ŞU 2021 YILI…

Geçen yıl bu vakitler 2020 yılı için ‘unutulmaz bir yıl oldu’ diye yazmışım. Gelen gideni aratıyor, ekonomik sıkıntıları biriktiren bir yılmış 2020 yılı. 2021 ise salgınla birlikte umutsuzluk çemberinin içinde dar alanda top çeviren karıncalara döndüğümüz yıl oldu (Kafka’yı anmadan olmaz)…

Türkiye, cumhuriyet tarihinde ilk kez ‘açlık’ sorununu iliklerine kadar hissetti. Gıda ürünlerinin fiyatları can yakıcı şekilde arttı. Diptekiler zaten unutulmuştu, bu kitleye orta sınıftan katılımlar çoğaldı. İşsizlik, yoksulluk istatistikleri, dövizin artışında beynimizi delen çarpan tablosu, doğanın ve kentlerin bitmeyen talanı, skandal ifşalar, hırsızlık ve yolsuzluklar…
2021’nin bir adı da ‘istatistik cehennemi’ oldu. Sayılardan nefret eder hale geldik.
Türkiye’yi 20 yıldır yönetenlerin yalan ve dolanına ortak edildi sayılar. Sayıların bir garip yorumlanıp halkın her yönden fakirleşmesiyle adeta alay edildi 2021 yılında.
2021 yılına damga vuran olaylar ansiklopedi olur desek yeridir; günü geçtik, saatlerle takip edemedik haber fırtınasını…

SEDAT PEKER’İN İFŞALARI
Türkiye İşçi Partisi’nin araştırmacı gazeteciler eliyle kitaplaştırdığı DUVAR’ ı okumadan bu yılı derli toplu anlamanız biraz zor. Gerçi Sedat Peker, 40 yaş üstünü devre dışı bırakmış ama anlattıklarıyla yediden yetmişe herkesin ağzını açık bıraktı diyebiliriz.
Peker, bir dönem kol kola olduğu kişileri karanlık labirent içinde bıraksa da DUVAR hesaplaşma belgesi olarak elimizin altında duruyor.
O duvarın yıkılması şüphesiz halkımızın elinde. Geçelim diğer konulara…

DOLARIN KADAR KONUŞ!
“Dolarla mı alıyorsunuz maaşınızı?”… Bu söz 2020 yılına ait, 2021’e kadar yuvarlandı geldi. 2022’de de koskoca ülkeyi acayip bir tekerleğin içine sokacak. Bu yıl da herkesin gözü dolarda olacak. Gizli faizler doların arkasına saklandı. Yüzde 80’i asgari ücretle, düşük emekli maaşıyla yaşayan halkımız da aldığı parayı döviz üzerinden hesaplayacak.
İktidar, köprüleri yolları dövize endeksli inşa edip geçiş parasını da dolar üzerinden hesaplarken, milleti de elin parasına alıştırdı. Tüketime endekslenen hayatın dolarsız hesabının yapılmadığı gün yok gibi.

SİYASETİN HALİ
Medyanın neredeyse yüzde 90’ı kontrol altında. Satmayan gazeteleri, izlenmeyen televizyonları, onları kurtarmaya yetmiyor. Toplumun nefes aldığı sosyal medyanın üzerinde kara bulutlar dolaştırıyorlar.
‘Geliyor gelmekte olan’ diyerek halkı duraklarda beklemeye alıştıran muhalefetin hala toplumun büyük çoğunluğunda kararsızlığa yol açması da biraz garip. Anketlerde iktidar partilerine yüzde 30 dolayında oy çıkması sizi bilmiyorum ama beni şaşırtıyor. Bazı sokak röportajlarında ‘dış güçler, CHP yüzünden kriz çıkıyor’ laflarını duymamız, yurdum insanının korkunç bir yalan çemberinin içine alındığını gösteriyor. Siyaset için 2021 kutuplaşmanın zirve yaptığı yıl oldu diyebiliriz.

YEŞİL KALKINMA DEVRİMİ SAFSATASI
Manşetlerin kralıyla(!) bu bölüme başlayayım. “Ciğerlerimiz yandı” … Ülkemiz geçen yıl sellerle orman yangınlarıyla boğuştu. Doğusuna alışmıştık ama sel bu kez Karadeniz’in Batısını vurdu. Sınırlarına tecavüz edilen dereler onlarca can aldı, dere yataklarına depolanan tomruklar köy ve kasabalara füze gibi daldı.
Akdeniz ve Ege ormanları yangınla kavruldu. İlk kez orman yangınları hasarı, ülke tarımını sarsacak şekilde büyük zarara yol açtı. Uçak olmadığı için yangınlara müdahalede geç kalındı.
Tamamlanmayan devrimler ülkesinde 2021 yılında bir de ‘Yeşil Kalkınma Devrimi’miz oldu. Ormanlar korunacak, yanan alanlar ağaçlandırılacak derken, ormanların talana açılması için Meclisten yasa geçirdiler.
Böylece 2021 yılı da ‘unutulmazlar’ arasına eklendi.

GAZOZ OLMAK
Halkın unutulmaz kahramanı ise kara yağız bir genç oldu. Evet… Bu yılın adamı kim derseniz; ben METE GAZOZ derim. Sinir sisteminin tam kontrolü gerektiren okçuluk sporunu yapan bu delikanlının, yürüdüğü zorlu yolu nasıl olimpiyat madalyasıyla taçlandırdığına tanık olduk.
Her işimizin ‘gazoz’ olduğu yılda, Mete Gazoz efsane oldu.
Zorlu yılda sessiz sedasız gerçekleşen çok başarı öyküsü vardır şüphesiz. Bu gençlere ve umutsuzlara yaşamak ağır gelirse Ahmet Arif’in ‘Anadolu’ şiirini okumalarını tavsiye ederim. Şiirin son dizesiyle 2021’e nokta koyayım:
“Bir umudum sende; anlıyor musun…”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cengiz Erdil Arşivi