SONSUZA KADAR AKLANDI…

Elbette Maçı yazacağız ama önce altını çizmemiz üstünü süslememiz, yanına kenarına köşesine yıldızlar, alkışlar, balonlar, çiçekler koymamız gereken gelişmeler var. Hanımlar beyler Fenerbahçe Bir Kere Daha ve Sonsuza Kadar Aklandı, ya kumpasçılar, İşbirlikçiler, Muhbirler?

3 Temmuz Kumpasıyla Fenerbahçe’yi ele geçirmeye çalışan kumpasçılar, onlara destek vermek için her türlü ahlaksızlığa soyunan işbirlikçi iftiracılar hukuktan bir darbe daha yedi. Fenerbahçe, 10 yıllık onurlu mücadelesiyle bir kere daha galip geldi. Yargıtay 5. Ceza Dairesi, vicdanlarda tertemiz olan Fenerbahçe’nin, hukuk önünde de tertemiz olduğunu bir kere daha perçinledi.

Artık “onlar” düşünsün. Bu işi sadece Fetullahçılara yıkıp kurtuluruz zannedenler fena yanılıyor. Kumpasçılar kadar yardakçılar, işbirlikçi sözde gazeteciler, muhbir kulüp yöneticileri, her gün kupür kesip UEFA’ya taşıyan sözde futbol adamı haysiyetsizler artık sadece utanmakla kurtulamayacaklar.

Şimdi hesap zamanı.

Şimdi Fenerbahçe Hesap Soracak, Kumpasçılar ve Yardakçıları Hesap Verecek.

Teknik direktör yokmuş, ligde liderle fark açılmış, takım kötü oynuyormuş… Bunlar fani işler, gelir geçer. Aslolan Fenerbahçe’nin haysiyet ve şeref mücadelesini kazanmasıdır. Kutlu olsun.

Afyon maçına gelirsek; Elbette iki takım arasında sıklet farkı var ama artık bu farklara pek takılan yok. Misal iki gündür Denizli’de yüzler gülüyor. Afyonlu oyuncularda da “biz niye yapmayalım” havası vardı. Fenerbahçe gençler, yedekler ve sakatlıktan dönenlerle çıktı sahaya. Herkes kendini gösterme, gol atma hevesine kapılıp basit oynamayı unutunca kısır bir 90 dakika oldu.

Tamamen kapanan Afyon'u açacak oyun planı olmayan, bireysel yeteneklere bel bağlayan bir Fenerbahçe vardı sahada.

O yetenekler de kalabalık defans arasında kayboldu gitti.

Uzatmalara Afyon'un nefesinin yetmeyeceği belliydi. Önce penaltı geldi,

sonra gerisi…

Tribünün muhalefet şerhi; BEKLEDİK, BEKLİYORUZ, BEKLEYECEĞİZ / İbrahim CAN

Açıkçası Afyon maçının pek bir önemi yok. Yenilsek kötüydü tabi, dün Galatasaraylı kardeşlerle bu kadar dalga geçmişken. Ama ortada hoca bile yokken takımı eleştirmek zor. Mesele başka…

Arkadaşlar araştırmış, Ali Koç'un 3,5 yıllık başkanlık süresince yaklaşık 330 gün teknik direktörsüz kalmış Fenerbahçe. Yani neredeyse 1 yıl, başkanlığının üçte biri teknik direktör arayarak/bekleyerek geçmiş. Bu süreçte takımın başarısız olması sürpriz mi gerçekten? Hala da bekliyoruz kim gelecek diye. Yazık oluyor bu kadroya. Ben inanarak söylüyorum, bu kadro iyi bir hocayla ligi üst sıralarda bitirebilir ve konfederasyon kupasında bir sürpriz yapabilir.

Neyse asıl önemli olan Fenerbahçemiz bu hafta resmi olarak aklandı. Artık UEFA kapılarında ağlayanlar düşünsün. “Ne şikesi kardeşim, memleket elden gidiyor” lafını sanırım ömür boyu unutmayacağız. Yargıtay kararından sonra bir kez daha 'Öyleyse bağırın ulan Fenerbahçe çok yaşa diye’…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ümit Sezgin Arşivi