Bahattin Yücel

Bahattin Yücel

Suriye ile ilişkiler

AKP 1950’den bu yana işbaşına gelen hükumetlerin, görev sürelerini iki kat aşan bir süredir iktidarda. 21. kuruluş yılını kutluyor.

Ekonomi başta hemen her alandaki başarısız politikalarına karşın, oy oranı kamuoyu araştırmalarına göre yüzde otuzların altına bir türlü inmiyor. Üstelik MHP ile süren ortaklığının katkısıyla gelecek seçimlerde iktidar alternatifi olabileceği bile tartışılıyor.

Ancak bu kez -eskilerin deyimiyle- pabuç hayli pahalı olmalı ki, toplumun ulaşılabilen her kesimine verilen mesajlarla, AKP’nin kapsayıcı siyasal yaklaşımı vurgulanmaya çalışılıyor.

Bir yanda Nakşi kökenli, tarikat ve cemaatlere kamuda kadro ve uygun ihaleler verilerek, desteklerinin sağlanması ihmal edilmiyor.

Diyanet kadrosunda görevli imamlar, sosyal medyada özellikle camilerde var güçleriyle iktidarı destekliyorlar. Kırsalda AKP’nin parti devletinin temsilcilerine dönüştüler.

CHP’nin bir süredir başlattığı “helalleşme” etkinliklerine karşı, AKP’nin gündeme getirdiği yaklaşım; cemevlerini ziyaret ederek, Alevilere mesaj vermek. Önceden gidilecek cemevinde AKP çizgisine uygun düzenlemeler yapılması unutulmuyor. Örneğin Hz. Ali’nin resimleri indiriliyor.

Anlaşılan; oy kaygısı AKP yönetimini partiye hâkim olan İslami görüşün dışındaki kesimlerle -en azından- simgesel de olsa ilişki kurmak zorunda bırakıyor. Bu açıdan AKP’nin cemevleri ziyaretleri ile CHP’nin gündemindeki “helalleşme” arasında dağlar kadar fark olduğu ortada.

Özellikle ekonomi ve dış politikadaki başarısızlıklarının, seçmen üzerindeki olumsuz etkilerini şimdiden gören AKP’nin, gündemi değiştirme konusunda elindeki iletişim olanaklarını harekete geçirdiği anlaşılıyor.

Merkez Bankası kaynaklarını yok eden yanlış para politikaları yüzünden açmaza giren ekonomiyi, seçimlere kadar idare edebilmek için bir takım dış kaynaklarla ayakta tutma çabaları da etkili değil.

Rusya ile yapılan “ruble” ile alış veriş anlaşması karşılığında, Suriye ile ilişkilerin normalleştirilmesi gündemde.

BOP çerçevesinde ikna edilemeyince adı Esed’e dönüştürülen, Suriye devlet başkanının yeniden Esad olarak anılması önemli bir geri adım sayılabilir.

Ardından yarı resmi ortağı Vatan Partisi Genel Başkanı ile eski bir AKP’linin, birlikte bu ülkeyi ziyaret edeceklerinin açıklanması, iktidarın Suriye politikasının değişebileceğini düşündürüyor. Türkiye’nin en uzun sınırlara sahip olan bu komşusu ile geçmişte yapılanları bir yana bırakarak, yeni bir sayfa açması göründüğü kadar kolay olmayabilir.

Hatay-Kilis ekseninde; sayıları konusunda henüz kesin bilgiler verilmeyen, Sünni Arap nüfus ile başlatılan Ortadoğu demografisindeki köklü değişiklik girişimlerinin, bir anda düzeltileceğini sanmak, bu aşamada iyimserlik olarak değerlendirilse de Türkiye siyasetinin gündeminde yer almalıdır.

Suriye politikasında bağnaz ve temelsiz düşünceleri ile bir dönem etkili olmuş, şimdi Altılı Masa üyesi Gelecek Partisi Genel Başkanının, Rusya’yı eleştiren çıkışı, muhalefetin bu konuda henüz görüş birliği oluşturmakta acele etmediğini gösteriyor. Bu ülkenin yaklaşımını Suriye’de Esad rejimini meşrulaştırılma girişimi olarak niteleyen, eski Başbakanın “Altılı Masada” yer alması kuşkusuz diğer partilerin iradesi. Ancak bu durum; Şam’da “Emevi Camiinde” namaz kılma hayalinden vazgeçmesine engel olmamalı.

Türkiye’nin saçmalıklarla kaybedecek zamanı olmadığı ortada.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Bahattin Yücel Arşivi