Ayşe Naz Hazal Sezen

Ayşe Naz Hazal Sezen

Sosyal Sermaye: Sosyal Medya (1)

Sosyal medya, Alice’ın gerçek hayatın içinde rahatsızlık duyduğu sorunları çözümlemek yerine beyaz tavşanın peşinden giderek fantastik bir dünyaya adım atması gibidir. Deneyimlemeye mecbur olunan inişli çıkışlı gerçek hayattaki yaşantılar yerine harikalar diyarına geçişin anahtarıdır. Geçici olarak rahatlama sağlayan bu kaçış, uzun vadede gerçek ile sanal olanın karışmasına neden olabilir. Reel dünyanın sağırlığına karşı sanal dünyanın çığırtkanlığı, bireyin görünür olma arzusunu perçinleyerek asosyal bir sosyalleşme biçimine bağımlı olmanın yolunu açar.

Sosyal medyanın bağımlığa dönüştüğü noktalarda reel sosyal ilişkilerin sekteye uğraması bireyin yalnızlaşmasına neden olarak yeniden sosyal medyaya sığınmasına yol açar ve bu süreç zamanla kısır döngü halini alır. Evde tek başına oturan kişinin, kendi yaşadığı apartmanda komşularına dahi sesini duyuramazken, düşüncelerini sosyal medya aracılığıyla paylaşarak dünya çapında konuşulur hale gelmesi veya beğeni yağmuruna tutulması benzeri olmayacak bir psikolojik deneyimdir. Bu tarz yüksek haz içeren deneyimler beyindeki kimyasalları da aktif hale getirir ve ödül merkezinin uyarılmasını sağlar. Bu kimyasal aktivite de sosyal medyaya bağımlılık nedenlerinden birine dönüşerek, kullanımı azaltmaya yönelik eylemleri zorlaştırır

En arifane tabirle insan “sosyal bir canlı” olarak tanımlanır. Yaşamını devam ettirebilmek için maksatlı iletişime geçmeli ve diğerleriyle iş birliği kurmalıdır. İnsan kendi tarihi boyunca çeşitli iletişim yöntemlerini keşfederken, modernleştirdiği dünya ve gelişen teknoloji sayesinde iletişime yeni boyutlar kazandırmaya da devam ediyor. Bu boyutların en nev ve en tartışmalılarından biri olan sosyal medya ise gündelik hayatlarımızın sıradan bir parçası haline gelmiş durumda. Sosyal medyanın “sosyal” kısmı birbirleriyle etkileşim halindeki bireylerden, “medya” kısmı ise bu etkileşimleri mümkün kılan mecralardan adını almaktadır. Gelişen teknolojinin sunduğu kullanım kolaylığı, sosyal arzuların tatminini sağlayan dijital mecralar ile buluştuğunda, sosyal medya platformlarının geleneksel iletişim araçlarına kıyasla insanların hayatına daha hızlı girmesi ve ayrılmaz bir parçası haline gelmesi oldukça beklenen sonuçtur. Özellikle pandemi döneminde yaşandığı gibi sosyalleşme ihtiyaçlarının yeteri kadar karşılanmadığı dönemlerde sosyal medya rahatlıkla iletişim yapılarımızı yeniden şekillendirmeye elverişli araç halini alabilir.

Sosyal medya neden ilgi çekici?

Foucault insanların psikolojik mükemmel ideallerine ulaşma arzusuyla bedenlerini, zihinlerini ve davranışlarını manipüle edebildiklerinden bahseder ve bunların derin düşünme (meditasyon), günlük tutma gibi öz-teknik etkinliklerle gerçekleştirilebileceğini vurgular. Günümüzün sosyal medya sürecini takip etmeye başladığımızda ekseriyetle bireylerin kendini ifade etmek, kimliğini oluşturmak adına öz kaynakları yerine yapay olan dış olanaklardan yararlanmaya başladığı görülebilir. Bu dış kaynakların kullanımı sosyal yatırımı arttırabildiği ve kişisel gelişime destek olabildiği kadar öngörülemez yıkımlara da neden olmaktadır.

Sosyal sermaye artırımı

            Sosyal medyanın, klasik iletişim araçları karşısında başlıca albenisi kullanıcısına göre özelleşebilmesidir. Kullanıcı kendi içeriklerini oluşturmak ve kendi seçtiklerini takip etmek konusunda özgürdür. Haber almak, gündemi takip etmek için planlı haber saatlerini beklemesi gerekmez ve istediği zaman, istediği kaynaktan haber alma bağımsızlığa sahip olur. Tek bir yayına yahut kaynağa bağlı kalmama avantajı, bireyin kendi bulunduğu çevresi dışında evrensel bir bağlılık ve topluluk olma duygusunu geliştirmesine yardımcı olabilir. Sosyal medya sayesinde bir şehirde ya da bir ülkede başlayan protestoların dünya geneline yayıldığı örnekler incelendiğinde, aynı mekânda birleşemeyen insanların aynı düşünce çevresinde evrensel bir aidiyetlikle hareket ettiğini görmek mümkündür. Evrensel aidiyet kapsamında toprak sınırları, din, dil, ırk, cinsiyet gibi ayırıcı ve ötekileştirici tüm önyargı sıfatları kaybolabilmekte ve bütün kullanıcılara eşit iletişime geçme şansı sunulmaktadır. Mekândan bağımsız genişleyen bu sınırlar sosyal canlı olan insan için sosyal sermayeyi arttırmak anlamına gelir. Ayrıyeten, toplulukların bir araya gelerek iletişime geçmesine olanak sağlayabilen sosyal medyanın yüzü kişiselleştiğinde ise bireyin gündelik yaşam keşmekeşine de çeşitli rahatlama imkanları sunar.

