Bu olayda bir el, olayın Tolgahan Demirbaş’tan öteye gitmesini istemiyor. Savcı, Tolgahan Demirbaş’ın tekrar gözaltına alınması ve mevcutlu olarak getirilmesini talep ettiğinde bir müdahale olduğu anlaşılıyor. Muhtemelen, savcı buna direniyor, savcıya diyorlar ki ‘Sen bu adamı serbest bırak.’ O da muhtemelen ‘Hayır, ben bunu yapmam’ diyor. ‘Sen yapmayacaksan yapacak başka savcı var, sen izne ayrıl’ diyorlar. Yeni atanan başsavcı vekili, Demirbaş’ın ifadesini alıyor ve serbest bırakıyor.

“TESADÜF OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM”
Bu başsavcı vekili milliyetçi olarak bilinen bir arkadaştır. Bunun tesadüf olduğunu düşünmüyorum. Biraz cesur bir arkadaştır, muhtemelen ‘Ben yaparım’ demiştir. Olay öyle bir noktaya geldi ki Ankara Adliyesinde herkes bu evraktan kaçar hale geldi.

FAİLİ MEÇHUL KALMASINI İSTEMEYENLER
Benim anladığım yapılmak istenen şey, bu soruşturmanın bu kişiler arasında sınırlı kalması. Emniyetin içerisinde çok ciddi bir ülkücü milliyetçi yapılanma var. Anlaşılıyor ki o yapılanmanın bir kısım unsurları, bu cinayetin faili meçhul kalmasına izin vermiyorlar ve çalışıyorlar. Bazı gazetecilerin elindeki bilgiler savcıdan önce o gazetecilere geliyor. Öyle bilgiler ortaya attılar ki savcılık o bilgiler ortaya atıldıktan birkaç gün sonra vakıf oldu.”