Suyun üzerinde tasarım

Türkiye’nin büyük kesimi için tatil vakti. Bu tatilde, memleket hasreti ile ailelerine ve doğup büyüdükleri topraklara koşmayı tercih edenler kadar, kendini tatil beldelerine, ve deniz kenarına atanlar da çoğunlukta. Küresel salgının oldukça büyüttüğü eğilimlerden biri de tekne tatilleri. Pek çoğunuz böyle bir tatilde, mavi sularda süzülürken size tasarımdan bahsetmesem olmaz.

Keşfedici insanlık, bu merakını karada olduğu kadar sularda da sürdürmüş. Tekerleğin icadı kadar büyük bir anlamı var yüzen ulaşım araçlarının gelişiminin. On bin yıl önce bambu sallar üzerinde balık tutan, veya en fazla bir akarsu üzerinden karşıya geçebilen insan, çok geçmeden okyanusları aşıp yeni kıtalar keşfetti. Bulunan en eski gemi kalıntılarından biri Kuveyt’te ve bu 7000 yıllık olduğu tahmin edilen bir yelkenli.
Deniz aşırı ticaret kimi kentlerin yok olmasına, toplumlar arasındaki güç dengelerinin değişmesine sebep oldu. Bütün bu süreçte önemli olan tek bir nesne var, o da suyun üzerinde yüzen gemiler.
Daha çok mal ve insan taşısın, rüzgarları daha iyi kavrayan yelkenleri olsun, daha dayanıklı olsun, dalgaların üzerinden daha iyi atlasın, daha uzaklara gidebilsin diye sürekli gelişen, dönüşen bir dünyası var bu alandaki tasarımın. Bu tasarımlar kullanım amaçlarına göre ve kültürlere göre çok sayıda ve çeşitli.
Suyun üzerinde yüzen bir araçta olmak, eski dünyadakinden farklı olarak artık çokça da keyfi. Sadece yat ve süper yatlar, tasarımları, üretimleri, mürettebatları ve karadaki hizmet noktaları olan marinaları ile milyarlarca doları bulan, ve salgın ile de en hızlı büyüme gösteren alanlardan biri. Dünyanın milyarderleri sahip oldukları bu yüzer araçlar ile artık keyif sürmenin dışında, güçlerini, gustolarını ve servetlerinin büyüklüğünü ilan etmenin yarışındalar. Hal böyle olunca tasarım ve teknolojik alanda ortaya konanları tahmin edersiniz.
MELNICHENKO’NUN RÜYASI STARCK’TAN
Bu milyarderlerden biri yaklaşık 20 milyar dolarlık bir servete sahip olan Rus iş adamı Andrey Melnichenko. Andrey’in yatlarını dünyaca ünlü Fransız tasarımcı Philippe Starck tasarlıyor.
Starck, oğlunu yalnız büyütürken geçim sıkıntısı çeken ve bu dönemde Fransız sahillerindeki evlerde geçici olarak kalan çalışkan bir annenin çocuğu. Çoğu kez mobilyasız olan bu yerlerde, küçük Philippe, hep eşyalar hayal edermiş. Bana göre çağımızın en önemli yaratıcı figürlerinden biri olan bu tasarımcı bu nedenle ki yaratımları için sınır tanımaz. Diş fırçasından, binalara, mobilyalardan süper yatlara kadar hemen her alanda bir Starck tasarımı vardır. Kendine özgü tasarım anlayışı ile kuralları, alışkanlıkları sayısız biçimde yıkmıştır. Çocukluğu onu çok iyi bir hikaye anlatıcısı yapmış; hiçbir şeyi olmayan çocuklar sığınır ya hep en çok masallara, o misal.
Philip Starck süper yat tasarlayınca, elbet diğerlerinden farklı oluyor. Melnichenko için 2017 de tasarladığı ve tasarımı ile fenomen olan Sailing Yatch A’dan önce, daha küçük bir motor yat tasarlamıştı. Bu motor yat da, bombalara dayanıklı camları, alışılmışın dışındaki görünümü ile oldukça iddialıydı. Ancak Alman Nobiskrug tarafından üretilen ve 2017’de sulara indirilen bu son yelkenli daha üretim aşamasında bile dikkatleri üzerine çekmişti.
EN’LERİN BULUŞTUĞU TASARIM
Sailing Yatch A, hala denizlerde süzülen en geniş yelkenli ünvanını taşıyor ve rakipleri ile arasındaki fark öyle açık ki, uzun yıllar da bu ünvanı korur gibi görünüyor. 145 metre uzunluğundaki bu yelkenli, 12.700 ton hacminde. 3 direkli bu tekne aslında yelkenli fonksiyonu olan bir motor yat. Çelik yapısını kaplayan malzeme hafif olması için karbonfiber olarak tercih edilmiş. Tasarımın gövdesindeki pencere, güverte gibi tüm alanlar ustaca bir biçimde örtülü ve böylece etkileyici, yekpare bir görünüm sağlanıyor. Elips camlar mercek etkisine sahip ve içeriden bakıldığında dışarının görüntüsünü geniş bir biçimde içeri verebiliyor.
Yattaki 8 güverte birbirine asansörler ve boşlukta uçarmış gibi konumlanan merdivenlerle bağlanıyor. Yatın iç mekanlarındaki tüm detaylar uçuşan ve organik biçimde yaratılmış. Bu tasarım kararı, teknenin üç direğinin formuna da yansımış.
Bir yelkenliyi direklerinin tanımladığını söylerler. Saling Yatch A’nın en uzunu 100 mt olan karbonfiber direği dünyada hala eşsiz. Bu direğin 60. metresinde bir de seyirlik kartal yuvası var. Okyanusta süzülürken dünyaya bir de oradan bakmayı çok isterdim doğrusu!
Bu direkler, özel tasarımları ve üretim özellikleri ile 90 Knot’luk bir rüzgara dirençliler; ki bu 2. kategorideki bir fırtınaya eş değer gelen bir güç. Magma tarafından üretilen bu özel direklerin her biri dört parça olarak üretilmiş; alt parçalarda tam 370 kat karbon kalıplanmış. Firma, sonradan gerçekleşebilecek bakım ihtiyaçları için her biri 3 gün süren bu süreci saniye saniye filme almış. Teknolojik olarak fiber optik sensörlerle donatılı bu direkler, seyir esnasında gerekli tüm analizleri yapıp, konum, durum bilgisi, tarihi veriler ve seyir optimizasyonu datalarını da kaptana iletebiliyor. Bu teknenin yelkenlerinin toplam alanı 3.747 metre ile yarım futbol sahası büyüklüğünde. Ana direkten tek düğme ile kimseye ihtiyaç duyulmadan salınan 1464 metrekarelik ana yelken tek parça üretilmiş olma özelliği ile de başka bir rekora sahip.
Teknenin altında su altını izleyebileceğiniz özel bir bölüm de var.
Bu tasarım üretilirken aerodinamik ve dayanıklılık testlerini Hamburglu HSVA, Southhampton Üniversitesi ve Hollandalı MARIN firmaları gerçekleştirmiş.
Melnichenko’nun teknesinde 54 kişilik bir mürettebat hizmet veriyor.
Bermuda bayraklı bu süper yelkenli motor yat, siz bu satırları okurken, Starck’ın çocukluğunun geçtiği güney Fransa sahillerinde seyrediyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Özlem Yalım Arşivi