            Gündelik hayatın içinde sosyalleşmek herkes için eşit derecede kolay bir eylem değildir, ancak herkesin ihtiyacıdır. Bazı insanlar için yanlış anlaşılmadan, doğru kelimelerle, toplumsal baskıya maruz kalmadan ve dışlanma korkusu olmadan kendini ifade etmek zor bir durum alabilir. Sosyal medya mecraları anonim olma imkânı içinde bireye sosyalleşme fırsatı sunar haldedir. Anonim olma imkânının sağladığı özgürlük bireyin dış dünyaya karşı korku ve çekincelerinin azalmasına yardımcı olabilir. Nihayetinde bu özgürlüğün sağladığı rahatlığın sosyal medya kullanımını bağımlılığa dönüştürmesi ve reel dünya ile bağlarının zayıflamasına neden olması da beklenir.

Kimlik inşasına destek mi, yıkım mı?

            Anonimlik imkânı beraberinde sosyal medya mecraları bireye olmadığı ancak olmak istediği ideal kimliği takdim etme, eksiklik hislerini yatıştırma ve nasıl algılanacakları hususunda dış dünyayı manipüle etme olanağı da sunar. Uzun vakit harcaması gerekmeden, stres yaşamadan, derinlik kurmaya çabalamadan sosyal kimlik inşasına destek veren sosyal medya, kimliğin temellerinin eksik atılmasına da neden olur. Dış ve iç dünyada yaşanabilecek orta derecede bir sarsıntının, temelleri sağlamlaştırılmamış benliği yıkıma götürmesi de kaçınılmaz olacaktır. Dijital mecraların içine doğan kuşaklarda ergenlik döneminde artan intiharların etkili nedenlerinden biri olarak da sosyal medya karşımıza çıkar. Kimliğin oluşumunda müdahaleci bir unsur olarak devreye giren sosyal medya, sanal inşa edilmiş, henüz temelleri sağlamlaşmamış, derinleşip köklenmesine yeterli zaman ve imkân sunulmamış benliklere korucuyu destek yerine yıkım olabilmektedir.

            Kimliğin inşasına müdahalede bulunabilen sosyal medya mecraları aynı zamanda kimliğin hızla değişimin de kolaylaşmasına katkı sağlar. Dış dünyada yeni bir kimlik oluşturmak, değişimi sağlamak yıllar, hatta ömür alan bir süreç iken sosyal medya üzerinden oluşturulan kimliklerin geçicilik imkânı sanal bir özgürlüğü çekici hale getirir. Ancak bu geçiciliğin çekiciliği, bireyin köklenememesine, anlam oluşturamamasına ve aidiyet hissinin baltalanmasına neden olur. Sanal sunulan sosyal aidiyet hissinin sosyal medya dünyası tarafından onaylanması kimliğin bütünleşmesinde yeterli olmaz. Bireyin reel dünya ile kurabildiği bağlar aidiyet hissinin pekiştirenidir. Sosyal medyanın bağımlığa dönüştüğü noktalarda reel sosyal ilişkilerin sekteye uğraması bireyin yalnızlaşmasına neden olarak yeniden sosyal medyaya sığınmasına yol açar ve bu süreç zamanla kısır döngü halini alır.

Bağımlılık döngüsüne ilk adım

Diğer yandan evde tek başına oturan kişinin, kendi yaşadığı apartmanda komşularına dahi sesini duyuramazken, düşüncelerini sosyal medya aracılığıyla paylaşarak dünya çapında konuşulur hale gelmesi veya beğeni yağmuruna tutulması benzeri olmayacak bir psikolojik deneyimdir. Bu tarz yüksek haz içeren deneyimler beyindeki kimyasalları da aktif hale getirir ve ödül merkezinin uyarılmasını sağlar. Bu kimyasal aktivite de sosyal medyaya bağımlılık nedenlerinden birine dönüşerek, kullanımı azaltmaya yönelik eylemleri zorlaştırır.

Sosyal medya, Alice’ın gerçek hayatın içinde rahatsızlık duyduğu sorunları çözümlemek yerine beyaz tavşanın peşinden giderek fantastik bir dünyaya adım atması gibidir. Deneyimlemeye mecbur olunan inişli çıkışlı gerçek hayattaki yaşantılar yerine harikalar diyarına geçişin anahtarıdır. Geçici olarak rahatlama sağlayan bu kaçış uzun vadede gerçek ile sanal olanın karışmasına neden olabilir.

Reel dünyanın sağırlığına karşı sanal dünyanın çığırtkanlığı, bireyin görünür olma arzusunu perçinleyerek asosyal bir sosyalleşme biçimine bağımlı olmanın yolunu açar.

(Devam edecek…)

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ayşe Naz Hazal Sezen Arşivi